• fenerbahceli olmayanlari anlarim da, fenerli olan "tum turkiye"nin neden kar$i oldugunu anlayamamaktayim. cok ilginc $eyler bunlar.
  • daha doğru bir şekilde fenerbahçe'nin tüm türkiye'ye karşı olması şeklinde açıklanabilecek durum. tıpkı koca dağın tavşana değil, tavşanın dağa küsmesi gibi.
  • yönetici, taraftar ve dış etmenler olmak üzere 3 ayağa sahip antipatidir.

    "fenerbahçe'nin başında 8 yıldır görev yapan aziz yıldırım, 3 yıl için yeniden başkanlık görevine getirilerek, 16,5 yıl başkanlık yapan (1934-1950) şükrü saracoğlu'nun ardından, üst üste en uzun süre görev yapan 2. başkan olacak. yıldırım'ın başkanlık süresi, 3 yılı tamamladığı taktirde 11 yıla çıkacak."
    http://aziz-yildirim-a-3676-oy.1spor.com/

    en önemli neden olan yönetici ayağında, maddi kaynaklardan ötürü kendilerini türkiye'nin en elit kesimi sanan bir kaç kişi vardır. fakat paranın saygı getirdiği bazı ortamların aksine halkın gözünde bu pek de böyle değildir. yine de bu durumu hiç bozmayan aynı şahıslar, tff üstünde kuramadıkları aristokrasilerini kendilerine inanmaya hazır taraftarlar üzerinde kurmak adına fenerbahçe cumhuriyeti diye bir konsept bile oluşturmuşlardır. bu ayrılıkçı yaklaşımların ve benmerkezcil davranışların diğer takımlar ve taraftarlar nezdinde bir antipati yaratması gayet doğaldır. burada dikkat edilmesi gereken nokta ise antipatinin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak taraftarın yönetime kayıtsız şartsız, tabiri caizse kör, desteğinin daha da artması ve yönetimin de paralel olarak gerek rakipleri ve başarılarını küçük göstererek, gerek başarısızlıkların faturasını hep başkalarına çıkararak, gerek pahalı ama boş transferler yaparak kendisini arka plana çekip taraftarları birbirleriyle çarpıştırarak krallıklarını devam ettirip güçlenmeleridir. ne kadar kin ve nefret, o kadar para ve güç. (bkz: toplum mühendisliği)

    genellikle aile gelenekleriyle ve çocukluk döneminden başlayan yönlendirmelerle taraftar olan kitle ise bu kışkırtmalar sonucunda fanatizme sürüklenerek rasyonelliklerini ve görüşlerini tamamıyla kaybedip birer fedai, kuklaya dönüşmektedir. yönetim ne derse kayıtsız şartsız arkasında duran, sözcülük hatta kraldan çok kralcılık yapan bu kitle ise hem çekirdek kadronun izolasyonunda kullanılmaktadır hem de içeriden çıkabilecek aykırı seslerin oluşmasını önlemektedir. aynı zamanda yönetimin gösterdiği tff, hakem, ve rakip takımlar gibi hedefleri sindirmek için tetikçi olarak da kullanılan bu kitlenin tek dayanağı kendileri dışındakilere hissettikleri yapay nefrettir.

    dış etmenler olarak ise fenerbahçe'nin başarısızlıklarının yanında rakiplerin başarıları, basının kışkırtması, hakemleri ve tff'nu sayabiliriz. on milyon dolarlar verilip getirilen adamların bir senede geri yollanması bu arada galatasaray'ın uefa kupasını alması, ikinci lig takımlarına alınan mağlubiyetler, rakiplerin kazandığı kupalar derken hezimetlerle örülü bir hale gelen fenerbahçe camiası, başarısızlığın nedenini de bulamamalarından dolayı yöneticisiyle, taraftarıyla herkese kin kusmaya başlamıştır. basın ise tüm bu süreçte katalizör görevi görerek hem tirajlarını arttırmış hem de yönetimle olan bağlarını güçlendirmiştir. hakemler ve tff'nunun etkisi ise her takıma olduğu kadar olmuştur. sonuçta herkes aynı hakemlerle oynamıştır, şikayetler edilse bile bunlar derli toplu verilere dayandırılmayıp lafta kaldığından provokasyondan öteye gidememiştir. tff'nunun başında ise tüm kulüplerin seçtiği bir kişi olup siyasi etkilere kapalı olması gerektiğinden belki de bu camianın yakınmaması gereken tek kurumdur. bu kuruma karşı girişilmiş mücadele bile fenerbahçe ve "geri kalanlar" arasındaki güç savaşını kanıtlamak için yeterlidir.

    taraftarın artık başarısızlığın nedenlerini kendinde araması, cebinden çıkan onca paranın nerelere harcandığını sorgulaması ve sorumluluların cezalandırılmasını istemesi gerekmektedir ama ne türk futbolu, ne türk insanı, ne de herhangi bir camia bu bilince ulaşamamıştır, uzun süre de ulaşacak gibi gözükmemektedir.
  • fenerbahce turk futbolunun merkezidir. ataturk'un takimidir, acayip cok taraftari vardir, cok zengindir, stadi muhtesemdir, baskanlari sahanedir. ama turkiye'de fenerbahceli olmayan herkes onlara karsi cok buyuk bir komplonun parcasidir, aleyhlerindedir. aslinda fenerbahce her sene tum kupalari alacak potansiyele sahiptir de, bu komplolar engeller onlari.

    ayni durumun biraz buyuk olceklisi memleket icin de gecerlidir. memleket dunyanin en onemli, en stratejik, en herseyin ortasinda, en asil kanli insanlarin yasadigi bir ulkedir. ancak, ne yazik ki, butun dunya (dort tarafimizdaki dusmanlar dahil) bizim memleket aleyhine buyuk bir komplonun icindedir. aslinda, bizim milli gelirimiz cok daha yuksek olabilir, biz istesek herseyi yapabiliriz. hatta burdan atinaya 3-5 saatte ulasiriz. ama iste bu komplocular dolaniyor ayagimiza.

    ha, bir de bu icimizdeki irlandalilar var. ama o baska bir mesele.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap