*

  • hoşdere caddesi nin üstünde, madonun yanında, küçücük bir lokanta. döner i tarifsiz lezzetli, ev yemekleri (kabak dolması, ıspanak vs), arnavut ciğeri vazgeçilmez, yemek sonrası ikram ettikleri tatlılar, tıka basa yemiş olsanız da kaçırılmayacak gibi olan, paket servis hizmeti de veren, "başımızdan eksik olmasın" dediğimiz bir ankara değeri...
  • oglenleri prime timeda yer bulmanin zor oldugu lokanta. zaten aksam servisleri yok. yemekler bitince kapatiyorlar. doneri akliniza dusup te caniniz cekmeye gorsun, yemeden kurtulamazsiniz. bir yemegi de kotu olsun yani.. cok basarililar, servis acisindan da oyle. garson erdal herkesi tanir, misafirlige gitmissiniz gibi davranir.
  • atakule civarındaki en iyi lokantalardan biridir. mahiyeti itibariyle tipik bir esnaf lokantası olmasına rağmen muhitteki tiki bankacıların yoğun ilgisine mazhar olmaktadır. özellikle öğlenleri yer bulamayıp kapı önünde bekleşenleri görmek vaka-i adiyedendir. boş bulduğun yere oturun temel felsefe olduğu bu lokantada garsonlar pek gülmez*, kredi kartı geçmez ama şekerparesi de tadından yenmez.
  • menü verilmeyen bir lokantadır. garsonlarının, halihazırdaki tüm yemekleri 5-10 saniye içinde teklemeden sayma gibi bir becerileri vardır. döneriyle nam salmış olsa da diğer bütün yemekleri de her daim lezzetlidir. ayrıca aşçı'ları oldukça misafirperverdir. sabahın en erken saatlerinde arnavut ciğeri yapmanın püf noktalarını bizzat göstererek öğretmişlikleri vardır.
  • sabah saat 6'da açıp, öğlen 2 gibi yemekler bitince kapatan, neden akşam yemek çıkarmıyorsunuz sorusuna dürüstçe kaliteyi bozmak istemiyoruz cevabı veren, 30 yıllık geçmişe sahip esnaf lokantası.
  • garson, aşçı, kasadaki abi ve diğer tüm çalışanların birbiriyle kardeş, emmoğlu, akraba olduğu esnaf lokantası.
  • ankara'nın yokluk içindeki gastronomi kültürünün nadide parçası. çok başarılı bir esnaf lokantası olmasının yanında ankara'nın tartışmasız en iyi dönerini de yapıyorlar.

    suriye'de savaş çıkmadan önce etlerini suriye'den getirtiyorlarmış fakat artık amasya ve tokat'tan geliyormuş. et kalitesi üzerinde hassasiyetle duruyorlar zaten usullerine de körü körüne bağlılar; malzeme ya da usulde bir değişiklik yaparsak bizim müşterimiz bunu anlıyor ve tenkit ediyor o yüzden çok dikkat ediyoruz; diye özetliyorlar durumu.

    ankara'da canınız sulu yemek istiyorsa gönül rahatlığı ile gidin, ama canınız döner istiyorsa mutlaka buraya gidin.
  • ankara'nın en kötü döneridir. aman aman sakın gelmeyin. gitgide popülerleştirip de öğlen 2'de biten döneri 1'de bitirtmeyin. lütfen. gelmeseniz de olur. popüleleşince iyice bozuluyor her şey mağlum.. görmediniz duymadınız yemediniz bilmiyorsunuz..
  • herkesin yazdığı gibi döneri yeme de yanında yat tadındadır. geçenlerde sulu yemeklerini denedim, o da döneri kadar başarılı. birisi tavsiye etmese ve lokantayı bilmeden önünden geçsem asla girip de yemek yeme isteği uyandıracak bir mekan değil dışardan bakılınca. ama işte her şey önyargı. kasadaki ağbimiz multitaskingde epey iyidir; aynı anda telefonlara bakar, siparişleri not eder, ödemeleri alır, siparişleri paketçilere verir, garsonlara seslenir, para üstü verir. böyle bakar durursunuz.
  • içerden yemek uzatan, kasada duran, paket yapan ve garsonluk yapan (kamil abi) olmak üzere dört kardeş saydım burda. bir beşincisi de var galiba ya da yok. herkes dönerinden bahsetmiş ki zaten efsanedir. ama bir de tas kebabı var ki akıllara zarar. son zamanlarda iyice kalabalıklaşmış mekandır ayrıca. atakule açılınca ne olur bilmem ama sabit müşterilerinin asla vazgeçeceği bir mekan değildir.
hesabın var mı? giriş yap