hesabın var mı? giriş yap

  • cevabı coğrafyada olan bir soru.

    haritaya bakarsanız rusya'nın daha yukarıda olduğunu görürsünüz. daha yukarıda olduğu için allah'a daha yakındır. o yüzden ruslar daha güzeller, yani yüce rabbim aşağı bakınca ilk onları gördüğü için, içim açılsın diyerek manzaraya biraz özenmiş belli ki. biraz mantıklı düşünseniz çözeceksiniz olayı mk.

  • kırmızı kart gösterirken bir yandan da sol eliyle dışarıyı işaret etmesiyle "benim taşaklar dökme demir" demiştir.

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • kesinlikle balolardır. tolstoy'un anna karenina'sından tutun da puşkin'in yüzbaşının kızı'na kadar balolar ve balo betimlemeleri dönem zihniyetini geniş bir perspektifle sunar. söz konusu balolardaki diyaloglar adeta dönemin rus toplumunun bir panoramasıdır. bu durum rus edebiyatında o denli klişeleşmiştir ki sovyet döneminde, edebiyat anlayışındaki radikal değişmelere rağmen rus yazarlar eserlerine illa, bir iki balo sahnesi koyarlar. bense her bir okumamda arka fonda dmitri shostakovich'ten waltz no.2'yi duyar gibi olurum.

  • bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.

  • - arkadaşlar duşumuzu aldık gidiyoruz. lütfen.
    - sifonu da çektiniz mi peki hocam?
    - ne sifonu pardon?
    - hani maçın içine sıçtınız ya. o bakımdan...