1197 entry daha
  • bu yazının amacı 'matematiği nasıl seversiniz' ve 'sınavlarda nasıl başarılı olursunuz' üzerinedir.

    sbs açıklandığında şehrin en berbat liselerinden birine puanım anca yetiyordu. çocukluğumdan beri akıllı ve sakin bir çocuk olmama rağmen çalışma konusunda hiç başarılı olamamıştım ve bu yüzden de gerisi gelmemişti. bu konuda çevrenin size yol göstermesi sizi en güzel yola sokabilirken en berbat yola da sokabilir.

    şanslıydım ki 9.sınıfta hayatımı değiştiren kişiyle tanıştım. üst katımıza taşınan orta yaşlarda bir kadınla çok iyi arkadaş oldum ve bana çok güzel yol gösterdi. bu durum birden olmadı tabi. aylar boyunca benle konuşup bu hayatta nasıl başarılı olabileceğim konusunda bana çok güzel dersler verdi. bilgisayar bağımlısı beni oyunları silmeme ve bilgisayarı satacak kadar etkiledi yani.

    lise 1'in sonundan üniversitede 2.sınıfın başında laptop alana kadar evde bilgisayar yoktu. şu an bulunduğum konumu da kesinlikle kendisine borçluyum ve arada hala görüşmeye devam ederiz. size bu yazıda lise 1de karneye matematiği 0 (yazıyla sıfır) düşerken ygs'de 39 net yapıp ülkenin en iyi tıp fakültelerinden birine girecek kadar matematige nasıl çalıştığımdan bahsedeceğim.

    şimdi bu yazıyı baştaki yazdığım amaç için okuyup neden bunlardan bahsettiğimi merak ediyorsan eğer; benim bunları yazma amacım aynı senin bunu okuma amacın gibi "matematikten nefret ederken nasıl sevecek konuma geldim" teması için kısa bir girişti.

    şimdi matematiği öğrenmeyi kitaptaki 'üslü sayılar' konusunu çok iyi öğrendikten sonra üslü sayılar ile ilgili tüm soruları çözmek sanıyorsan eğer büyük yanılgı içindesin demektir. çünkü matematikteki çoğu konu birbiriyle bağlantılıdır. bu yüzden matematiği iyi öğrenmek ve sınavlarda başarılı olmak istiyorsan eğer temel matematiği çok iyi öğrenmen lazım. zaten çoğu öğrenci diğer konulara hakim olmadığı için çalışmaktan soğur. bunun sebebi, çocuk bir konuya hevesle çalışıyor fakat sorulara geçtiği zaman ilk kolay testi bitirdikten sonra diğer teste geçip farklı soru tarzlarını görünce apışıp kalıyor ve orada bırakıyor. bu yüzden matematikte sadece bir konuyu bile iyi öğrenmek ve soruları yapmak istiyorsak eğer sadece o konuya değil matematiğin temel konularına (sayılar, üslü sayılar, köklü sayılar, mutlak değer, obeb okek, rasyonel sayılar, oran orantı, denklem çözme, eşitsizlikler vs.) konularına hakim olmamız gerek.

    peki ben nasıl berbat durumdayken durumu böyle topladım? eğer temelin iyi değilse matematiği bir hoca olmadan sağdan soldan(internet vs.) tek başına öğrenmen çok zor maalesef. çünkü aklına takılan yerleri sürekli bilen birine danışarak üstüne koya koya ilerlemen gerek. tamam internetten çalışmak mutlaka katkı yapar fakat temeli iyi olan ve konulara az çok hakim olan biriysen eğer katkı yapar. temelin iyi değilse mutlaka bir hoca lazım yani.

    bu konuda o zamanlar fen lisesinde matematik öğretmeni olan akrabam bana çok yardımcı oldu. şunu da hatırlatmakta fayda var ki matematikte gerçekten başarılı olmak istiyorsanız eğer (tyt-ayt üzerinden %80 lik bir başarı diyelim) temeliniz çok sağlam değilse diğer dersler ile beraber çalışılacağı da düşünülerek en az 1 senelik gibi bir süreye ihtiyaç var. çünkü bir konuyu geçince şak diye bir diğer konuya geçilmiyor. o konuyu çok iyi özümsemek lazım birçok soru tarzını öğrenmek lazım. üzerinden belli bir süre geçince o konuyu tekrar etmek lazım (sen bir kere çok iyi çalışınca hiç unutmayacağız sandın di mi?). bu yüzden düzenli ve programlı çalışmak çok önemli.

    ben 9.sınıfın 2. dönemi gibi çalışmaya başladım. ilk dönem 5 zayıf varken 2. dönem tüm zayıfları düzeltmiştim. dersi iyi dinlerdim ve mümkün mertebe o gün bakmaya çalışırdım. aradan ne kadar süre geçerse o konu da o kadar unutulur. belli bir yerden sonra matematikte bazı temel konuları yapıp diğer konular ile birlikte olan soruları çözmeye başladığım zaman zaten çalışmamın gerisi geldi. bir şeyleri çözebildiğimi fark ettiğim zaman daha çok çalışmaya başladım. zaten iyi çalışırsanız eğer sizde de böyle olacak.

    bakın bu dediğim şeyin sonucunu 1-2 ayda hemen alamazsınız. bu yüzden sakın çalışmaktan vazgeçip kendinize " yapamayacağım " diye telkinde bulunmayın. bu iş aynı yürümek gibi. bebeklerin yürümeyi öğrenmesi 1 yıl kadar sürerken sonra yürümeyi öğrenmeye nazaran daha çabuk koşmaya başlarlar. matematiği öğrenmek de böyledir, yürümeyi öğrenirken baya zorlanacaksınız fakat öğrendikten sonra gerisi çok daha çabuk gelecek.

    unutmayın hayatta sürekli çalışarak başarılı olabilirsiniz. bakın fark ettiyseniz size ayt matematikten veya belli bir konudan bahsetmedim. bahsettiğim şey sadece temel matematik. yani matematik temeliniz sağlam olursa eğer onun üstüne koya koya ilerlersiniz ve diğer konuları tamamlarsınız. ben bu olayı şuna benzetirim. matematik temelini aynı bir binanın temeli olarak düşünelim. eğer sizin temeliniz sağlam olursa üstüne birçok yapı inşa edebilirsiniz ve onları çok yükseklere taşıyıp çok sağlam yapabilirsiniz. temeliniz sağlam değilse o arazi hiç güven vermez ve üstüne adam akıllı bir şey inşa edemezsiniz.

    yani kaçıncı sınıfta, kaç yaşında olursanız olun daha emeklemeden koşmaya çalışmayın. önceliğiniz her zaman temeli çok iyi halletmek olsun. temeli iyi hallettikten sonra zaten diğer konuların mantıklarını çok daha kolay kavrayıp rahatça yapacaksınız. ayrıca ne kadar çok farklı soru çözerseniz bakış açınız o kadar büyür ve soruları farklı yollardan çözmeyi öğrenirsiniz. bu yüzden ne kadar farklı kaynak o kadar başarı demektir. umarım yardımcı olabilmişimdir. inandığınız zaman yapamayacağınız şey yoktur. ben şimdi baktığımda "nereden nereye" diyorsam eğer bunu çok çalışarak siz de diyebilirsiniz. istediğiniz konuma ulaşmanız dileğimle :)
  • dünyanın en gereksiz şeyi. müfredatta tamamen çıkartılmalı. sadece para hesabı yapacak kadar dört işlem bilmek yeterli, ne işe yarayacak ki hayatımızda?
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap