hesabın var mı? giriş yap

  • memo tembelçizer'in yıllar önce utanmadan iddia ediyorum adlı sayfasında yer verdiği iddiaydı bu; görünce buna inananların zeka seviyelerini ve bakkala olan borcumu düşünüp kederlendim.

    şaka bir yana, yerçekimi tıpkı günbatımı gibi işin aslı anlaşılmadan önce adlandırılmıştır ve yanlış bir ifadedir. gün * batmaz ya da doğmaz; dünyanın dönüşü bizde bu izlenimi uyandırır. aynı şekilde "yerçekimi" ifadesi hem "çekme" kavramını kullandığından, hem de bu çekmenin dünyaya özgü bir olguymuş izlenimini uyandırdığından hatalıdır diyebiliriz.

    yukarıda da bahsedildiği gibi einstein, yerçekimine yeni bir bakış açısı getirmiş ve yerçekiminin aslında objelerin çevrelerindeki uzay-zaman düzlemini bükmesinden kaynaklandığını, ışığın bile bu bükülmeden kaçamayacağını öne sürmüştür.

    sir arthur eddington ve silah arkadaşları bunun doğru olmadığını ispatlamak için 1919'da giriştikleri deneyde dünyanın güneş etrafındaki dönüşü nedeniyle zaman zaman güneşin arkasında kalan yıldızların ışığının güneş tarafından bükülüp bükülmediğini anlamak için 29 mayıs tarihindeki tam güneş tutulması sırasında ölçümler yapmışlardır. güneş tutulmasını beklemelerinin sebebi elbette güneş ışığının yapılacak olan gözleme engel olmamasıdır. yıldızlar güneşin arkasındayken göründükleri yerlerle aynı yıldızların şubat ayında güneşin arkasında olmadıkları zaman göründükleri yerleri kıyaslayıp yanlışlamaya çalıştıkları teorinin ilk sağlam kanıtını üretmeleri elbet eddington için hüzünlü olmuştur.

    (bkz: kutsal bilgi kaynağı)

  • her yanından mükemmellik, ayrı bir komiklik, ayrı eğlenceler akan çizgifilmdir.
    efendim şarkıları ayrı güzeldir, hikayeleri ayrı. karakterlerin çeşitliliğine ve tüm çizgifilme akmış olan hayal gücü boyutuna herşeyine bayılıyorum.

    jake'in osuruğu ve bebek finn'in dansı en mükemmel anlarındandır.

  • muharrem'e, oğan'a verecek gençler bunları izleyip daha kötüsünün olamayacağını anlaması lazım. tek alternatif kılıçdaroğlu şuan. mesele ideoloji meselesi değil. memleket meselesi.

  • planlanan hizmet neymiş acaba. allah aşkına ne planladınız bir söyleyin.

    ayrıca yaklaşık 110 bin personeliniz var. fazla fazla maaş versek, mesela adam başı 9 bin lira desek 1 milyar etmiyor. nasıl oluyor da %96 sı maaşlara gidiyor. allah aşkına biri anlatsın bana.

    edit: arkadaşlar uyardı, sen aylık hesap yapmışsın ve 5 bin lira maaş dediler.doğru.

    5 bin liradan 110 bin personel aylık 550 milyon lira.
    yıllık 6 milyar 600 bin lira.
    eee yine nasıl oluyor da bütçenin %96 sı maaşa gidiyor.

    edit 2: sigorta ve vergiyi unutmuşuz.
    adam haklı o zaman bu para yetmez tabi aq. 20 milyar olsun en az.

    en güzeli imam hatipler kapatılsın ben de kurtulayım devlet bütçesi de.

    edit 3: imamlar vergiden muaf olabilirmiş, hesap çok karıştı, daha da hesaplamam. ben yokum bu işte arkadaş.

    neymiş, diyanetin hesabına karışmayacakmışsın.

  • burada böyle övüp övüp reelde kadın dediğin uzun saçlı olur diyorsunuz sonra kısacık saçlarla oğlan çocuğu gibi ortada dolaniyoruz. şaka şaka çok rahat ondan kestiriyoruz sizin lafiniza bakıp yola cikilmaz.

  • bence sıralama şöyle;

    doğru insanı bulup evlenenler = yalnızlık çekmeyen bekârlar > yalnızlık çeken bekârlar > yanlış insanla evlenenler

  • "deniz kenarına bırakılmış bir tekne düşünelim. eğer bilinçli bir müdahale yapılmazsa zaman içinde bu tekne yıpranacaktır. mesela yüz sene sonra tekneye bakmaya gelseniz tekneden belki de eser dahi bulamayacaksınız. yani kimse teknenin bir gemiye dönüşme hikayesini beklemez."

    bu sözleriyle beni dine döndüren video. insanlar maymundan geliyorsa şimdiki tekneler neden gemi olmuyor sorusunu kendime sorunca gerçekleri anlamaya, aydınlanmaya başladım.