hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • ilgili videoda görüldüğü gibi ellerini havaya kaldırmış halde dağılan vatandaşlara copla vuran polis. unutulmasın, kayda geçsin.

    not: hedef gösteriyormuşuz. lan oğlum olsa olsa içişleri bakanlığı'na hedef gösteriyoruz, açığa alsın diye. adamın sicil numarası belli, başka bir şeyi değil. evet, hakikaten savcılar göreve!

  • minibüste en ön sağdaki tekli koltukta oturmak.

    o anda ne bozuk para uzatma ritüeli,
    ne ineceğin yeri kaçırma korkusu.
    o anda ne düşmek dalgalara ne de hürriyet,
    şoför, yol ve ben...
    bahtiyarım.

  • tayyip'ten ornek alsa aslinda ne kadar salak oldugunu anlayabilir.

    hic sumeyye ile bilal bir olur mu?

  • her işte olduğu gibi bunda da kesinlikle almanları tek geçerim.

    adamlar napıyor doğumgünlerinde? kendi pastasını kendi yapıp getiriyor işyerine. burada böyle bir adet var bir de, daha hiç dışardan pasta alana denk gelmedim. erkeği de kadını da kendisi yapıyor mis gibi kekini ya da torte denilen yaş pastasını.
    getirirse ne ala, ofisindeki herkese mail atar "pasta getirdim 13.00'de buluşup yiyelim" diye. herkes yer, kahve içilir, sohbet muhabbet. budur bu kadar.
    getirmezse kimse de vay efendim niye getirmedin demez. doğumgünü çocuğu tebrik edilir, belki bir kart alınır herkes imzalar iyi dilekleriyle. hediye, pasta falan yok yani.
    ha eğer bu şahıs özel bir parti vermeyi uygun görürse evinde, dışarda vs ve ofis arkadaşlarını da davet ederse, işte o zaman 3-5 euro bişi toplanıp bir hediye alınır. adamlar çok düşünceli oldukları için, dandik zevksiz kravatlar, altın kolyeler vermek yerine genelde ya bir mağazanın alışveriş çekini satın alırlar ya da doğumgünü çocuğu sportif biriyse spor salonuna/havuza 10 kerelık giriş kartı gibi bir şey alırlar.

    almanlıktan aldığım tadı hiç bir şeyden almadım valla.

  • bir yörük ailesi olarak 200 yıldır hiçbir yere yürümediğimizi öğrendiğim uygulama. 1822'den bu yana en fazla yan mahalleye göçmüşüz. buradan başta oğuz kağan olmak üzere tüm atalarımdan özür dilerim.

  • "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    -tutunamayanlar-

  • doğum günü şerefine bir anısını anlatmak istiyorum.

    bizim sofa içmiş ankara'da arkadaşlarıyla bir gece. hesabı ödemişler, yeni mekanlara sekecekler, çıkarken biraz geride kalmış bu. arkadan çıkmış, bakmış arkadaşlarının hepsi az ötede bi dolmuşun başında dikiliyor. bizim sarhoş çözmüş hemen olayı, arkadaşları dolmuşu durdurmuş bunu bekliyorlar diye koşmuş dolmuşa, bakmış ön taraf boş, atlamış şöförün yanına ve "kızılay'dan geçiyor mu?" diye sormuş. adam buna bakmış bakmış "abla, bu köfte ekmek arabası yalnız" demiş. bi inmiş aşağıya arkadaşları köfte ekmek yiyor arabanın başında. "arabanın lastikleri bile yoktu lan, takozun üstünde duruyordu" diyor.