32819 entry daha
  • büyük ihtimalle gs maçına 5 yıldızlı formayla çıkmaya çalışacak ve maçtan önce ortalık karışacak, bu seneyi de böyle unutturup kompleksli taraftarının tekrardan baştacı olacak.

    bugün sövenlerin o gün tekrar nasıl büyük başkan dediğini göreceksiniz.

    fb taraftarına yakışan başkan.
  • ilk senen köylü cocu rezaleti, tamamlayamayıp kouman diye başlayacağım ama merak etme uzatmayacağım buraları.

    son rezilliğin ise milleti, 30bin kişiyi stada toplayıp gaza getirip hiççç bir sikim yiyememen oldu. süper kupayı da verdin beleşe, 2 sene de türkiye kupasından vazgeçtin şu an kötü beşiktaş bile kupaya gidiyor. ya yemin ederim kılıçdaroğlunun veliahtı falansın bence. git dedik senelerdir, geldi çattı, yeniden aday olup kazanman için yolu yaptın. kazanacaksın da herkes bunu biliyor.

    ancak unuttuğun bir şey var, sen yeniden başkan olursan benim gibi milyonlar var ben bırakıyorum diyen. gitmen gerekiyor kılıçdar veliahtı, değişim zamanı.

    bak dün benim yaşlarımda bir genç öldü, kalp krizinden. gitmez isen, vebali boynunadır. zaten öyle de, iyice öyledir.

    sizlere yazıklar olsun ki, bizi hissizleştirdiniz, bunun başını da sen çektin. artık taşak geçer hale geldim acımla, yine aynı başlangıç, yine aynı son. son 2 ayda mahvedilen emekler.

    sizin iyiliğinizi sorgulamaya başladım artık, tıpkı kılıçdarda yaptığım gibi. güveni kaybettiniz, artık gidin.

    istenmiyorsunuz ali koç.

    -takımını yürekten seven, anadolunun ortasındaki bir şehirde fanatik arkadaşlarına bile karşı fenerbahçe’yi savunabilen, onlara öyle olduğunu kabullendirebilen, kimsenin yalakası veya trollü olmayan fenerbahçe taraftarı.
  • şimdi acı gerçekler:

    öncelikle stadın üzerinde uçan kuşa dahi koç bünyesinden bir şirket sponsor olmuş olabilir. kulübe verdiği maddi katkı inanılmaz seviyede. şahsi menfaati için o koltukta oturmadığı buradan belli. verdiği direkt ve dolaylı finansman katkılarını yazmaya kalkarsam sayfalar sürer. bu enty'nin amacı bu değil. ama bunu belirtmeden acı gerçekleri yazmak da doğru olmazdı.

    üç gerçek:

    1) hiçbir zaman bir planda süreklilik sağlamadı. cocu ile başladı. bu konuda kendisini eleştirmek doğru olmaz. cocu gelmeden önce sahiden de ismi olan bir hocaydı. kendisinden beklenenler çok yüksekti. bu süreçte aykut kocaman ile çalışmayı doğru bulmadı. ersun yanal sorulunca "arkadaşlar siz benim hayalimdeki fenerbahçe'yi anlamamışsınız" dedi.

    -- cocu dönemi

    sonuçta cocu balonu bizde patladı. kısmet işte. nasipte bu varmış. ötesine geçilmez. erik ten hag da manchester'da patladı mesela. olur böyle şeyler. ama ya sonra? eğer amaç avrupai mantıkta kulübü işletmekse cocu olmazsa bir başka ismi getirirsin. vitor'u mesela o anda getirse olurdu. bilic de olurdu. hani günü kurtaracak seni de çizginden dışarı çıkarmayacak çok isim vardı.

    -- ersun yanal dönemi

    ama kendisi gitti taraftarı dinledi ve ersun yanal geldi. şimdi otorite kim? kendisi mi taraftar mı? bu süreçte de onca teknik direktör arandı. olmadı. koeman ile devam etse dahi çizgisinden ayrılmazdı. panik halinde ersun yanal'a gitti.

