şimşek ile dna oluşabileceğine inanmak

• şimşek, fırtına ve bilimum doğa olayı ile okyanusun çorbaya dönmesi ve sonucunda dna oluşması ihtimaline inanma durumu.
  
  hadi buna inandık, bu organizmaya ben açım, üremem gerekiyor bilinci nereden geldi?
  
  hadi buna da inandık bunlar nasıl birleşip bir hücre oldu, o hücreler nasıl birleşip koloni oldu?
  
  hadi buna da inandık yararlı mutasyon ile ışığa duyarlı hücrelerin oluşması, sonra da doğal seçilim ile enfes gözler ortaya çıkması nedir aminyum.
  
  hadi hepsi böyle oldu diyelim, yine de ateist sen haksızsın ibne. belki tanrı'nın çalışma şekli böyledir. hangi mantıklı gerekçe ile öyle kolay reddedebiliyorsun?
  
  not: agnostik fideist bir tırtılım.
  
  liseli editi: sevgili liseliler, bizde sizin gibi ilk bir şeyleri öğrendiğimiz zaman ateist diye takılıp miletti argüman tokatı yapıyorduk, hatta şu an bile seni ateist yapan argümanın on katını fırlatırım sana ömür billah ateşli bir ateist olarak dolaşırsın.
  
  agnostizmin ne olduğunu öğretmeye çalışan bir berkeleyli arkadaş ta aramızda. kendisini alkışlıyorum.
  
  bir iki kere daha okuyun, basit şeyler yazdım la. inkar yok, inanç ta yok. gardını alma hemen miller-urey.
  
  edittu: bir gittik geldik neler yazılmış, ne mesajlar atılmış serhat ya. adam yarım saat önce yazar olmuş, başlıklarını engelle demiş. birinin daha ağzı süt kokuyor, cehalet güzel şey demiş.
  
  ne kadar polemik sevdalısı tiplersiniz lan. burada bilime karşı tek bir anti duruş yazıyor mu? dünyanın öküzlerin boynuzunda olduğuna inanmaktan iyidir demiş birisi. ulan itin oğlu buradan onu nasıl çıkardın.
  
  çok bilmiş bir tıfıl da miller - urey demiş. bir de mal demiş. lan dingil o deneyde üç tane aminoasit üretilmiş yalnızca. ben sana protein diyorum, dna diyorum. bunun yine de ihtimal dışı olmadığını söylüyorum. abiyogenez tezini kuranlar bile sizin kadar mutlak doğru olduğunu düşünmemiştir.
  
  kitap önerenler mi dersin, zaten okumaz diyenler mi dersin. bir tek siz aydınlanmışsınız, tüm teorileriniz kanun sizin amk.
  
  çoğu daha başlık ilk entry'sini okumadan sallamış. hazır olda bekliyorlar, biri bir şey desin de bizde çoğunluk olarak ona sövelim diye.
  
  bir milyar kere yazı tura attığında bir milyar kere yazı geleceğine inanan tipler, gelmiş burada teizm'e sövüyor. ben açıkça bilinemezciyim dedim ak. o inanan kişilere sallamadan önce kendi inandıklarımıza bakın. hipotez olan şeyleri bile kanun sanıyorsunuz. hadi hayırlı traşlar şimdi.
• miller-urey deneyinin ne olduğundan habersiz bir mal beyanıdır. adam gibi bilgilenmek isteyenler için:
  
  makale 1
  
  makale 2
  
  düzenleme:imlâ. uyarısı için siyah kelebeklerim ucar deliceye teşekkürler.
• (bkz: protein)
  (bkz: amino asit)
• paralel evrende farklı yapıtaşlarından oluşmuş -hadi biz buna lna diyelim - bir canlı olabilir mi? bence olabilir. hayatın var olması için dna olayının olması gerektiği sonucuna nereden varıyoruz? çünkü bizim at gözlüğümüzden öyle görünüyor ve tek gördüğümüz dna tabanlı yaşam.
  hadi buna inandık, ben açım, üremem gerekiyor bilinci neden gereksin? yine çevremizdeki yaşam tanımıyla bir at gözlüğünden baktığımızda açlık ve üremek zorunlu bir durum gibi görünüyor. belki paralel evrende canlı, ihtiyaç duyduğu enerjiyi verimsiz bir yöntem olan gıda sindirimi yoluyla değil de güneş ışığı/radyasyon içeren madenlerden özümseyerek elde ediyor olabilir mi? bence olabilir. karbon temelli yaşam biçimleri olmayabilirler, hücre yapısına sahip olmayabilirler, dolayısıyla hücre ölümü ve daha da dolayısıyla ölüm gibi bir durumları da olmayabilir. eee ölümsüz canlılarsa üreme gibi bir bilince de sahip olmaları zorunlu değil.
  gözün paralel evrende ışık olmaması gibi bir durumda gereksiz bir organ olma ihtimali de mevcut. bunun yerine canlının en basitinden son derece gelişmiş sonar benzeri bir organa -yunus, yarasa gibi- sahip olması da ihtimal dahilinde olabilir mi? bence olabilir.
  tanrı vardır veya yoktur, ölünce göreceğiz veya göremeyeceğiz. ama tanrının varlığını bu şekilde tek bakış açısıyla ispat edemezsiniz.
• "yaratıcının varlığının herhangi bir şüphe götürmez gerçek olduğunu düşünen bir yazar olarak..."
  
