• derste (gender and siblings için geldi bu sene dunya gozuyle gorduk bizde)yanibasina yer ayırtmazsaniz tonlamasi sebebiyle pek bir sey anlayamayacaginiz (feci dingin, yukselip alcalan okyanus gibi bi sesi var dalip gidiyosunuz ooleee) en bi dolu, gözlerinin ici gulen, ilgili, duyarli, teori-aksiyon yuklu, derste insanlari grup psikolojisine sokmaya calisan papar'ini hazirlamak icin bin dereden su getirdigim, e mail okuyamayan insan ayrica daha da bi asmis kisilik olan jack goody'nin (bu sene cult derslerine beraber geldiler, evet tum cambridgeyi topladı bu sene bilgi, evet pek mutluyum eheu) sevgili esi. jeremy irons hayrani. siblings ve female sexuality'si okunasi asmis, efsane kadin. dedikodu yapmiycam hayir.
  • tanrı uzun ömürler versin, 1940 yeni zelanda doğumlu bir bacımızdır. "women's estate" dışında ann oakley ile birlikte hazırladığı "the rights and wrongs of women" adlı derlemede editör olarak imzası bulunur. leeds ve reading üniversitelerinde de ingiliz edebiyatı dersleri vermiştir. edebi eleştiri ve kadınların ezilmesi konusunda yayımlanmış makaleleri vardır.
  • hem psikanalitik feminizmin hem de sosyalist feminizmin öncülerinden biri olan hayranlık duyulası sosyal ve beşeri bilim insanı.
  • elizabeth mitchell'i juliet burke olarak benimsemis kayip gencligin* birseyi olabilir.
  • istanbul'a nisan ayı içinde bir konuşma yapmak üzere gelecek olan feminist psikanalist.

    istanbul psikanaliz derneği
    (uluslararası psikanaliz birliği)
    2013 etkinlikleri

    julıet mıtchell istanbul’da

    “kalbimde bir tür kavga vardı” (hamlet)
    savaş kardeşliği üzerine bazı düşünceler

    27 nisan 2013 cumartesi
    aynalı geçit

    ikinci duyuru ve program

    9.00 kayıt
    9.30 açılış konuşmaları
    ayça gürdal küey, ferhan özenen
    10.00 konferans juliet mitchell
    moderatör: ayşe kurtul
    12.00 kahve arası
    12.30 konferans üzerine tartışma
    juliet mitchell, ayşe kurtul, zehra karaburçak ünsal
    13.30 öğle arası
    15.00 olgu sunumu seda şahin
    tartışanlar: juliet mitchell, ferhan özenen
    16.30 kapanış konuşmaları

    istanbul psikanaliz derneği olarak ingiliz psikanaliz okulunun en önemli isimlerinden olan juliet mitchell’ı misafir etmekten mutluluk duyuyoruz. kadın üzerindeki baskının politik kuramı üzerine bir çok makale yazmış olan juliet mitchell ingiltere’nin önde gelen feminist düşünürlerindendir. juliet mitchell istanbul’a bu gelişinde bizlere “‘kalbimde bir tür kavga vardı (hamlet): savaş kardeşliği üzerine bazı düşünceler”, başlıklı bir konuşma yapacaktır. konuşmasında, bilinen tüm insan topluluklarında kamusal alanda savaşın, özel alanda ise depresyonun var olduğu saptamasından yola çıkacaktır. şiddet ve savaş üzerine evrimci bir anlayışı kullanarak, fakat ona karşı çıkarak ve tersini öne sürerek, savaşın şiddetin yasaklanmasına bağlı olduğunu savlayacaktır. tezini örneklemek için hamlet’e başvuran mitchell, toplumsal cinsiyet analizi, kardeşlik ve bilinçdışı süreçlerle ilgili psikanalitik kavrayışları, argümanın çerçevesini oluşturmak için kullanacaktır.

    etkinlik dili: türkçedir. juliet mitchell’in ingilizce yapacağı konuşma türkçeye çevrilecektir.
    etkinlik yeri: aynalı geçit avrupa pasajı 2. kat galatasaray- istanbul
    kayıt ücreti: uzman: 100 tl, ipd üyesi-öğrenci-asistan:70 tl.
    önceden kayıt yapılmayacaktır. etkinliğe katılmak isteyenler etkinlik günü kayıt yaptırabilirler.
    kayıt ücretine etkinliğe katılım ve kahve ikramı dâhildir.
    istanbul psikanaliz derneği
    www.turkpsikanaliz.com
    e-mail: turkpsikanaliz@yahoo.com tel/faks: 0212-2477505
  • 1940 yeni zelanda doğumlu, psikanalist ve sosyalist feministtir. 22 yaşından beri bu işe kendini adamış bilimcidir. emekli profesör, aynı zamanda halen de cambridge üniversitesi'nde cinsiyet çalışmaları kurulu ortaklığını ve danışmanlığını yapmaktadır.

    tanışmamsa; ne kadar cahilim bir bilgim yok, cahillikten mi acaba anti-feminist görüşüne yakın hissediyorum, neden karşıyım lan bu feminizme diye kendi kendime ruh hastalıklı düşüncelerimle bir kitabevine gidip raflardaki kitapları karıştırmamla başladı. mark-engels ekonomik analiz, radikal feminizim, proletarya başkaldırması, kapitalzimin aslında kadının güçsüzlüğünden güçlendiği gibi entelektüel seviyemin çok çok üstünde kavramlarla ve olgularla, sosyalizmde kadınların durumunu farklı kıtalardan farklı sosyo kültürel toplumlardan örneklerle açıklamış ve benim antifeminist olmamdaki şuursuz dirayetimi korumama sebep olmuştur.

    yalnız bir yerde öyle bir şeyden bahsetmişti ki, "keh keh feministler de neymiş sıradan olun oğlum, her şeyi olduğu gibi kabul edin lan, doğanın gereği bu" diye cahilce gülerken beton zemine çakılmış etkisi yaptı bende. çok fazla yan etkisi olmasına rağmen doğum kontrol hapları neden sadece kadınlar için vardı, kadınlar yoksa evrensel anlamda bilimsel bir deneyde kobay olarak mı kullanılıyorlardı? evet, düşünmediğim açıklayamayacağım, araştırıp öğrenmek istemeyeceğim ve sorgulamayacağım, beni derin ve alışılmadık düşüncelere gark eden nokta budur. neden erkek doğum kontrol hapları icat edilmiyordu, neden geçici olarak spermlerin dölleyicilik unsurunun yok edilmesine yönelik bir doğum kontrol sağlanamıyordu? yine de dayanamadım, ayak üstü basit bir seviyede google'a erkek doğum kontrol hapı yazarak aradım. ama uzun yıllarca böyle bir algı neden sadece kadınlar üzerinden yürütülmüş cinselliğin kısmi metalaştırılmasında, doğum kontrolün sağlanmasında her şeyi kadına yüklemişti. bu konuda felsefik anlamda hiç bir şekilde yorum yapacak düşünce gücüm, referanslarım yoktu. çalıştığım işten çok çok uzak konuydu, ilgimin ötesindeydi bu. neyse, yeni bir pencere olur bana da deyip, bir şekilde kendimden utanmıştım ve kitabı almıştım.

    eve geldiğimde 70 sayfalık bir makale çevirisi olan kitabı bitirdim. bu konudaki taşları kendi kafamda mantıksal çerçevede bir kısmını oturtabildim bir kısmı ise daha çok bozulmuştu ve daha çok incelemeye sevk etmişti bu kadından bağımsız olarak. yetmedi saplantılı bir şekilde bu kadın nasıl böyle bir düşünce yapısına sahip diyerek farklı konularda konuşmalarını dinleyerek diğer konulardaki düşünceleri nedir diye merak ettim. kadın ikinci dünya savaşı zamanında ağır travmaların eşiğinde yaşamış. yaşadığı bu travmaların bir kısım hislerini hala anımsamakta ve bunları bir psikanalist olarak "we need to begin to think differently" diyerek çocukluk ve ergin kişilik dönemleriyle ilişkilendirerek yorumlamakta.

    velhasıl, sadece sosyalist feminist sıfatıyla değil; hislerini, ilgisini ve bilgisini kendi ekolünde yoğurması sebebiyle beni en çok büyüleyen kadınlardan birisidir. kimi görüşlerini kabul etsem de kimi zaman ekolünde bazı noktaları eleştirsem de, var ol juliet başgan. kembiriç'te bir sütlü çayını içerim. *
hesabın var mı? giriş yap