    -- erol bulut dönemi

    e haliyle, ersun yanal ile de anlaşamadı. başarı da gelmeyince yollar ayrıldı. sonra işte emre abi dönemi başladı. kadro zayıflığı dikkat çekiciydi. al geliştir sat modeli izlenmek istendi ama menajerlerin tuzaklarına düşüldü. branco'ya kadar sportif direktörlük sağlıklı işlemedi. emre abi ile bir anda kurt oyuncularla başarı yakalanmak istendi. teknik direktör de erol bulut tercih edildi. erol bulut bence yanlış bir tercih değildi.

    fenerbahçe ligde iyi gidiyordu. pelkas son derece öne çıkan bir oyuncuydu. erol bulut ama santrafor istiyordu. peki kış transfer döneminde neler yaşandı? elinde pelkas varken irfancan kahveci alındı. bir transfer çalımı olarak. hadi bunu yine anlarım. anlarız. ama aynı dönemde bir de mesut özil'i almak nedir?

    takımın en iyi oyuncusu pelkas olduğunuzu düşünün ve bir anda takım irfancan kahveci ve mesut özil'i getiriyor. ve takımın birinci ihtiyacı da santrafor.

    sonuç başarı gelmedi. emre ile ivme yakalayan takım sivasspor'a kaybedince ligi de kazanma şansını bitirmiş oldu. daha sonrasında ise ali koç, emre'yi takımı çalıştıran hocalara teşekkür ederken saymayacaktı.

    -- vítor pereira ve ilk ismail kartal dönemi

    uzun bir hoca arayışından sonra vitor geri geldi. yönetim süreci o kadar ama o kadar kötü yönetti ki eski hocayı yeniden tanıtmak için 4 sayfa açıklama metni yazıldı. vitor dönemi ise fenerbahçe tarihine geçti.

    vitor ile başarı gelmedi ama kazandırdığı oyuncular, daha sonra oyunculardan fenerbahçe'nin kazandığı para, giden oyuncuların iyi performans vermesiyle fenerbahçe'nin elde ettiği prestij karşılığı çok zor olan şeylerdi. bu manada vitor'un etkisi o derece kuvvetli oldu ki başarıyla olmasa da bu kazandırdıkları ile bence fenerbahçe tarihine geçti, inanılmaz olumlu etki yarattı.

    vítor pereira sizi şampiyon yapacak hoca değildir. ama iki sene takımda kalırsa on sene boyunca sizi ihya edecek bir oyuncu grubunu inşa edebilecek bir hocadır. *

    lakin ali koç başarı istiyordu. bununla birlikte hocanın üçlü savunma oynatmasına karışması, kim min jae kırmızı kart olayının aşırı reaksiyoner (ileride değineceğim) ele alınması, mesut özil oynat baskısı (van persie olayları v2) derken zaten başarı gelemezdi. gelemedi de. böylelikle vítor pereira dönemi sadece yarım dönem sürdü.

    hemen hemen lige havlu atan bir takımda stressiz ortamda ismail kartal geldi. puan bakımından başarılı da oldu. lakin hem takım lige havlu atmıştı hem de stres unsuru düşüktü. o arada fenerbahçe avrupa kupasından da kötü bir oyunla elendi.

    gün sonunda yine yabancı hoca ile başlayıp yerli hocaya dönüldü.

    -- jesus dönemi

    sonunda ali koç jesus'u getirdi. üst düzey bir hocaydı. inanılmaz zor ikna edilmişti. portekiz cumhurbaşkanlığı düzeyinde ikna çabaları söz konusuydu. ve rüya gibi bir takım izletti. dünya kupası arasına kadar. sonrasında bir şeyler oldu. hem jesus bence haklı olarak bu ligin sportif gerçekliği yok dedi hem de ali koç jesus'un işine karışmaya başlamıştı. beni en çok şaşırtan jesus'un istifa etmeden sezon sonunu beklemesi oldu. yoksa bu tarzda bir adamın işine karışmanız ölümcül bir hatadır. yine de jesus kaldı ve bir kupa kazandırdı. dünya kupası sonrasında ise bir şeyleri saldığı ve çok da ciddiye almadığı açık bir gerçekti.

