hesabın var mı? giriş yap

  • fullersen ve yaklaşık 5 - 10 km gidersen baya baya bi komponenti eline alırsın.

    10 litre kadar koyarsan , uzun vadede belki sıkıntı olabılır ama mazotla karışan benzini diesel motor yakar atar. tabı dedıgım gıbı uzun vadede sıkıntı olabılır. cunku benzinin yanıcılıgı ve yapısı mazottan farklı. mazotun ıcıne yanan kıbrıt atsan yanıp alev almazken benzin kııvılcımla bıle alev alır.

    bu gibi durumlarda farkederseniz eger hıc kontaga basmadan cekıcı cagırın. servıste buyuk ıhtımal deponuz ve motora giden yakıt borusu sokulecektir. bu da tabı en hafıf olan tarıfe.

    ayrıca dizel arabalar onune gelenı yakar. ayırt etmez. en leş mazotu koysan bile bir sekılde yakar atar. hea ortalıgın anasını aglatır ama yakar. cok alakasız olarak ornek vereyım su an arabamın mazot deposunda eger suzgec yoksa yaklasık 15 cm lık bır agac dalı bulunuyor nasıl soktum hıc sormayın *

  • boş bir slogandır o ayrı da.
    başka bişey diyecem, lan hakkaten bizdeki hain dünyaya yeter a.mk.

    yunan şovenist saçma sapan sloganlar atar bizim mallar nasıl olurda kendimize laf sokarız diye g.tünü yırtar.

    yunanistan'da sosyalistler iktidara geliyor, adamların ilk açıklamaları "ege'de deniz milinden taviz vermeyiz" "türkiye, kıbrıs'tan çekilmeli" vs.vs hep kendi milletini, ülkesini düşünen açıklamalar.

    lan yanlışlıkla bizim çakma sosyalistler türkiye'de iktidara gelse, halkların kardeşliği ayağına istanbul'u yunan'a verir, sivas'a kadar ermeniye bırakır filan, soykırım filan getirin ne istiyosanız imzalayım derler, bu kadar kendi insanına, milletine, ülkesine düşman sosyalist çeşidi dünyada yoktur.. valla bi enayi bizimkiler anasını satiyim.

  • dostoyevski okuma rehberi bunlardan biri olabilir diye düşünüyorum.

    ayrıntılı rehberlik edecek kadar derin bir bilgiye sahip değilim, ama neredeyse bütün kitaplarını okumuş bir insan evladı olarak ''bu kadar kitap arasından hangisiyle başlamalıyım acaba?'' diyen arkadaşlar için bir yol haritası çizebilirim.

    bu siteye linkleri falanda gömdüm bütün kitapların sırasıyla. isteyenler buradan okuyabilirler :

    https://medium.com/…oyevski-23a1088022fd#.5r0uo23ca

    1- biyografi, edward hallet carr:

    eğer onu tam tanımak istiyorsanız, bu kadar çok kitabı hangi ruhla ve nasıl bir ortamda yazdığını merak ediyorsanız, ve zamanınızda varsa, edward hallett carr tarafından yazılan kısa biyografisiyle başlayabilirsiniz. ben bu kitabı kitaplarını okuduktan sonra okudum ve pişmanım. eğer bu kitaptan sonra okusaydım, kazanacağım şeyler iki katına çıkabilirdi.

    http://www.kitapyurdu.com/….html&filter_name=edward carr

    2- insancıklar:

    benim zamanım yok onla uğraşacak diyorsanız eğer, zaten onunda ilk kitabı olan ‘’ insancıklardan’’ başlayabilirsiniz. bu, hem onun o mükemmel anlatımına sizi alıştıracak, hem de ruhunu daha iyi tahlil edebileceksiniz. bu kitap, aynı zamanda dosto’yu meşhur eden eseridir. kitabın çok büyük bir bölümü mektuplardan oluşuyor. konu ise, dostoyevski’nin en temel duygularından biri: acıma.

    http://www.kitapyurdu.com/…&filter_name=insancıklar

    önemli edit: draqa adlı arkadaşımızın önerisiyle ve benim aptallık yaparak unuttuğum yeraltından notları buraya sıkıştırıyorum.

    http://www.kitapyurdu.com/…_name=yeraltından notlar

    3- kumarbaz:

    kitabın hikayesi ilginç ve şaşırtıcı. suç ve ceza’dan sonra şöhreti tavan yapan dostoyevski, aldığı çoğu parayı kumara ve erken yaşta ölen erkek kardeşinin ailesi için harcar. ancak öyle kitaptan sonra eline toplu bir para geçtiğini düşünmeyin, kitap yazım sürecinin başında bir avans alır, ortasında aldığı parayla da kitabın parasını tamamlarmış. bu yüzden ömrünün son yılları hariç ( bu da eşi sayesinde ) refah bir hayatı olmamış dosto’nun.
    bu kitabı yaptığı anlaşma gereği ‘’1'’ ay içinde tamamlamış. ancak ne yazacağına karar veremeyen dostoyevski, bir süre sonra kumar tutkusunu aşk ile harmanlayıp ortaya bu romanını çıkarmış. öyle baskın bir aşk hikayesi yok romanda ve kısa sürede bitirebileceğiniz bir kitap. hem ikinci kitap olarakta ideal.

    http://www.kitapyurdu.com/…tml&filter_name=kumarbaz

    4-ezilenler:

    az bilinen ama en etkileyici eserlerindendir. psikolojik çözümlemeler harika ve ikileme düşürücüdür. bu sebeple okunması kolay ama hazmetmesi zordur. bu nasıl oluyorsa. velhasıl kelam, mutlaka okuyun derim.

    http://www.kitapyurdu.com/…ml&filter_name=ezilenler

    5- budala:

    gelelim ağır toplara. budala, sayfa sayısıyla gerçekten ağır bir top. gördüğünüzde şöyle bir ürkebilirsiniz. ama okuduğunuz zaman sayfalar su gibi akıp geçecektir. prens mişkin’in ‘’ budalalığına’’ gerçekten hayrete edebilirsiniz. aslında, mişkin budala falan değildir. iyi yürekli olmanın, budala olarak tanımlandığı bir toplumda, bunun sonuçlarını ağır bir şekilde ödemektedir. gerek dostoyevski’nin her kitabında kullandığı felsefi akımlara giriş mahiyetinde olsun, gerek kalınlığına! giriş olsun en ideali budala’dır.

    http://www.kitapyurdu.com/….html&filter_name=budala

    6- delikanlı:

    u kitap, karamazov kardeşlerden önceki kitap olmakla beraber, ecinniler, suç ve ceza ve karamazov kardeşler’in büyük bir bölümünü kaplayan felsefi düşüncenin en az olduğu kitaplarından. bu nedenle diğerleri kadar etkileyici olmasa bile, kesinlikle okunmaya değer, insanlar arası ilişkileri ortaya koyan ve dosto’nun psikolog tarafının ağır bastığı bir roman.

    http://www.kitapyurdu.com/…ml&filter_name=delikanlı

    7- suç ve ceza:

    gelelim herkes tarafından bilinen bu kitaba. kitabı fazla anlatmaya gerek yok sanırım. ama sadece şunu belirtmek istiyorum, dostoyevski’nin hiç bir kitabını okumadan direk bunun okumayın. alacağınız keyif yarı yarıya düşecektir.

    http://www.kitapyurdu.com/…674.html&filter_name=suç ve ceza

    8- karamazov kardeşler:

    bazı yazarların ‘’gelmiş geçmiş en büyük roman’’ dedikleri bu kitap, adeta onların ne kadar haklı olduklarını yüzünüze vuruyor. dostoyevski herhalde, bu dünyaya en büyük eserimi vermeden veda etmeyeceğim demiş gibi. 1000 küsür sayfayı nasıl çabuk okuduğunuzu anlamayacaksınız. kitapta her şey var, din eleştirisi, felsefe, tanrı, psikoloji, aşk, acıma, dram…

    http://www.kitapyurdu.com/…ml&filter_name=karamazov kardeşler

    9- ecinniler:

    bu kitap neden karamazov’dan sonra geliyor diye düşünebilirsiniz. bunun sebebi, dostoyevski’nin felsefe ve siyaset hakkındaki görüşlerinin neredeyse hepsini bu kitapta yazmış olması. zaman zaman ironiyle, zaman zaman da büyük bir ciddiyetle karakterler üzerinden bu görüşlerini açıklıyor. takdir edersiniz ki onu tanımadan bu kitaba girişmek pek sağlıklı olmaz..

    http://www.kitapyurdu.com/…ml&filter_name=ecinniler

  • birilerinin bu beyinsiz canlilara 15 temmuz’un asil sorumlusunun feto’ye “ne istedilerse verdik” diyen oy verdikleri partinin oldugunu soylemesi gerektigi gosteren videodur

  • olay osmaniye'de gerçekleşiyor. basın mensubu belediyenin ihale işlerini araştırıp gördüğü usulsüzlükleri, şüphe uyandıran verileri kendi instagram hesabından ifşa ediyor, bir hafta geçmeden talimatla evine baskın yapılıyor.

    yeni türkiye'nin nasıl bir hal aldığını görmek için
    link.

