streets
-
savatage'in ilk konsept albumu, yillardir beklenen rock-opera..91 cikishlidir ve grubun klasik kadrosunun beraber calishtigi son albumdur..bu albumle beraber sava artik bi progressive-rock/metal grubudur..album d.t jesus adinda ama bizim kisaca korsan diyebilicegimiz bi kisizadenin, sarki soylemekten haz alan bi uyusturucu saticisindan rock yildizligina ani yukselishini ve ayni hizla dushusunu anlatir..korsan bol bol hayati ve tanriyi sorgular, bir yandan da olaylar gelishir, yani sarkilarin gorkemine ragmen hikayeden de asla taviz verilmez..albumun kapanish parcasi believe sahsi kanaatimce yapilmis en iyi sarkilardan..streets, a little too far, tonight he grins again, st.patricks, heal my soul, ghost in the ruins, if i go away ve somewhere in time ise dier mukemmel parcalar..
-
sözlerini de yazayım tam olsun
streets
as darkness falls so hard
the children play
somewhere
out there
alone and out of place
streets of illusion
sooth the shattered fate
i've been a runner
i've been a sinner
i've been inside my head
i sit here staring
never quite caring
and this is where it has led
chorus
these streets
glitter in the dark
don't sleep
red eyes sunken and stark
dream deep
in her arms where you are safe
these streets
never sleep still never wake
somewhere out there
gardens bloom and grow
children awaken
to a world they know
somewhere the sun shines
somewhere the light's kind
somewhere they seek the day
somewhere there's no scene
somewhere the air's clean
but somewhere is so far away
these streets
glitter in the dark
don't sleep
red eyes sunken and stark
dream deep
in her arms where you are safe
these streets
never sleep still never wake
welcome children
from the other side
in the darkness
your eyes are opened wide
here there are answers
on the edge dancers
here the night hides out sins
and if you listen
while the streets glisten
here's where our story begins
these streets
glitter in the dark
don't sleep
red eyes sunken and stark
dream deep
in her arms where you are safe
these streets
never sleep still never wake -
aşmış savatage albümlerinden biridir... içinde neredeyse boş parça olmayan 1991 çıkışlı albümdeki parçalar sırasıyla;
01 - streets
02 - jesus saves
03 - tonight he grins again
04 - strange reality
05 - a little too far
06 - youre alive
07 - sammy and tex
08 - st patricks
09 - can you hear me now?
10 - new york city dont mean nothing
11 - ghost in the ruins
12 - if i go away
13 - agony and ecstasy
14 - heal my soul
15 - somewhere in time
16 - believe -
1990 yilinda cekilmi$ligi bulunan orta karar bir film. xtina applegate'in ciplak bir karesi de vardir. (bkz: imdb)
-
(bkz: the streets)
-
-
hem şarkıların kalitesini, hem de jon oliva'nın aşmış vokalini göz önüne alırsak savatage'ın en güzel albümüdür.
-
senfonik metal, rock opera tarzındaki müziklerin babasıdır.
tüm zamanların en iyi albümüdür. -
komşu kostas subheim'in no land called home albümünden bir parça.
bu albüm, her ne kadar önceki albüm approach kadar sarmamışsa da beni; streets, karanlık havası ve sonlara doğru artan vurucu üflemeleriyle kalbime ve beynime kazıtmıştır kendini. -
karanlık bir odada tekbaşına saatlerce dinlenebilen, her enstrümanın her şarkıda ayrı ve birarada nasıl bu kadar başarılı olabildiği sorgulanırken müzik teknolojisinin henüz analog çağında olmasından bihaber olunan, özellikle "can you hear me now" ile başlayıp "ghost in the ruins" ile kendi içinde ayrı bir albüm havasını da koruyan, sözleri ingilizce öğrenmeye teşvik edip iyice öğrenildiğinde dahi john wayne'in neden son treni kaçırdığını spock ile kirk'ün sonsuz uzayda nihayeti nasıl bulacağını düşündüren, yolda, sağda ve solda görülen her evsize ayrı bir gözle bakmama, müzisyeniliğin ve sanatın nasıl bir ruh pazarına sahip olduğuna dair kafa yürütmeme, d.t. jesus sanki her sokaktaymış gibi hissetmeme, konsept albüm denilen kavrambütünlüklü albümlerin rock tarihinde neden hep "yıldızlık" mevhumuna odaklandığını düşünmeme, daha sonra bunları unutup bu at kişnemesi nereden geliyor dememe, yıllar sonra van halen tekniği olduğunu öğrenince bile criss'i ayrıca yad etmeme, artık her dinlediğimde bir ritüele gelmiş kayıp mürit gibi arka sıralarda takılır gibi bir havaya girmeme, crisssiz albümlerde alex skolnick bile olsa beğenmeyişime, kenarından köşesinden bile geçmeyişlerine, o gitar tonunu yıllardır aramama, gitar çalmayı söktüğümde o mevhumun çok ötelerde bir mevhum olduğunu anlamama, sonra da dönüp dönüp neden olmuyor böyle güzel albüm yapılmıyor da elektriklitestereböğürten gitaristlere mahkûm kalıyoruz diyerek metalden ıramama, sonra tıpır tıpır geri dönmeme ve daha nice aktiviteye sebep olan albüm.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap