hesabın var mı? giriş yap

  • nereden bakarsanız bakın iki yüzlü insanlar görüyorsunuz.
    neymiş türkiye kobane'ye yardım etsin, türkiye pkk'ya silah versin, türkiye destek çıksın.
    ağrı'da mahkeme kuran ben miydim? hakkari'yi, digor'u kurtarılmış bölge ilan eden ben miydim? gecenin bir yarısı kalleşçe karakollara saldıran, onlarca yüzlerce askeri şehit eden ben miydim? kimseden izin almadan terörist heykeli diken, sonra da o heykel yıkılırken askere saldırıp şehit eden ben miydim? mersin'de tren çarpıp öldüğünde biri sırf bu yüzden polise saldıran ben miydim? van'da deprem olduğunda kalbimizden geçerek oradaki insanlara yardım yaptığımızda ''bizi 7.bilmem kaç yıkamadı, tc mi yıkacak'' diye pankart açan ben miydim? her 2 kelimemden 3'ü kürdistan, kürt toprakları diye diye ülkeyi bölmeye çalışan ben miydim? köyleri basıp kundaktaki bebekleri öldüren ben miydim? senin devletin diyen ben miydim ulan?

    siz nasıl iki yüzlüsünüz de şimdi türkiye gelsin yardım etsin diyorsunuz. çözüm süreci biter diyorsunuz. gelsin benim nöbet tutan abimi öldürsün, babamı yaralasın, arkadaşlarımı bir gece pusuda vursun diye mi yardım edeceğim pkk'ya? ondan mı silah vereceğim?

    yalancı çoban gibi. ota boka mağdur rolü yapanlar gerçekten mağdur olunca yardım edeni çıkmıyor. öldürdüğünüz, kıydığınız onca cana sayın. yeyip bitirin birbirinizi.

    0.

  • şaşırmadığım durum. ben de dün sonuçlar açıklanırken duble yollar teke düşecek diye ödüm koptu.

  • ya arkadaşlar saf mısınız nesiniz amk ya.

    ankarada da var bunlardan.
    ne hikmetse hep çayyolu, çukurambar civarında görüyorum.
    ha bir de, haklarını yemeyim, haftasonu yoğun saatlerde kentpark avm'yi de boş geçmiyorlar.
    çöpün yanına bir de ateş falan yakıyorlar.

    vahşi batı mı lan bura ne iş yapıyonuz siz burda diyen yok.
    ben şehrin ortasında çöpün yanına oturup ateş yaksam 1 gece nezarette geçiririm.

    ülkenin iyice boku çıktı.

    suriyeliye de halk baksın.

    halka kim bakacak amk?

  • insanlar yıllarca sevdiği, aşık olduğu insanı bırakıyorlar, terkediyorlar.
    evlencekleri insanın adını dövme yaptırmaya çekiniyorlar yarın ayrılırız vs diye.

    bre insan sen hangi akla hizmet bir siyasetçinin adını çocuğuna veriyorsun.
    yaşamış, efsane olmuş bir kahraman falan olsa yine kabul edilir. adam aktif siyasetçi yahu.

    böyle mal gibi kalırsınız ortada.

  • çinlilerin abidik gubidik şeyleri neden yediklerinin açıklaması aslında bu. çin yemek terapisi, vahşi doğada yaşayan pek çok hayvanın, çeşitli hastalıklara veya mistik rahatsızlıklara çözüm olduğunu söyleyen, tarihsel olarak milattan önce 2. yüzyıllara dayanan ezoterik inanışları içeriyor.

    mesela meng shen (621–713) diye bir herif tarafından yazılan shíliáo bencao adlı bir kitapta yaban domuzunun birçok bölümünün terapötik olarak kullanılabileceğini belirtiyor. yaban domuzunun safra taşlarını toz haline getirip kaynatırsanız salgınların önüne geçersiniz. yaban domuzunun dişlerini yakıp kül ettikten sonra kullanırsanız yılan ısırmalarına iyi gelir. tahıl şarabı ile birlikte tüketilecek rafine domuz yağı doğum yapan kadınlardaki süt miktarını artırır.