    -- ismail kartal dönemi

    şaka gibi değil mi. bir yabancı hoca bir yerli hoca. ikisinin de getirilme mantalitesi birbirine zıt. öyle derin bir kararsızlık söz konusu ki. bugün ismail kartal oldukça yüksek puanlar toplasa da eleştiriliyor. ben de eleştiriyorum. bence kendisi b planı veya c planı olmayan bir hoca. sene sonu oldu, bir kez olsun farklı bir taktik düzeninde set hücumu göremedik. fred her sakatlandığı zaman puan kaybettik. duran top organizasyonu çok kötüydü. fenerbahçe eğer ligin 33. haftasında otuz dakika doldur boşalt ile gol arıyorsa burada zaten net bir sorun olduğu aşikardır.

    2) aşırı reaksiyoner olundu. sürekli futbol üstü gerilimler yaratıldı. kim min jae'nin gördüğü kırmızı kart kötü bir karardı. maçın kaderine direkt etki etti. ama sayfa sayfa açıklamalar. oyuncuları toplayıp megafonla açıklama yapmalar. yahu bunlar hiçbir şey olmasa dahi psikolojik yüktür. ne gereği var? neden yönetim ve futbol işleri ayrılamıyor. oyuncunun görevi sahanın içi, sen niye onu bir anda politikleştiriyorsun? oyuncuları saha dışına taşırsan oyuncular kaybeder, onlar kaybederse sen kaybedersin.

    bu bir kez de olmadı. sürekli tekrarlandı. hep aynı aşırı reaksiyon verme. dengesi olmayan parlama anları. futbol ile yönetimin iç içe geçmesi. bunlar hep motivasyon bozan hareketlerdi.

    galatasaray ile gereksiz bir polemik başladı. galatasaray'ı hiçbir zaman yönetim olarak samimi bulmadım. aziz yıldırım'a katılırım. ama sen niye senin pencerene her taş atana çıkıp bağırma ihtiyacı hissediyorsun? zorunda değilsin ki. kendini yıpratmaya her söze bir cevap bulmaya ne gerek var?

    yine bence tarihin en kötü tff yönetimi. lakin, sen bu meseleyi neden yönetim boyutunda ilerletmiyorsun da oyuncuları da işin içine katıyorsun? futbolcular süper kupa maçına çıkmak isterken garip işlere girildi. binlerce taraftar stada toplandı. sonra dağıldı. sonra u-19 ile çıkalım denildi.

    halbuki o maçta kazan-kazan durumu vardı. galatasaray'ı yendiğin anda psikolojik üstünlüğü ele alacaktın. kupa da elde edecektin. kaybedersen de oyuncular kendine gelecek, ihtiyatlı olacak, soğuk duş etkisi yaratacak ve belki anadolu takımlarına o puanlar kaybedilmeyecekti.

    oysa tüm bu stada toplanmalar, u-19 ile çıkmalar falan derken politize olundu. tıpkı seneler önce megafonla konuşmanın yarattığı etki gibi takımın hızını kesti. aklı sahada değilse oyuncunun sen ona megafon veriyorsan veya tv başından ona u-19 takımını sahada izletiyorsan burada sağlam bir psikolojik yapı çıkmaz. gereksiz şekilde oyuncuların üzerine yük ve stres bindirirsin. ne gereği var?

    fenerbahçe ne zaman polemiklerin içine girse gerildi. ne zaman gerildiyse bocaladı. ne zaman bu gerilime oyuncular da dahil edildiyse o sene havlu attı. bu pattern / örüntü nasıl olur da ali koç tarafından görülmez.

    birçok sözünde haklı. düşüncesini destekliyorum. söylediklerini makul, akla uygun ve doğru buluyorum. lakin, bu yönetimin işleri. hatta yönetim bunu öyle yapmalı ki futbolcunun burada olanlarla bağı minimum olmalı. bizde ise tam tersi. futbolcu işin içine katıldıkça katıldı.