  • kanada'da muhendislik okuyan ogrencilerin, oryantasyon haftasi boyunca kendilerini mor renge boyamasi.

    ingiliz deniz muhendisleri, gecmiste ve hatta bugun de hala bazi uniformalarinda yaygin olan bir özellik olan, subay orgusunun alt ve us kisimlarinda, diger subay turlerinden ayırt edilebilmek icin mor renk kullanirlar. buna benzer uygulamalari cerrahlar kirmizi, gemi murettabati ise gri serit cizgileri ile yapar.

    gorsel

    su resim anlasilmasina yardimci olacaktir. cok net gozukmese de, o sari cizgelerin etraflari, mesleklere gore renklendirilmektedir.

    gelin azicik gecmise gidelim.

    white star line, amblemi benimseyen ticari donanma sirketlerinden biriydi. bu sirket ayni zamanda titanik'in de sahibiydi. titanik gibi bir gemi, birden fazla komurle calisan buhar kazanlarina, buhar motorlarina, elektrik uretmek icin buharla calisan dinamolara, tahrik dislilerine ve bircok cesitli sistemlere sahip bir gemi, haliyle buyuk bir muhendislik ekibine ihtiyac duyuyordu. motor departmaninda 24 makine muhendisi ve 6 elektrik muhendisi olmak uzere yaklasik 325 murettebat uyesi vardi. muhendislik ekibi icin, bir seylerin yanlis gittigine dair ilk ipucu, muhtemelen makine dairesine gelen "dur" ve hemen ardindan "tam hiz" mesajlariydi. tabii ki bunun ustune bir de buz dagina carpma sonucu olusan sarsinti bir sikinti oldugunu netlestirmisti. muhtemelen bu noktada tum izinli muhendisler, acil mekanik problemlerin oldugu durumlar icin kullanilan bir alarm sistemi tarafindan makine dairesine cagirilmisti.

    en ondeki kazan dairesindeki (no.6) muhendis ve murettebat, geminin muazzam bir oranda (7 ton/saniye) su aldigini hemen gordu. geminin batmaya dogru gittigini anlayan ilk insanlar da onlardi. su gorselden; kisimlar kirmizi dikey cizgilerle, muhendislik bolmeleri mavi etiketlerle ve capisma hasarini yesil cizgilerle gorebilirsiniz.

    titanik her ne kadar kasvetli gorunurse gorunsun, cilgin sular iceri dolmaya devam ediyordu. bu noktada muhendislerin olaya el atmasi gerekiyordu.

    - motorlar artik calismadigindan veya ihtiyac duyulmadigindan cok fazla buhar uretmek gereksiz ve tehlikeliydi. bu yuzden ilerde yer alan butun kazanlarin basinclari bosaltildi.

    - buharla calisan butun pompalar devreye sokuldu. pompalarin kapasitesinin cok daha ustunde su gelmesine ragmen, en azindan batmayi biraz yavaslatacagi dusunulmustu.

    - elektrik sistemlerinin devam etmesi muhimdi. geminin icindeki insanlarin koridorlardan cikis yollarini gorebilmeleri gerekiyordu.

    komur duzeltmede calisan insanlarin cogu ve bazi iftaiyeciler cankurtaran ekibi olarak yerlerini almak icin gonderildi ve bazilari batmaktan kurtuldu. muhendisler ve diger motor ekibi, ellerinden geleni yapmak icin bir sure asagida kaldi. muhendislerin asagida ne kadar kaldiklari ve ne yaptiklari, hicbiri hayatta kalmadigi icin asla bilinmeyecek. muhtemelen sonunda kazani ve makine dairelerini terk ettiler, ancak yine de onlari ve bircok yolcuyu alacak cankurtaran filikalari artik yoktu.

    dolayisiyla mor renk, muhendislere can ve mali korumak icin elinizden gelenin en iyisini yapmayi, elinizdeki kaynaklari en iyi sekilde kullanmayi, en acil sorunlari cozebilmeyi, en kotusunu ongorebilmeyi hatirlatir. ayni zamanda; titanik biraz da olsa gec batsin diye hayatini hice sayan muhendisleri onurlandirmak icin de ogrenciler kendilerini mor renge boyarlar.

    bu gelenek ilk olarak 1970'li yillarin sonlari ve 1980'li yillarin baslarinda queen's university tarafindan yapilmaya baslaniyor, sonrasinda da tum ulkeye yayiliyor. ilk baslarda vucudun sadece bir kisminin mor renge boyanmasiyla yapilan bu etkinlik, yillar gectikce tum vucudun boyanmasi seklini aliyor.

    violet de paris. fransiz kimyaci charles lauth tarafindan 1861'de kesfedilen sentetik bir kimyasal. hammaddesi ise centiyana meneksesi*. muhendisleri boyamak disinda bazi ev urunleri renklendirmede de kullanilmaktadir. bunun yani sira kendisi aslinda tibbi bir maddedir. anti bakteriyeldir ve vucudu mantara karsi da korur.

    gentian violet

    menekse sentezi, alkol ve suyun karisimdan olusuyor aslinda bu boya. alkol, boyanin hizli kurumasini saglamanin yani sira cozeltinin sterilligini de korumakla gorevliyken; boyadaki su miktari ise boyanin gucunu yani onu cikarmanin ne kadar kolay veya zor olmasini belirliyor. bu sayede az su ile ciltte daha uzun sure kalma saglanabiliyor. oryantasyon haftasinda kullanilan karisimda genelde 600 litre suya bir gram boya atiliyor. bu sekliyle rahat iki gun vucutta kalma saglanabiliyor. tirnak ve saclar ise mor rengin ayrilacagi son yerler oluyor.

    her ne kadar bitki ozlu gozukse de sentetik bir kimyasal olmasi, saglik kaygilari konusunu da gundeme getiriyor zira 12 haziran 2019'da kanada saglik bakanligi yayinladigi yazida bu etkinligin kanser riski tasidigini belirtiyor. etkinlikten vazgecmek istemeyen universiteler, basta toronto universitesi, bu centiyana meneksesine herhangi bir saglik tehtidi olmayan alternatifler arastiriyor.

    mevzubahis yazi

    konuyla ilgili gorseller;

    kazana dusenler

    lgbt yuruyusunden

    oryantasyon haftasindan

    kaynak

    bonus: bir diger kanada muhendislik gelenegi icin (bkz: #65128667)

    duzeltme: imla.

  • içinde olduğumuz durumu tam olarak anlamamış bir insanın yapacağı harekettir. hâlâ seçenek kim ona mı bakıyorsunuz? "sarı tuvalet terliği" karşıda olsa ona basmak lazım.

  • danimarka devleti , suriye iç savaşının sona erdiğini ve esad'ın kapıları sığınmacılara açtığını belirtmiş ve danimarka'da ikamet etmekte olan 35 bin sığınmacının oturma izinlerini iptal edip, kendi ülkelerine iadeleri kararını almış. danimarka bu süreci 2021 temmuz ayında başlatmış. ayrıca sığınmacıların bir kısmının, ingiltere'nin yaptığı gibi, rwanda'ya gönderilmesi için de görüşmelere başlamış.

    link1

    link2

    link3

  • suriye dışişleri bakanının "suriyeli mültecilerin suriye'ye dönüşü" konulu konferansta akp'nin 1 milyon sığınmacıyı geri gönderme projesine neden karşı olduklarını izah eden demeçtir.

    --- spoiler ---

    suriye'de an itibariyle devam eden "suriyeli mültecilerin suriye'ye dönüşü" konulu konferansta konuşan suriye dışişleri bakanı mikdad
    "biz vatandaşlarımızın geri dönüşüne değil, erdoğan'ın kim olduğunu bilmediğimiz kişileri suriye'nin kuzeyine yerleştirmesine karşıyız" dedi.
    --- spoiler ---

    https://twitter.com/…ani/status/1537371665008578567

    düşünün iç savaştan yeni çıkmış ülke bile sınırından girecek kişileri "it mi kopuk mu suri mi değil mi " gibi filtrelerden geçirmenin çabası içerisinde. bizim sınırlar komple açık, dingonun ahırı gibi. doğu sınırından girip istanbul'a kadar elinizi kolunuzu sallaya sallaya gidebiliyorsunuz.

  • bu gerizekaliliga inananların, anlaşma 50 yıl daha uzatıldı yalanına inanmayacagini mi sanıyorsunuz.

    geçen hafta bir devlet memurundan hem de lisans mezunu olan bir devlet memurundan, lozani yüz yıl daha uzatmak için, reisi köşeye sıkıştırmak için ekonomiyi zorluyor dış güçler lafını duydum ben. kılıcdar, akşener falan onların piyonu zaten hemen uzatır vatansizlar dedi herif.

    bunlar adam olmaz ağalar.