• goethe'nin yazdığı bir tiyatro parçası. beni lisedeyken ergenlikten çıkarıp olgunluğa ulaştıran eserdir. ilk başlardaki faust'un monologunu ezbere öğrenip hocadan tam not almıştım. hayatta en fazla yararını gördüğümdür. hatırlıyorum:

    "habe nun, ach philosophie, juristerei medizin und leider auch theologie studiert mit heissem bemühn'. da stehe ich nun, ich armer tor und bin noch so klug als wie zuvor"

    "şimdiye kadar filozofi, hukuk tıp ve malesef ilahiyat okudum, azimle. şimdide buradayım (duruyorum), ben yazık, ve daha öncesinden fazla akıllı değilim". dediğim gibi, başka dile çevrilince özelliğini, estetiğini kaybediyor. ingilizce versiyonu daha da berbat olmustur.
    almanca bilenlerin bir bakmasını tavsiye ederim.
  • başıma bir iş gelmeyecekse hiç sevmediğim kitap. hatta ve hatta bu kitap nasıl klasik olmuş anlamadım. ne goethe'nin ağdalı dilini, ne bakış açısını ne de anlattığı öyküdeki didaktik tavrı hiç ama hiç sevmedim. ahlak kavramındaki sığ bakış, karakterlerindeki oturmamışlık ve daha pek çok şey soğuttu beni kitaptan. gerçekten özür dilerim ama bana göre bir klasik değil, olmamış bir kitaptır.
  • türkçe'ye epeyce çevrilmiş büyük şiir.

    ithaf/zueignung bölümünden yedi farklı çeviri örneği verelim:

    önce almanca aslı:

    ıhr naht euch wieder, schwankende gestalten,
    die früh sich einst dem trüben blick gezeigt.
    versuch ich wohl, euch diesmal festzuhalten?
    fühl ich mein herz noch jenem wahn geneigt?
    ıhr drängt euch zu! nun gut, so mögt ihr walten,
    wie ihr aus dunst und nebel um mich steigt;
    mein busen fühlt sich jugendlich erschüttert
    vom zauberhauch, der euren zug umwittert.

    sonra çeviriler....

    .

    enzâr-ı şebâbımda bedîdâr olan zıll,
    ey zıll-ı tulûat, oluyorsun yine peyda.
    bir cilve-i mevhûme-i âmâl-i bediâ
    eyler mi yine kalbimi bir şevk ile ihyâ?
    ey dûd-i sehâbe bürünen fevc-i hayâlât,
    tab'âverî hamlen olamaz bu dil-i şeydâ.
    bir nefhâ-i lâhût eder rûhumu tehzîz,
    eyler dilimi neş'e-i ilhâm ile lebrîz

    (hüseyinzâde ali bey, 1904, baku)

    .

    vaktiyle pek erken olarak bulanık nazarlarıma görünmüş olan titrek hayaletler, gene yaklaşıyorsunuz. bu sefer sizi yakalamağa teşebbüs edeyim mi dersiniz? kalbimde o evhama karşı hâlâ bir meyil duyuyor muyum acaba? hep üşüşüyorsunuz. peki öyleyse! buharların ve sislerin içinden çıkarak, etrafımda yükseldiğiniz gibi, lütfen hükümran olunuz bakalım. alayınızın etrafında esen sihirli havadan, içimin gençlik heyecanıyla titrediğini hissediyorum.

    (recai bilgin, 1941, istanbul)

    .

    bir zamanlar bulanık gözlerime görünen,
    silik, titrek hayaller, geliyorsunuz yine.
    dener miyim bu sefer sizleri tutmayı ben?
    akar mı kalbim hâlâ o şi'rin hayaline?
    sis ve buğu içinden girin kalbim içine!
    sizleri kucaklıyan o büyülü nefesler,
    bağrımı taze gençlik heyecaniyle besler.

    (burhanettin batıman, 1941, istanbul)

    .

    vaktile gençliğimde, bulanık bakışlarıma görünmüş olan belirsiz karaltılar yine yaklaşıyorsunuz. bu defa sizi tutmayı denesem mi? o vehime hâlâ kalbimde bir meyil var mı? üşüşüyorsunuz. peki öyleyse. sis ve duman içinden bana yükseldiğiniz gibi hükmedin bakalım. kafilenizin çevresinde esen büyülü nefesten içimin gençlikteki gibi, titrediğini duyuyorum.

