• esasen iktidar/iktisat temelli, sadece ve sadece kadının toplumsal konumu üzerinden çalışan, kadınların bir yolunu bulup kendilerini sıyırmaları gereken norm yığını.
  • cinsel organın dikse ; özgürsün, dik başlısın
    yataysa; ezilmeye mahkumsun
  • cinsiyet (sex) ve toplumsal cinsiyet (gender) ayrımı varsayımıyla yola çıkılır ve toplumun cinsiyetinden ötürü bireylere yüklediği rollerdir. sosyal rol kuramı ile birlikte anılabilir. toplum, kadın ve erkekten farklı beklentilere girer. örneğin kadına annelik ve çocuk yetiştirme rolü verilirken erkeğe para kazanma ve güçlü olma rolleri verilir.

    değişim için değişmesi gereken unsurlardandır. feminist değilim ancak feminizmin takdir ettiğim taraflarından biri sert bir şekilde bu rolleri yıllar içerisinde değiştirmesi. artık bizim nesil olarak düşündüğümüzde "kadın çalışmaz, evinde oturur çocuk bakar" kalıpyargısı oldukça azalmış durumda. daha da değişmesi gereken çok şey var elbette. zihnimizi açık tutmanın ve kalıpyargıları fark edip onlarda diretmemenin önemli olduğunu düşünüyorum.

    (bkz: toplumsal cinsiyet)
  • toplumsal cinsiyet rolleri, sadece kadınları değil erkekleri de baskı altında tutar ve şekillendirmeye çalışır.

    sadece kadınlar üzerinde toplumsal cinsiyet rolleri baskısı olduğunu iddia etmek kibar tabirle empatisizlik olabilir ancak.
  • özellikle ataerkil toplumlarda net sınırları ayrılmış roller bulunmakta ve geçmişten geleceğe bilinçaltımıza kodlanacak şekilde de devam etmektedir. örnek vermek gerekirse reklâmlarda ya da çocuk kitaplarında erkeğin güçlü, kadınını koruyan, aktif roller aldığı yansıtılırken kadınların daha pasif, kocasına itaat eden, uyumlu olması gerektiği gösterilir. feminizm kavramı da aslında bu eşit olmayan sisteme karşı çıkılmasıyla ortaya atılmıştır ancak günümüzde çok başka şekillerde kullanıldığı için asıl amacını yaşatamadığı görülmektedir.
  • biyolojik cinsiyetin ötesinde, toplumun kadın ve erkek olmaktan beklediği davranış örüntüleridir.
    toplumsal pek çok şey gibi bir yönüyle yaşamı kolaylaştırır, diğer yönüyle bireyler üzerinde bir baskı unsurudur. her iki cinsiyette bu baskıdan nasibini alır. bir kadının; nazik, güler yüzlü, ılıman, her daim şık ve orantılı bir fiziğe sahip olasını beklemek, bir erkeğin; her daim daha dirayetli, ekonomik anlamda güçlü, -ve genellikle kadından daha zengin- evli olmasını beklemek, hatta hiç evlenmemiş veya boşanmışsa onu "başarısız" olarak değerlendirmek toplumsal cinsiyet rollerinin baskıcı görünümlerine örnektir.
  • ne kadar insanları buna ikna etmeye çalışan siyasi çıkar toplulukları olsa da aslında cinsiyet rolleri sonradan öğrenilmez. evet erkek çocukları arabalarla kız çocukları da bez bebeklerle oynar, bunun sebebi de kendileri öyle istedikleri içindir yani toplum öyle gösterdiği için değil. tabi ki bu bez bebekle oynayan erkek çocuklarının aslında erkek olmadığı, arabalarla oynayan kız çocuklarının aslında kız olmadığı anlamına gelmiyor.

    rahimdeki bir bebeğin cinsiyetini belirleyen asıl hormon testosterondur. bu hormon erkek üreme organını ve cinsiyet rollerini belirler ayrıca beynin gelişmesine de yardım eder. mesela erkeklerin beyni kadınların beyninden daha büyüktür, öte yandan testesteron hormonunun düşüklüğü de fazladan sinirsel bağlantı demektir.

    kısacası cinsiyet rollerimiz daha annemizin rahmindeyken belli olur. bunun toplumla dolaylı yoldan bir ilişkisi olabilir.
  • her cinsiyetin doğa ve yetiştirme arasındaki karşılıklı etkileşimden kaynaklanan özgün davranışları, tutumları ve toplumsal işlevleri.
hesabın var mı? giriş yap