• nette dinlenebilecek bir sarkidir.

    http://wfmu.org/playlists/shows/15158

    sayfasindan arayip tiklayin

    http://wfmu.org/…n.ram?show=15158&starttime=1:31:53

    bu sarkiya sira gelince bilgisayarin karsisina gecip haykirarak, hep bir agizdannnn...
  • the cyclones tarafından sörf versiyonu da yapılmış olan şarkı.

    http://www.youtube.com/watch?v=4sf1ls8c-iw
  • çalıntı arak falan değildir. isvec kraliyet entitüsünde eğitim alan selim sırrı tarcan döndüğünde bu folklorik şarkının notalarını da getirmiştir, ali ulvi elöve de sözleri tükçelestirmiştir. kimse biz yarattık triplerine girmemiş ki ezgiyi, her şey yazılı zaten. bir melodi dışarıdan getirilip üzerine söz yazilamaz mı, olimpiyat tanıtımını rihanna diamonds la yapan ülkenin insanlari, bu olamaz mi?
    edit: imla
  • chp'nin parti marşı :"dağ başını duman almış"
    ....1916 yılında ittihatçılar almanya'dan esinlenerek para-militer "genç-dernekleri"'ni kurdular...bu organizasyonun başına da selim sırrı(tarcan) getirildi. bu derneğe üye olanlar ise yürüyüş marşı olarak isveçli felik korling'in bestelediği ve ali ulvi (elöve) nin sözlerini yazdığı "dağ başını duman almış"ı söylüyorlardı. marş'ı isveç'te bulan selim sırrı tarcan'dı..marşın isveççe adı ise "tre trallade jantor"idi. anlamı ise "şakıyan üç genç kız" idi. marş, ilk kez kadıköy ittihat çayırında fenerbahçeliler tarafından söylenmişti. mustafa kemal milli mücadelenin başlangıcında samsun'dan havza'ya giderken arkadaşlarıyla birlikte yolda bu marşı söylemişti. cumhuriyetin ilanından sonra 1947 yılında ise cumhuriyet halk partisi genel yönetim kurulu marşı partinin resmi marşı olarak kabul etmişti... işte şimdi tam sırasıdır...tam 1919 koşullarındayız...chp, bu marşı 7 haziran seçimlerinde defalarca söylemelidir...oktay gökdemir
  • isveç ve isviçre'yi model almamız atatürk'ün dahiliğini bir kez daha gösterir.sosyal demokrasi adına o yıllar için ileri demokrasidir. bugün bazı şeyler yani atatürkçülük yerine oturmuş olsaydı bir isveç veya bir japonya'dan bile ileri olurduk. devamlı dış düşman diye bakmamak içimizdeki irlandalıları sormak lazım.
  • "arak" ile "aranjman" arasındaki farkı bilmeyen kör cahilleri gösteren şarkı...

    bir kurcalayın bakalım, gençlik marşı'nın geçtiği her yerde "beste: felix körling" yazıyor mu yazmıyor mu?!

    bu kafaya göre 60'lardan itibaren popüler olan birçok şarkı da araklamasyon...

    tövbe tövbe ya...

    düzeltme: aranje değil aranjman olacak o, beni salak!
  • 19 mayıs'ta istanbul'dan gelip yerleştiği samsun'daki mantika palas'tan havza'ya doğru giderken mırıldandığı "dağ başını duman almış" adlı marşın orijinalinin bestesi isveçli müzisyen felix körling'e, sözleri ise ise isveçli şair gustaf fröding'e ait. fröding'in akıl hastanesine yatırılmadan sekiz yıl önce 1894'te yazdığı bu şiir, üç genç kızın ilk cinselliklerini de içerdiğinden birazcık erotik bile sayılabilir. sözleri şöyle:

    "tra-lalla diye şakıyan üç kız

    güneşte üç hafifmeşrep kızla; oraya,
    le lindane'ye doğru yola koyulduk,
    sallanan ve yerleri süpüren etekleriyle
    üçü de şarkılar söylüyordu

    ve askerle birlikte gittiler
    ve sonra da, hep birlikte dans ederek
    ve "pelerin çok görgülü" diye
    onlarla, üçü birlikte şarkı söyledi.

    ama virajına geldiklerinde
    le lindane'ye doğru giden yolun,
    hepsi bağırdı: "kaçığa kulak verin!"
    sonra birbirlerine su sıçratıp, durdular.

    ve sessiz, ölü gibi sessiz
    ve utançtan kızarak, üçü birden.
    ama neden utanıp kızarmışlardı,
    ve ne onları durdurmuştu ki?

    evet!

    kapıda üç öğrenci vardı;
    ve bu kadar sessiz olmalarının
    ve yanaklarının bu kadar kırmızı olmalarının nedeni
    üç kızın orada tahrik edilmeleriydi

    tamda orada onlara dirsek atan üç erkek öğrenci vardı
    ve, her üçü de sırıtıyorlardı
    ve yine aynı şekilde üçü de "kaçığa kulak verin" diye bağırdı
    ve böylece hep birlikte şarkı söylemeye devam ettiler"

    isveç kırsalında tra-lalla diye şakıyarak dolaşan üç civelek kızın şarkısının havza yolunda mustafa kemal'in mırıldandığı bir marşa dönüşmesini sağlayan kişi, selim sırrı. spor salonu işine girmeden önce mekteb-i sultani'de, yani galatasaray lisesi'nde jimnastik muaalimi olarak bedene giren* selim sırrı bey, ilim ve terbiyesini artırmak için 1909'da stockholm'e gider ve "cimnastik derslerinde kullanırım" diye düşünerek istanbul'a yanında bazı isveç şarkılarıyla birlikte döner.

    iktidarda ittihat terakki çetesi vardır ve lise talebelerini alman pfadfinder'leri örnek alarak keşşaflık, yani izci kisvesi altında örgütlemektedir. ittihatçılar üç tarz-ı siyaset arasından tercihlerini türkçülükten yana yaptıklarından, önce 1913'te türk gücü cemiyeti, ardından 1914'te osmanlı güç dernekleri ve 1916'da da osmanlı genç dernekleri kurularak gençlere "milli duygular" aşılamaya çalışırlar. tabi boş boş duygu aşılanamayacağından, gençleri gazlayacak şarkılara, marşlara ihtiyaç hasıl olur.
    bab-ı ali baskınına da katılmış eski kulağı kesik ittihatçılardan olan selim sırrı "yav, durun benim bavulda bir şeyler olacaktı" der ve soluğu istanbul erkek muallim mektebi (st. joseph) türkçe öğretmeni ali ulvi (elöve) bey'in yanında alır:

    "bir gün okulun uygulama odalarından birinde çakşırken, selim sırrı tarcan ziyaretime geldi. o günlerde pek gözde olan bir isveç marşı için güfte yazmamı istedi. vakit geçirmeden çalışmaya koyuldum. ı. dünya savaşının aleyhimize döndüğü yıllardı o yıllar. gençlik ve halk kaygıya kapılmıştı. marş yazarken başlıca amacım bu havayı dağıtmak, gençlere azim, ümit ve kalp vermek oldu..."der ve şunları yazar:

    dağ başını duman almış
    gümüş dere durmaz akar
    güneş ufuktan şimdi doğar
    yürüyelim arkadaşlar

    sesimizi yer, gök, su dinlesin
    sert adımlarla her yer inlesin

    bu gök, deniz nerede var
    nerede bu dağlar taşlar
    bu ağaçlar güzel kuşlar
    yürüyelim arkadaşlar

    sesimizi yer, gök, su dinlesin
    sert adımlarla her yer inlesin

    dağlar taşlar güzel kuşlar
    ya bu insanlar insanlar
    güneş ufuktan bir gün doğar
    yürüyelim arkadaşlar

    sesimizi yer, gök, su dinlesin
    sert adımlarla her yer inlesin

    ali ulvi elöve'nin sözleriyle, şarkının orjinal sözlerini karşılaştırdığımızda ufak benzerlikler olduğu aşikâr: günlük güneşlik bir havada dağ tepe yürüyen gençler. ali ulvi bey doğal olarak şarkının orijinalindeki erotikliği dahil etmemiş; nasıl etsin, ittihatçılar oyar adamı.

    neyse marş osmanlı gençleri arasında büyük bir patlama yapar ve 1916 baharından başlayarak müzik listelerinin en hit parçası olur. nitekim üç yıl sonra, 1919'da havza'ya doğru yola çıkan 38 yaşındaki genç bir subayın ıslıkla "tre trallande jantor"ı söylemesi hiç şaşırtıcı değil aslında. mesela mustafa kemal 2019'da havza'ya doğru yola çıkmış olsaydı, üç yıl önce gençler arasında en popüler olan şarkıların bir numarası olan aleyna tilki'nin "cevapsız çınlaması"nı mırıldanırdı herhalde. olsun, sıkıntı yok reis!
  • (bkz: coupling)
  • bugun hep bir agizdan melodisine cok daha yakisan sozlerle bagira bagira soylemek lazim
hesabın var mı? giriş yap