    (sâdi ırmak, 1960, istanbul)

    .

    vaktiyle, genç çağımda, dumanlı gözlerime,
    görünmüş olan seyyâl çehreler, işte yine
    tekrar geliyorsunuz gözlerimin önüne.
    ah, bu sefer gerçekten sizi alsam mı ele?
    kalbim kapılıyor mu hâlâ boş hayale?
    demek bana doğru can atıyorsunuz! peki!
    öyle ise hâkim olun, sislerden dumanlardan
    sıyrılıp dört yanımı çevirdiğiniz gibi;
    içim kafilenizin üstünde dalgalanan
    büyülü nefeslerin dağılan ateşiyle
    sarsılıyor en coşkun gençlik ürperişiyle.

    (vasfi mahir kocatürk, 1965, ankara)

    .

    vaktiyle bıkkınlıkla gözlediğim gölgeler
    yaklaşıyorsunuz yine bir kez daha salınarak.
    bu kez sizi denesem mi tutmaya?
    kalbimde şimdi bile bir eğilim var o kuruntuya!
    üşü[şü]yorsunuz, öyleyse sis ve duman içinden
    çıkın gelin bana doğnu yükseldiğiniz gibi egemen olun!

    (hasan izzettin dinamo, 1983, istanbul)

    .

    yaklaşmaktasınız yeniden, kararsız görüntüler,
    gençlik yıllarımda, bulanık gözlerime gözüken.
    denesem mi acaba bu kez tutmayı sizi?
    kalbim o rüyaya hâlâ meyilli mi?
    ısrarlısınız! pekâlâ, siz yönetin şimdi öyleyse,
    siz ki yükseliyorsunuz dumanlar ve sisler arasından çevremde;
    yüreğim gençlik heyecanı ile sarsılıyor,
    sizi saran büyülü nefesle doluyor.

    (iclal cankorel, 2011, istanbul)

    .

    size belki de anlaşılmaz gelen 1904 tercemesi hâlâ en şairanesi... hele cuk oturan kafiyeleriyle.
  • faust, johann wolfgang von goethe'nin insanlığa mâl olmuş bir tiyatro eserinin ismidir.

    ama gerçek faust bir kişidir. tam ismi johann georg faust'tur. goethe'nin meşhûr eseri, hakikâtte georg faust'un hikâyesidir.
  • tanrı, faust'a kulumdur deyip şeytanın gazlamalarına gelmeyeceği üzerine şeytanla bir iddia'ya girer ve oyun başlar. oyun tarzında yazılmış, materyalizmle daşşak geçen aşırı etkileyici bir başyapıttır, tanrıyı arayan faust'un hikayesi...
  • goethe kitabının yazarı.
  • charles gounodun operasinda marguerite'nin faust'un modern versiyonlarini gorebilecegimiz hardcore drama. askerlerin ve diger tum hayallerin kismen mutasyona ugradigini gorebilirsiniz, ki hikayeye adaptasyonu zorlayan tek etken budur. ancak, olur da operasini izleme firsati bulursaniz, yavas yavas yukselen dramanin ve trajedinin etkisinde perdenin inmesiyle birlikte nirvanaya ulasmis olacaksiniz.
  • timaş yayınları tarafından yayınlanan versiyonunda faust'un müslüman olarak gösterildiği kitaptır. hatta daha da ileri gidilerek, aynı kitabın sonsöz bölümünde goethe'nin de müslüman olduğu iddia edilmiştir. faust'un mephisto'yla olan diyalogunda besmele çekmesi pes artık dedirten timaş yayınları'nın yayınlamış olduğu bir diğer kitabın hüseyin üzmez'in yazmış olduğu cumhuriyetin tosuncukları kitabı olması şaşırtmamıştır.
  • marshall berman'ın katı olan her şey buharlaşıyor-modernite deneyimi adlı kitabının ilk bölümünün başlığı goethe'nin faust'u:gelişmenin trajedisi'dir. faust'u okuduktan sonra okunduğunda, tüm bağlantı ve anlamı birden pırıl pırıl açar.faust'un tadına bir kez daha ve de daha fazla varırsınız.
  • hakkındaki inceleme yazılarına muhtaç olduğum.
    bir el atın dostlar.
hesabın var mı? giriş yap