maruş

• bir bayan adı olan marinanın kısaltılmış hali. gerçi kendileri maruş yerine asıl isimleri olan marina diye seslenilmesini tercih ederler. ancak hangisini kullanacağı seslenenin inisiyatifine kalmıştır.
• marina isminin dost meclisinde söyleniş biçimi. bu isim sahipleri ilk başlarda bu şekilde seslenildiğinde duymuyormuş gibi yapıp kaale almamasına rağmen zamanla bu ismi kabullenir ve bu benimserler. sonra onların bu durumu kabullenmesinden yüz bulan arkadaşları maruş'u maruşenka'ya çevirirler. çoktan maruş olmayı kabullenmiş marinalar artık yenilmişlerdir. bu yeni gelen ismi de kabul eder ve hayatlarına artık, marina maruş maruşenka olarak devam ederler.
• maruş, pırasa ve nananem br kafede oturmaktadır. olayın kahramanı maruş'a siparişi üzerine gayet afilli bir limonata gelir. bir tarafta elma dilimleri, diğer tarafta kocaman bir pipet tam orada da siyah yuvarlak bişi. nananem ve pırasa "aaa bu erik mi zeytin mi, hahahaha" geyiğine başlarlar. kıllanan maruş durum tespiti yapmak için pipet yardımıyla siyah nesneyi almaya çalışır lakin nesne bardağın dibini boylar.
  arkadaşlarını kıllandırmış olmanın verdiği vicdan azabıyla pırasa pipete, nananem çay kaşığına sarılarak sondaj çalışması yaparlar ve siyahi nesneyi bardağın dibinden çıkarırlar.
  
  nananem - pırasa : maruş alsana
  maruş: istemem^*
  nananem - pırasa : al ya düşecek gene
  maruş: (pipetle nesneyi çay kaşının içnden yuvarlar) dipte kalsın o. mola (bkz: #10104521) verdim ona