kadıköy

• evet, biz karşının çocuğuyuz kadıköy. sokaklarında çok sarhoş olduk, çok kavga ettik, çok kustuk, çok direndik, çok müzik yaptık, çok uyuduk, çok uyandık. oha! büyüdük lan sokaklarında.. teşekkürler, misafirperverliğin için minnettarız.. şimdi sana emanetlerimiz var. bizim yapamadıklarımız için onlara yol göster. yüzlerinde gülücük parlasın, kulaklarında kadıköy sound inlesin. yaşayanların notaları, ölülerin ışıkları eksik olmasın. kadıköy! sana beyoğlu'ndan selam getirdim. evet, biz karşının çocuğuyduk..
• sevemediğim yer burası. buna kanaat getirdim. yani adam beylikdüzü'nden ya da tuzla'dan buraya tek vesaitle gelebiliyor. elbette gelecek, bu onun en doğal hakkı. ama beylikdüzü'nde, tuzla'da ya da ne bileyim silivri'de içmeyi düşünmüyor, gelip onca saat trafik çekip burada, kadıköy'de içiyor. sırf içmek için geliyor yani. öyle 100-200 kişinin gelmesi değil, binlerce insan akın akın buraya geliyor. hal böyle olunca da kadıköy bu yükü kaldıramıyor..
  
  ingilistere'de insanların salford'dan ya da ne bileyim hyde road'dan kalkıp da içmek için manchester'ın merkezine geldiğini düşünmüyorum. çünkü mahallelerinin köşe başlarında mukim pub'ları var. bunlar öyle el değiştiren pub'lar da değil, bir geçmişleri var yani pub'ların. kızlı erkekli oralarda takılma şansları olabiliyor.
  
  biz bu kültürü oturtamıyoruz. o yüzden bu memlekette beyoğlu'ndan, kadıköy'den başka muhit kurulamıyor. bu kültür aslında bizde de var; meyhane kültürü var bir kere. -en azından trakya'da, ege'de var- 16 yaşımdan beri meyhaneye giderim. aslında meyhaneye değil, meyhaneciye gider insanlar. ben de öyleyim nitekim. nispeten küçük yerlerde oturanlara o meyhane yetiyor; lüleburgazlı, çorlulu, keşanlı adam, mahallesindeki meyhane ile iktifa edebiliyor. fakat mevzu metropol ve bar olunca, bu yeni nesilde çalışmıyor. çünkü 'ortam' isteniyor, karı kız kesmek isteniyor. bir şey yapabileceklerinden değil, görmek istiyorlar. ama olan kadıköy'e oluyor işte.. yazık günah gerçekten orada oturan o insanlara..