• hopurdetmek eyleminin en samimi hallerinden biridir. zira susami$sinizdir ve dipte kalan o son meyve suyu damlalarina da ihtiyaciniz vardir. tamamen insani bir icguduyle, cigerinizin elverdigi olcude son bir iki damlayi da midenizle bulu$turma cabasi icerisindesinizdir.

    elbette bu hareketinizde ekmek getir dibini de siyiracam tandansi yakalayanlar ve turlu olumsuz yaki$tirmayi layik gorenler olacaktir; ancak bu kafayla 80 kuru$a aldiginiz meyve suyundan en fazla 72 kuru$luk faydalanabilirsiniz. yani ortalama %10'luk bir kayip ya$anir... ne gerek var?

    hemen tenha bir yere gidip itinayla hopurdetin. olmadi kutunun kulakciklarini acip iyice duz hale getirin ve son damlayi da icene kadar kutuyu presleyin.
  • harika ötesi bir ses eşliğinde yapılan harekettir. 3 yaşındaki bir çocuğun kitabında fil olmak olarak bilinir. iyiki de o ses vardır yoksa o sütü nasıl içirebilirdik inatçıya !

    (bkz: hadi fil ol bakayım)
  • pek tabii cok da abartilmamasi gereken eylem, ancak unutulmamali ki ulkemizde uretilen her on meyve suyundan biri tam olarak icilmiyor, kotu muameleye maruz kaliyor ya da dayak yiyor. yine uretilen meyve sularinin onda altisi dogrudan fiziksel $iddetle (duzulme, ezilme, patlatilma) kar$i kar$iya.

    icindeki meyve suyu sizin icin bir iki kucuk damladan ibaret olabilir, ama onun minik, ko$eli dunyasinda onem arz eden yegane konu bu. icini bo$altacak birine ihtiyaci var, biraz samimiyete, ilgiye, pipete, vakuma...

    elbette karar sizin, ama lutfen biraz sagduyu.
  • önce üfleyerek kutuyu biraz şişirip denenirse daha verimli sonuç alınabilen eylem. *
hesabın var mı? giriş yap