• bir kalp hastalığı. kısa adı hcm olan, insanlarda ve kedilerde görünen bir kalp hastalığıdır.

    kediler özelinde hcm, kalp duvarlarının kalınlaşması, kalbin etkinliğinin azalması ve diğer organlarda semptomlara neden olan bir durumdur. genelde solunum sıkıntısı, ağzı açık solunum alma, halsizlik ve farkedilebilir derecede hızlı kalp atışı ile kendini belli eder.

    aynı zamanda kalıtsal bir hastalık ve genelde british ve scotish cinsi ve çoğunlukla beyaz kedilerde ortaya çıkıyormuş.

    ve ne yazık ki benim 9 aylık güzel kızımın hastalığı aynı zamanda.
  • kedilerin genetik olarak yatkın olduğu bir kalp hastalığıymış.

    yani ben kızıma "koca yürekli" derken gerçekten kalbi büyüyormuş...

    ama halledeceğiz. bizim onunla sırt sırta verip s*kemeyeceğimiz hiçbir hastalık yok:)

    edit: çok şükür ki yanlış teşhismiş. vetart'a gitmeyin arkadaşlar. önünden bile geçmeyin.
  • inanmak başarmanın yarısıdır. başaracağınıza ben de inanıyorum.
  • keşke hayatımda hiç duymasaydım, varlığından haberdar olmasaydım dediğim hastalık. 3 yaşına girmesine haftalar kala bu illet yüzünden kaybettim bitanecik kedimi. cumartesi günü çok az yedi, pazar günü de normalde olduğu gibi yemeyince ve masanın altından çıkmak istemeyince sabahın köründe veterinere götürdük. ilk götürdüğümüz veteriner göğsünde sıvı olduğu için fip dedi. başka veterinerlere de sonuçları attık ve fip teşhisi koymak için yeterince delil olmadığına farklı bir şehirdeki esas veterinerimizle karar verdik. daha sonra içinde her şeyi olan bir hayvan hastanesine gittik. öğleden akşama kadar oradaydık, bir sürü test yapıldı emin olmak için. oksijen verildi. oradaki veterinerler kalpten şüphelendi. veterinerin söylediği aklımdan çıkmıyor. fipten çok korkuyordum ama kalp için en azından ilaç vs. hayatına devam eder daha rahat olur diye düşünüp sormuştum, "sizce nedir durum?" diye. "umarım fip çıkar" demişti, anlayamamıştım o an. hakikaten de öyleymiş, hani iki lanet şey arasında illa seçim yapmamız gerekseydi ben de fipi seçerdim. en sonunda eko çekilecek denildi ama herkes çekemiyor, prof geldi ve sonuç hcm. kalp kasında büyüme, dolayısıyla odacıklar küçücük kalmış, kalp organları besleyemiyor. o günden itibaren veterinerde kalmaya başladı çünkü hem oksijen veriliyordu hem vücut ısısı kontrol ediliyordu, veterinerler iyi durumda olmadığı için acil müdahale gerekirse evden getirmenin zor olacağını söylediler biz de riske girmek istemedik. prof.un söylediği kadar aktarıyorum, öncelikle "bunu geri döndüremeyiz ve bana ne kadar ömrü kaldı diye sormayın, önce bunlarda anlaşalım" dedi. daha sonra çok güzel ve nazik bir şekilde bize hastalığı açıkladı. genetik olduğunu, klinik vaka olmadan senelerce hiçbir belirti vermeden kedilerin bu hastalığa sahip olabileceğini söyledi. benim umudum hep kedimin genç ve direncinin güçlü olması dolayısıyla yüksekti. son ana kadar diğer testleri temizdi. hatta veterinerler bile kalp bu durumdayken diğer organlarda sıkıntı yaşanmamasına şaşırıyorlardı. göğüsteki sıvıyı atmak için ilaç verildi ama 2. gün atmayınca prof. sıvıyı çekti. epey rahatlamıştı, sıvı varken gerçekten kötü durumdaydı ve beni kahrediyordu onu öyle görmek. fakat tekrar göğsü sıvı topladı, yeniden sıvı alındı. sanırım 2-2.5 gün rahattı, kalp ilacı, kan sulandırıcı ve sıvı attırıcı alıyordu. son gördüğümüzde epey iyi durumdaydı, yürüyordu, dolaşıyordu. fakat sabaha karşı akciğerden pıhtı attığından şüphelendiler, nefesi bir anda kötü oldu, entübe ediyoruz dediler. 10 dakika içinde de vefat ettiğini söylediler. kan sulandırıcı kullanmasına rağmen nasıl böyle bir şey oldu anlamadım fakat olabiliyormuş, hem doktorlar hem farklı veterinerler benzer şeyleri söylediler. hcm için "sessiz katil" diyorlardı ama hep umut ettim bir şey olmayacağına. "iyi görünür ama bir anda pıhtı atar, kriz geçirir her şey olabilir stabil tutmak zor" diyorlardı ama umut işte. hayatımın en kötü 5 gününü yaşadım bu illet hastalık sayesinde ve 1 ayı geçmesine rağmen hala unutamıyorum. eko hayvanlara her zaman çekilen, sıklıkla tavsiye edilen bir şey değil zaten çok az yer ve çok az insan yapıyor. fakat en azından probnp testini 6 ayda bir veya yılda 1 yaptırın. sürekli kontrole gidiyorduk, dediğim gibi sağlıklı bir havyandı. kabız bile olmadı, burnu akmadı hiç grip olmadı vs. kusmadı bile hayvan hiç. kontrolleri de iyiydi. hala aklım almıyor avuçlarımın arasından nasıl kayıp gitti, kabullenemiyorum. tüm hayvan sahiplerinin bilinçlenmesi gereken bir hastalık.
hesabın var mı? giriş yap