  şüphe götürmez bir gerçek olduğunu anlamana sebep olan verileri bilim dünyasıyla da paylaş, yazıktır aydınlansın aptal bilim insanları. neticede sen senelerdir üst düzey araştırmalar yapan, böylesine çelişkili bir sorunun cevabını bu kadar kesin olmak kaydıyla bulmuş muhteşen bir dehasın.
  
  tarihin en büyük bilim insanları bu ve buna benzer konularda şüphe içinde ölüp gittiler. şu mevzuları tartışırken sığ bilgilerinizle kesin hükümler vermekten biraz kaçınsanız keşke. illa düşüüncelerine bir isim takmak zorunda değilsin. agnostik, ateist... bırakın şu işleri. içi boş tenekeyiz hepimiz, ne okudun öğrendin, içini ne kadar doldurdun ona bak. bunu bir de keyif alarak yapıyorsan oldu bu iş. ama bizde bilgi, bir tartışma ortamında ukalaca satmak için zorla ediniliyor, hemde yarım yamalak.
  
  oku, bil, tadını çıkar.
  
  not: pek çok şey bilmeyen bir yazar.
• ne dediğinin farkında olmayan insanın iddiasıdır.
  
  bir kere şimşek ile bir şey olmaz; yıldırım ile olur. havadaki elektrik atlaması pek bir işe yaramaz ama yere düşen yüksek gerilim belki bazı inorganik maddelerin organik madde atası diyebileceğimiz formlara dönüşmesine yol açar. bunu miller deneyi gösterdi. yani oluyor. bunların olduktan sonra oksijen zengini atmosferde bozuşmaması için de su ortamında olmaları gerektiği sonucuna ulaşılıyor.
  
  alternatif olarak da yıldırım ile değil de okyanus tabanlarındaki yüksek sıcaklıktaki su kaynaklarında bu dönüşümler olmuş olabilir. şu anda bu teori daha revaçta.
  
  kısacası daha dna demeden çok önceki aşamalarda bu inorganik maddelerin daha sonra dna'nın yapıtaşlarını oluşturacak bazı formlara dönüşmesi için işleme enerji girmesi lazım ve bunu biliyoruz.
  
  evrim sürecinde dna'nın nasıl ortaya çıktığı bir bilinmeyen ama bu konuda da teoriler var. evet, yaşam denen süreç dna dediğimiz bir şablonu kullanarak kendini üretiyor ve kopyalıyor. o zaman dna nasıl ortaya çıkmış olabilir? bu noktada ortaya "demek ki dna öncesi bir yaşam süreci olmuş olmalı" sonucu çıkıyor. bu da değişik biçimlerde olmuş olabilir. rna ile olmuş olabilir ki en makul alternatif bu. yani dna şablonu öncesinde tam bir şablon olmayan bazı ara aşamalar bu süreci gerçekleştirmiş olabilir. şu anda araştırmalar bu yönde ilerliyor ve sonuçlar yine olumlu görünmekte ama elbette daha zaman lazım.
  
  şimşek ile dna oluşabileceğine inanan biri varsa ondan uzaklaşın.
• benim bildiğim bilim inanma inanmama ölçütünü kullanmaz. bir hipotez vardır, onu yanlışlamaya çalışır. örneğin dna'nın nasıl oluştuğuna dair düşünceler üretilmiştir, fakat üretilen düşünceye sınanmadan inanmak gibi bir şey bilimin kitabında yazmaz. yani bilim felsefescisi filan değilim; ancak bu kadarcık bilebiliyorum. aslında bu bayağı kaba bir bakış açısı ve herkes bu kadar kaba bir bakış açısına sahip olabilir. bu kadar kaba bir perspektif dahi insana bayağı vizyon sağlıyor.
  
  ne var ki bütün yaşamını inanmakya da inanmamak üstüne ölçeklendiren kimse tabii bunu anlamazlıktan gelebilir. bu çok üzücü. memleketimiz kör inançlar ile ne hale geldi. bu anlayışsızlık aşılamazsa bizleri çok kötü günler bekliyor.
• yahu bir konuyu eleştirmeden önce konu hakkındaki en azından temel bilgileri okuması, araştırması lazım insanın.
  
  şimşek çaktı dna oldu ya inanıyorlar o zaman bu nasıl oluyor diye sorgulamadan önce bir bakmak lazım şimşek çaktı dna oluştu diyen ve bunu ispatlayan var mı? veya tüm evrimi savunanlar bu iş böyledir diyor da sen bunu boşa çıkartacak bir deney yaptın da ispatını mı sunuyorsun?
  
  bilimsel konulara kafasından uyduraral yaklaşmak cehalettir, cehaletten uzak durunuz.
• gulunctur. zira simsek vs ile cok daha basit organik yapitaslari olusabilir, sonrasinda yag tarzi molekuller hucre zari gibi bi koruma olusturmadan daha komplike molekullerin olusmasi pek de mumkun degildir ki rna olussun.
• (bkz: denize ateist mi düşse kurtarırsın satanist mi)
  
  şimdi siz gidip bu yazdıklarınızı ve okuduklarınızı iyice bir araştırın, beraber tartışın, ortak bir sonuca varın. sonra gelip bana söylersiniz.
  
  ben de o sırada sgk borçlarımızı nasıl ödeyeceğimizi düşüneceğim.