    ayrıca vahşi doğadan avlanan hayvanların, yine mistik anlamda onlara kan ve enerji verdiğini de düşünenleri var. new york times'daki bu yazıda diyor ki mesela: "“like-shapes eaten strengthen like-shapes”. yani şeklen bir organınıza benzer bir şeyi tüketirseniz o organınız iyi olur" gibi bir şey bu. mesela, güney çin'de yılanların, at veya boğa penislerinin erkeklik güçlerini artıracağına inananlar var. yarasaların geceleri uçmasından ötürü, yarasa yersek gözlerimiz keskinleşir diye düşünenleri var. ayılardan alınan safranın sarılığa iyi geleceğini, kaplan kemiğinin ereksiyon problemini çözeceğini sananları var. misk kedisi, yılan ile birlikte pişirilir ve tüketilirse uykusuzluğa iyi geliyormuş. köpek eti konusuna gelince de, yine kan ve enerjisi yüksek olsun, daha fazla jinbu versin diye kovalanarak avlanmış bir köpeğin etinin iyi geleceğine inananı var.

    dolayısıyla, bugün çin'de bu yemek kültürü varsa, bu onların atalarından kendilerine miras kalmış; benzeri ya da paraleli pek çok başka kültürde de bulunan saftirik masallardan ötürüdür.

  • adam cumhurbaskaniydi ve o da halk secimiyle olmuyordu, meclis seciyordu.

    gerizekali gibi korktu parti kapatti yazanlar var. kapatilan partiler cumhuriyet düsmanlariydi. padisah ingiliz gemisiyle gitmesine ragmen padisah özlemi ceken ve hilafet isteyenler vardi.

    sirf padisah soyundan geliyor diye vasifsiz insanlarin ülke yönetmesini isteyenler de sizin kafanizdan farksizdi.

    atatürk’ün yaptiklari ortadadir. savasin ortasinda bile kac tane secim yaptirmistir. meclisin kurulmasi, milletvekili secimleri, meclis baskani olmasi, baskomutan secilmesi, bütün bunlar o kaosun icinde oldu.

    atatürk meşruiyetini her zaman halktan aldi ve halkina güvendi.

    cumhuriyet düsmanlarinin da basini ezdi.

    edit: savaşın ortasında bile tek düşüncesi halkıydı adamın. halktan mı korkacakmış? artık bu savaşlar bitsin, sanatla, sporla uğraşılsın diyen, insan gibi yaşamak benim milletimin de hakkı diyen adam mı korkacakmış milletinden?

    neden korkacak arkadaş? ölüme giden adam mı konumunu kaybetmekten korkacak? bu adam osmanlı'ya isyan etmiş, asi ilan edilmiş. başarısız olsa kellesi gidecekti. kaldı ki sadece osmanlı değil, yunanlılara savaşı kaybetse ne olacaktı bilmiyor muyuz?

    bu adam korkacakmış. siz ne konuştuğunuzu bile bilmiyorsunuz.

  • görüntülere bak. ne bir kadın ne bir çocuk hepsi full erkek. yarın kimileri izmir'de, kimileri istanbul'da, kimileri de bursa'da soluğu alacak. otobüste, markette, asansörde dip dibe olacağız bunlarla. hayat tarzımıza olan hoşnutsuzluklarını bakışlarında görebileceğiz.

    her şeyi geçtim, afganistan'ın 5 sınır komşusu var ama her nedense komşu bile olmayan ülkemize giriyorlar.

  • an itibariyle ısraelden 150 asker 30 doktor 100 hemsire 8 ucak seyyar hastane gaziantep hava alanina bir sürü yardım kolileri ile inmiştir

  • siz bir de seçimden sonrasını görün.
    ---
    özetle bankalara diyorlar ki, şirketlere ve vatandaşlara daha az kredi verin.

    ticari kredi alamayıp borcunu çeviremeyen işletme bir süre sonra iflas eder ve işsizlik artar.

    ihtiyaç kredisi çekmek isteyen vatandaşa "altın ve döviz almayın ulan" diyorlar.

    taşıt kredisine dokunmamışlar ama onun oranı zaten düşüktü ve konut kredisi gibi alma şartları zordu.

    hiçbir şekilde tasarruf yapmayan devlet vatandaşın, esnafın ve şirketlerin tepesine çöküyor yani.

    ---

    yandaş şirketlerin her türlü vergi borcu silindiği ve bankalardan çok rahat, uzun vadeli ve düşük faizli kredi çekebildikleri için hatta borçları geri ödemeseler bile onlara bir şey olmadığı için onlara herhangi bir sorun ve dert yok.