• izlediğimde çenemin bi karış açık kaldığı film. hele rosalyn'in (kırmızı başlıklı kız) kurda dönüştükten sonra, erkek kurtla birlikte ormana dalışı ve peluştan yapılmış dev ayıcıkları ve tavşanları devire devire koşması unutulmaz sahnelerindendir. kadınlığı keşfetme, masumiyeti kaybetme (kurtlaşma) ve oyuncakları devirerek koşmak (çocukluğu kaybetmek) gibi bin türlü duygunun aynı anda verildiği, şahane bir sahnedir. bunun gibi pek çok imgesel anlatımla yüklü filmde unutulmaz diğer sahnelerden biri de, bir cadının koca bir düğün çadırınının içindeki davetlileri büyüyle kurda dönüştürdüğü plandır. bütün aristokratlar vahşi kurtlara dönüşür, pençeler saten ayakkabılarını yırtıp, çıkar. bütün çadır uluyarak dışarı koşarken geride insan kalanlar (kurtlaşmayanlar) yanlızca garsonlar ve müzisyenlerdir... ya... böyle...
  • "kurtlar cemiyeti" olarak dilimize çevrilen 1984 ingiliz yapımı neil jordan filmi. angela lansbury, david warner, stephen rea, tusse silberg, sarah patterson, graham crowden filmin oyuncuları. 1984 ingiltere londra eleştirmenler birliği: yılın yönetmeni ve 1985 fantasporto izleyici ödülü; eleştirmenler ödülü; fantastik film ödülü; en iyi film ödülünü aldı. sevin okyay'a göre bir "kırmızı başlıklı kız" masalı... 24. uluslararası istanbul film festivali bünyesinde izlenebilecek bir filmdir.
  • çatırrrrrrrrrrrrrrrrrr! iaeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!
    çööööööööööööööööööt! iaaaaaaaaaaaaaaaa!
    kötüüüüüüüüürt! ieeeeeeeeeeeee!
    gıcııııııırt! ieeeeeeeeee!
    caaaaaaaaart! ieeeeeeeeeee!

    şeklinde ses efektlerine sahip bir film.
  • dişil passage of rite tramvalarını folk öyküleri aracılığıyla inceleyen bir ingiliz filmi. angela carter'ın imgeleminin yönetmen neil jordan'ın elini kolunu tatlı tatlı bağladığı ilk sahnede hemen anlaşılıyor. filmde carter'ın bütün öykülerinden ve romanlarından, dolayısıyla masallardan ve folk mitologyasından sayısız motif bulmak mümkün. fakat seksenlerin ağdalı sinema dili ve şatafata pek yatkın kitch görseli, zaten renkli ve yoğun imgeleri izlemeyi kimi zaman zor, hatta çekilmez hale getirebiliyor. sonra da filme komedi filmi deniyor, ses efektlerinden tiksiniliyor. seksenlerde çekilen tüm filmler yeniden çekilsin kampanyası başlatıyorum, oynayan kaleye mum diksin.

    (bkz: magic toyshop)
    (bkz: the donkey prince)
    (bkz: the infernal desire machines of doctor hoffman)
    ve en önemlisi, iyi bir çeviriyle:
    (bkz: bloody chamber)
  • simgesel anlatımına hayran bırakan, ayıla bayıla izlediğim neil jordan filmi. özellikle seksenlerin filmlerini sevenlerin kaçırmaması gerekiyor.

    --- spoiler ---

    rosaleen'in ablasının dev oyuncaklar tarafından saldırıya uğramasından tutun da, kurt'un babannesini öldürdüğünde kafasının porselen bebek gibi dağılmasına kadar, soyluların kurta dönüştüğü sahneden, sonunda rosaleen'in kurta dönüşüp ormana koşturduğu sahneye kadar, o kadar güzel sahneler mevcut ki, insan hayran olmadan edemiyor. ve elbet filmin içerisinde, buraya yazmadan geçemeyeceğim muhteşem sözler de bulunuyor :

    "little girls, this seems to say, never stop upon your way, never trust a stranger friend, no-one knows how it will end! as you're pretty, so be wise! wolves may lurk in every guise! now, as then, it's simple truth, sweetest tongue has sharpest tooth!"

    "you pay too much attention to your granny. she knows a lot but she doesn't know everything. and if there's a beast in men, it meets it's match in women too."

    --- spoiler ---
  • irlandalılar fantastiği sever. dracula'nın yazarı bram stoker'ın irlandalı olduğunu unutmamak lazım. o soğuk gecelerde hep ürkünç masallar anlatılır veya hayal edilir. ama neil jordan, bu türdeki ilk filmi olan "the company of wolves"da, klasik anlamda bir fantastik yapmamış. kimileri bunun freud'cu görüşle yeniden anlatılmış bir 'kırmızı başlıklı kız hikayesi" olduğunu söylüyor. ama bana göre bu film, gerçeklerle rüyaların karışımından başka bir şey değil. elbette bu, filmin türünün en güzel örneklerinden biri sayılması önünde herhangi bir engel teşkil etmez. zira sıradışı bakış açısı ve anlatımıyla mutlaka izlenmesi gereken bir yapm.
  • werewolf oyunları gibi kurtların etrafı dağıttığı, dehşet saçtığı, insanların kurtlardan kurtulmaya çalışması vs gibi bir film bekliyorsanız yanılırsınız. film tamamen kurt adam mitinin fantastik bir dilde anlatımı üzerine kurulmuş. ve bunu muhteşem yapmış. filmde zerre aksiyon bulunmamasına karşın atmosferi, mekanlar resmen sizi içine çekiyor ve orayı yaşıyorsunuz.

    eğer puslu mekanları, soyut herhangi bir zamandan kopuk olayları ve masalsı anlatımları seviyorsanız bu filmi çok seveceksiniz.
  • çok çok küçükken halam ve kuzenimle izlemiş olduğum müthiş film.

    evet, kendisini gören her çocuğu o soğuk hatları ve karakteri ile rahatlıkla korkutabileceği gibi, micha bergese kurt adam rolü ile,
    ödümü bir tarafıma kaçırmıştır. sene sanıyorum 80'lerin sonu idi, show'da izlemiştik. hey gidi.

    enfes gotik görüntüleri ile izlemeye değer bir filmdir, türkçeye çevrildiği hali ile;
    "kurtlar sofrası".

    bir çocuğun çocukluktan kadınlığa ilk adımını attığı bir dönemde, karşısına çıkan bir kurt adam düşünün. aslında bir adam öncelikle. erkeklerin içgüdülerinin vahşiliği bir kenara, freudçu öğeler barındıran bu filmi izleyin mutlaka.
hesabın var mı? giriş yap