    3) son gerçek de şu ki tek kelime: kararsızlık.

    maddi katkıları inanılmaz seviyede. arabistan'da maçı oynatmaması büyük işti. lakin, gün sonunda ali koç yönetimini tek kelime ile özetle veya eleştir denilirse, kararsızlık derim.
  • --- spoiler ---
    şirket yönetir gibi kulübü yönetti. türkiye'nin en büyük spor kulübünün başkanı olarak tüm branşlarda başarıyı devam ettirdi futbol hariç. futbolda başarı kazanabilmesi için kuralına uygun bir şekilde gerekli mercilere yedirmediği için sampiyon yapamadı takımı. ali koç eli bol adam. zaten karşısındaki insanların fiyatı da öyle pahalı falan değil. koç holdinge akbaba gibi çökmesinler diye girmedi bu işlere. burada hanzo gibi hönkürenlerin hepsini toplasanız ali koç'un sol taşağı etmezler. bugün arabistan'a tayyip erdoğan'ın koyamadığı postayı atatürk vesilesiyle koymuş, ve akp türkiyesinde yeri geldiğinde devleti yeri geldiğinde hükümeti kimsenin götü yemeyeceği şekilde eleştirmiştir. sefil, çulsuz hayatınıza bakıp kıskançlık krizlerine girdiğiniz ali koç şampiyon olmadan bile hepinizi yaktı beyler bunu kabul edelim.
    --- spoiler ---

    ahahah bunlar asla akıllanmazlar. hala övüyor lan adamlar.

    dostum, sana yemin ederim ki kıskançlık krizlerine falan girmiyorum. şu dünyada yerine olmayı isteyeceğim en son insanlardan birisi ali koç'tur. çünkü ali koç mutsuz birisi. sınırsız varlığın, sonsuz imkanın içine doğmuş. dolayısıyla senin o fakir aklınla kıymetli bulduğun ultra zenginliğin onun hayatında zerre önemi yok. çünkü onun normali bu. ve bu adam bu sınırsız varlığa rağmen yıllardır başarısız oluyor, hatta rezil rüsva oluyor. şimdi ben bunun nesini kıskanayım ki?

    ali koç'un bizi yakması falan ise tam olarak klasik bi fenerlinin paralel evreninden fışkıran fantezik hikayelerden biri. senelerdir tokat manyağı yaptığımız, ruh sağlığını bozduğumuz, dengesini alt üst ettiğimiz adam mı bizi yakıyor yani?* bu söylediğin şeyin "dünyanın en büyük kulübü fenerbahçe'dir" cümlesinden farkı ne şimdi? ikisi de aynı delilik seviyesinde.

    sadece ali koç da değil, selahattin baki, metin sipahioğlu, burak kızılhan, alper pirşen gibi yöneticilerinizi de delirttik. tepeden tırnağa, taraftarından başkanına hiçbirinizde akıl bırakmadık. bunu da sadece başarılı olarak yaptık.

    sen şimdi "ali koç ne yaktı sizi beee ehiehi" diyerek kendin bile inanmadığın masallarla kendini avutmaya devam et. bu adam bu kafayla sizi daha çoook güdecek.

    tanım: türk futbolunun gördüğü en başarısız başkan.
  • bakın şimdi. 2020-21 sezonu. teknik direktör erol bulut. puan durumu bjk 64, gs 61, fb 59. şimdi durum bu olunca bir heyecan bir kararsızlık 25 mart 2021'de erol bulut'la yollar ayrılıyor yerine teknik sorumlu emre belözoğlu geliyor.

    lig bitince de puan durumu bjk 84, gs 84, fb 82. yani 25 mart 2021 tarihinden sonra bjk 11 maçta 20 puan, gs 10 maçta 23 puan, fb 10 maçta 23 puan.

    bu durum süreci yönetememektir. yani sen muhtemelen " tamam artık erol bulut'la şampiyon olamayız, ya da artık şampiyon olamayız, bu farkı kapatamayız ya da yeni biri gelsin belki onunla bir şeyler yaparız, sosyal medya baskısı var, şunun baskısı var napıcam ben şimdi sanırım bjk şampiyon olur artık yaa, o olmazsa gs var hangisini yakalıcaz biz " gibi şeyleri kafanda kura kura gittin erol bulut'la yollarını ayırdın.

    beşiktaş ne yaptı son 11 maçta 20 puan. oysa ki fenerbahçe son 10 maçta 26 puanla şampiyon olabiliyormuş. sen bu süreci yönetemedin. hem kendin süreci yönetemiyorsun hem de " şunlar bizi engelliyo bunlar bizi engelliyor " diye sürekli bahaneler buluyorsun.
  • ilk dönemi futbolu tanıma dönemiymis!

    gören de ilk defa 2018'de başkan olunca futbolla tanıştı sanacak.

    2006'dan beri fenerbahçe yönetiminde yer alıyordu bu yetersiz.
  • baktılar başarısızlık katmerlendi, ali koç'u aziz yıldırım üzerinden temize çıkarmaya çalışıyorlar artık. işte aziz yıldırım başkan olacağına, ali koç'la başarısız olmayı tercih edermiş beyefendiler. aziz yıldırım kulübü batırmış gitmiş, ali koç toparlamış. sanırsınız aziz yıldırım 2018'deki seçime katılmadı. adam katıldı kaybetti. ali koç da gelirken "gururlanacağınız fenerbahçe" kavramını ortaya attı. ne oldu da birden "tamam sportif açıdan başarısız ama ekonomiyi toparladı abi" noktasına geldiniz?

    bakın adam 8 farklı hocayla çalışmış. ki ismail hoca 2 kere geldi. 9 farklı hocayla çalışmış gibi düşünebilirsiniz. sizce ortada bir problem yok mu? her şeyi dış güçler mi yapıyor diyorsunuz? geride kalan 5 sezonu bi' kenara bırakın. sadece bu sezona bakın.

    senin takımın şampiyonluk yarışı veriyor, başkanın ise süper kupa finaline u19 ile çıkma planı yapıyor. nisan ayından bahsetmiyorum bakın. adamın aralık'taki planı da bu. elbette milli değerlerimiz tartışma unsuru yapılamazlar ama adam zaten aralık'ta da o maça çıkmak istemiyor. eminim o maçın oynanmayacak noktaya gelmesinden dolayı çok mutlu oldu ali koç. yetmiyor arkadaşlar, tv'ye çıkıyor bu adam, lider takımı bi' kenara bırakarak "ben başkanken fenerbahçe şampiyon olamayacak" diyor. yetmiyor, ferdi gidecek gibi görünüyor diyor, daha sezonun ilk yarısı bitmemiş. yetmiyor, trabzon'daki olaydan sonra ligden çekilme lafını ediyor, kongre çağrısı yapıyor, camianın bütün enerjisini sömürüyor o kongre ile birlikte. bu da yetmiyor sevgili arkadaşlar, süper kupa maçına u19 ile çıkıyor.

    bu sezonu buraya getiren şey gerçekten dış güç mü oldu? tamam gs çılgınlar gibi iteklendi diyelim, benim kulübümün başkanı ne yaptı peki? aha işte yukarıdakileri yaptı.

    öyle bir şey yaptı ki sevgili arkadaşlar, fenerbahçe aralık ayından itibaren kademe kademe saha dışına yoğunlaşmaya başladı. ali koç gs'yi ise yine kademe kademe saha içine itmeye ve hırslandırmaya da başladı aynı dönemde. ve sonuç bu oldu.

    bütün problemi türk hakemlere bağladı, yabancı hakem dedi durdu. ne oldu peki? o yabancı hakem geldi sivas maçında karışmaması gereken pozisyonda karıştı ve ayağın kaydı. ali koç ağzını açıp tek laf edebildi mi? edemedi. edemez çünkü ne diyebilir ki?

    ali koç sayesinde fenerbahçe camiası şu anda kendi gölgesinden korkar vaziyette. paranoyaya kapılmış durumda tüm camia. ali'ci sosyal medya ergenlerinden birisi geçen gün twitter'da, var'da alman hakem var, almanya'da fetö çok güçlü diyordu mesela. camiaya sürekli paranoya enjeksiyonu yapıyorlar. sürekli olarak fenerbahçe çok güçsüz, karşı taraf inanılmaz güçlü, çok güçlü bir terör yapılanması var, ne yaparsak yapalım olmuyor mesajı veriyorlar. şu anda paranoyak, ezik, başarısızlık kaynaklı bezmiş bir kitleye dönüştürdüler fenerbahçe camiasını. özgüven kaybı inanılmaz seviyelerde. beşiktaş'ın özgüveni şu anda fenerbahçe'den daha iyi durumda. şu takımı beşiktaş'a ver, sezonu şampiyon tamamlardı. ali koç ile fenerbahçe büyük takım refleksini, taraftar seviyesinde de kaybetti.

    hâlâ da diyorlar ki ali koç borcu eritti. her sene takımı yenileyen, her sene hoca değiştiren adam borcu nasıl eritmiş olabilir? 11 milyar lira borcun var, nereye eridi? ha ali koç'un yaptığı tek güzel şey daha fazla oyuncu satabilir hale gelmemiz ama bakın hiçbir boka yaramıyor. bu durum sürdürülebilir değil. sen spor kulübüsün. senin birincil önceliğin sportif başarıdır. fenerbahçe koç holding bünyesindeki bir firma değil.

    galatasaray'ı öyle bir büyüttü ki herkesin gözünde, gs'liler bile "biz neymişiz öyle ya" noktasına gelmeye başladılar. fenerbahçe de bunun altında eziliyor işte. ben bunu kabullenemiyorum. ben her sene başarılı olan bir fenerbahçe görmüyordum zaten. 35 yaşındayım. 8-9 yaşımdan beri fb'yi desteklerim. 25 sene diyelim. 25 senede gördüğüm 6 şampiyonluk var. ama ben bu kadar ezik bir fenerbahçe hiçbir zaman görmemiştim, son 6 seneye kadar. sürekli ağlayan bir başkan, paranoyaya kapılmış ve çaresizleştirilmiş bir taraftar. bu durum fenerbahçe'nin ruhuna ters. borcu yine bir şekilde kapatırdın ama bakalım büyük takım refleksini tekrar kazanabilecek miyiz. ortada sportif krizi de aşan derin bir kriz var.
  • konya maçı sonrası ismail kartal a boş salona basın toplantısı yaptıran klüp baskani.

    ayıptır adama 2 satır laf ezberletmisler boş salona salmislar .

    bu adam nasıl bir klüp baskani hala fenerlileri anlamıyorum adam koca sezon uyuttu sizi. ve sizler gidip adamı destekliyorsunuz .
  • gs’den 5 fark yedikten sonra euroligde ergin hocamın tokatlaması çok tatlı olmaz mı?
  • ali koç'ta biraz vizyon ve akıl varsa aday olmaz.

    çünkü aday olursa kaybedecek.

    bir inat uğruna tüm karizmayı çizdirecek.

    fenerbahçe'yi seviyorsa yine sponsor olmaya devam eder, ya da husumete girip sponsorlukları bitirerek batırmaya çalışır kulübü.

    her ne yaparsa yapsın ali koç bu kulüp için bitti artık.

    kloop'u getirse başarısız olacak bir vizyonsuzluk ve basiretsizlik içinde kendisi.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap