ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
elinden badem çıkaran şeyh
-
tuzlu fıstık ve bira çıkartırsa beni kazanabilecek şeyhtir.
sevgilisinin verdiği çiçekleri yiyen kız
-
sarıkızdır.
birden fazla evi olandan ek vergi almak
-
uzun dönemli yatırımlar yapmayı düşünenler için "yapmayın" demenin bir yolu.
diyelim türkiye'de bir iş kurdunuz ve başarılı oldunuz. günde 15 saat çalışmanız, sinir stresle/belirsizlikle boğuşmanız, bir dönem sürünmeniz ve biraz da şansla güzel bir birikim yapabildiniz. bunu enflasyona kurban gitmeden bir şekilde değerlendirip yaşlılığınıza doğru birikim yapmak ve enflasyonun üzerinde gelir kazanmak istiyorsunuz. türkiye'de yaşıyorsanız geçmiş olsun, fazla seçenek yok. seçenekler benim gördüğüm kadarıyla şöyle:
1) emekliliği üstten yatırmak: dönemin ülke patronu kimse "şaaaaak" diye enflasyona ezilebilirsiniz, allah yardımcınız olsun.
2) türk borsa/fon: kumarhaneye hoşgeldiniz, uzun vadede "gerçekten" enflasyon üstü kazanabilir misiniz, mümkün müdür bu? parayı 30 sene atayım buraya biriksin, emeklilikte yaşarız hehe diyebilen var mı? varsa helal olsun
3) ev almak: bir gece ansızın %25 kira artış engeli gelebilir, birden fazla evi olana vergi gelebilir, yarın "abi naber" vergisi çıkabilir... yeni kumarhanemiz.
4) altın alıp yatmak: enflasyona göre eskiden 1 çeyrek ile alabildiklerimiz şu andaki 1 çeyrekle alabildiklerimize göre çok farklı. bu da nanay.
5) kripto, yılan yağı, zart zurt: allah kurtarsın kardeşim
alternatif yatırım önerileriniz varsa yeşillendirin üstatlar.
abd'de yaşıyor olsaydınız ev fiyatları düştüğünde ev alıp, ev fiyatları şiştiğinde satıp voo etf alıp uzun vadede enflasyon üstü kazançlarınızı hüpletebilirdiniz. ancak türkiye'de finansal geleceğiniz muamma be dostlar.
son 5 senede abd neden bu kadar büyük bir ülke. hür düşünce, hukukun gerçekten uygulanması, sermayeye rahat ulaşım ve insanların parasını dilediği gibi kullanabilmesi nasıl ekonomiye etki ediyor uygulamalı öğrenmiş oldum. çok net bir şekilde anlamış oldum. sanıyorum günümüzde en güzel yatırım tavsiyesi green card almak. ama adettendir, yatırım tavsiyesi değildir.
volvo xc60 ve kartal'ın yaptığı kaza
-
kartal'ın ameliyatlı yerine gelmiş. başka bi açıklaması olamaz.
direk mi direkt mi sorunsalı
-
günlük yazı dilinde sıkça karşılaşılan bir sorunsaldır. malumunuz, tdk.gov.tr dünyanın en yavaş açılan çevrim içi sözlüğü olduğu için oradaki açıklamaları buraya taşımayı uygun gördüm.
direk:
1. ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
2. sütun
3. değerli, saygın, önde gelen kimse
direkt:
1. aracısız
2. doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca
3. doğrudan, doğrudan doğruya
bu da benden olsun direk
not: tdk'nın yarın bir gün, direğin anlamını "müsait olan bayanların tırmandığı hede" olarak değiştirmesi ihtimaline karşın gerekli caps'ler alınmıştır.
cb amblemli maske poşetinde hediyedir yazması
-
gerçekten sorulması gereken soru üstte sorulmuş. cebinden mi verdi?
7 maaşını bağışlayıp butun turkiyeye maske kolonya ikram edebiliyor mu?
yoksa bu devletin karşıladığı bişey mi?
ne zamandır kişiler devlet oldu?
edit:
an itibariyle 809 fav almış bu entri debe'de yokken, 15 favlı bir westworld spoileri 13 favlı bir hakan ural eleştirisi 12 favlı bir fatih altaylı gafı 3 favlı bir "yasak elma" dizisiyle ilgili ne olduğu anlaşılmayan 258471263418723. entri ve daha niceleri debe'de.
şahane gerçekten.
tamam bu entri de bi bilgi değil belki, ben de debeye gireyim diye yazmıyorum. kendi kendime söylenmek için yazıyorum da neyse ben bişey demiyorum. sansüre karşıyız.
rus ordusunun türkiye'ye doğru harekete geçmesi
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : sevgilimin tel deki adı google
1.çünkü aradıgım herşey onda var
2.demekki dünyanın en büyük motoruymuş
(bkz: 2 sikmiş)
deflasyon
-
en basit tanımıyla negatif enflasyondur.
türkiye gibi şirketlerin finansmana erişimi kolaylaşsın ve millet kredi çeksin gibi söylemlerle faiz indiren ve dövizin fırlamasına sebebiyet vererek üretici için her şeyi daha da zorlaştıran, faiz teorisini reddeden, başkanı sürekli değişen, enflasyon jeneratörü, bağımlı bir merkez bankasının var olduğu ülkelerde değil japonya gibi memleketlerde görülür.
deflasyonun temelde iki nedeni vardır:
- arzda artış
- talepte düşüş
enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde ürünlerin, hizmetlerin fiyatlarında düşüş görülmesi arzulanan bir durum olsa da bazen vaziyet bunun tam tersidir. deflasyon ekonomisinde talep arz karşısında yetersiz kaldığından ötürü ürünlerin ve hizmetlerin fiyatları düşer. nihayetinde kar marjları düşen firmalar üretim maliyetlerini düşürme ereğine yöneldiğinde bu durum istihdamın düşüşü ile sonuçlanır.
faiz oranlarını düşürmek 90'larda japonya'nın deflasyon ile verdiği savaşta uyguladığı bir strateji olmuştur. bankacılık sektöründe ortaya çıkan problemler bankaların sermayelendirilmesiyle hafifletilmeye çalışılmış olsa da sürdürülebilir olmayan politikalar 97'de patlamıştır.
deflasyonun sebebiyet verdiği çıkmaz harcama yerine birikimi ödüllendirmesidir ki bu da ekonominin canlılığını yitirmesine sebebiyet verir.
japon ekonomisiyle ilgili video:
the economy of japan: how a superpower fell from grace in four decades
kediyi diğer odaya kapatsan daha iyi olacak
-
inanmayacaksınız ama eve misafir gelmese bile kediyi odaya kapattığımız oluyor. keditaparlar hangi evrende yaşıyor bilmiyorum ama bu kadar fanatik olmaya da gerek yok.
evimizde mutfak kapısı yok ve eğitilemez bir çomar olan kedimiz biz yemek yerken musallat oluyor. gidip salona kapatıyoruz. bakın kör kuyulara, zindanlara atmıyoruz. zaten halihazırda yaşadığı, içinde suyu olan, pencereden dışarıyı seyredebileceği, kanepede uyuklayabileceği, oyuncakları ile oynayabileceği odaya yarım saatliğine kapatıyoruz.
sizin evinize misafir olarak düşmanlarınız geliyor olabilir ama bizim evimize sevdiğimiz insanlar geliyor. sevdiğimiz insanları da kovmaktan beter etmek gibi huylarımız yok. herkes kedi sevmeyebilir veya alerjisi olabilir, fobisi olabilir ya da temas etmek istemiyor olabilir. o zaman da ne yaparım, kalkar oturduğumuz odanın kapısını kapatırım. kedim de evin kalanında vakit geçirebilir.
kedim canım ciğerim ama arkadaşlar abartmayalım.
bekçilerin 4000 tl maaş alması
-
ülkedeki maaş adaletsizliğinin en güzel göstergesi. lise mezunu, torpille iş başına gelmiş vasıfsız adamlar bekçi yapılıp ellerine üniversite mezunu maaşı veriliyor. yaptıkları iş de tunalıda elinde birayla gezen gençleri uyarmak, kimlik sorup insanları rahatsız etmek. yeni üniversite mezunlarının çoğuna teklif edilse hiç düşünmeden kabul edeceği parayı lise mezunu kendini geliştirmemiş adam her ay cebine atıyor. sözlükteki mallar da doktor, öğretmen, pilot maaşı eleştirmeye devam etsin.
yaran fıkralar
-
temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.
sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.
elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.
tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.
panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.
aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"
fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:
"ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"
...................
belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.
(bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)
kpss 2011
-
arkadaş sınavı filan boşverdim, ulan adam sınavdan çıkarken verilen silgi-kalemtraş ve kalemleri çöpe atıyor, ve sınav gözetmeni olan hocada bunu çöpten topluyor. hoca ya söyledim, " ihiyacı olan vardır benimkileride alın" diye, adam "kalemi olmayan öğrencilerim oluyor onlara dağıtıyorum yıl içinde" dedi.
bi tarafta şerefsiz-ler- sırf bedava olduğu için çöpe atar verilenleri, bir taraftada başkasının çocuğu kalemsiz silgisiz olduğu için bir öğretmen bunları çöpten toplar. işte memleketin hali....