hesabın var mı? giriş yap

  • ülkedeki birlik duygusu.

    2000 yılbaşı bir dini güne denk geliyordu diye hatırlıyorum. işgüzar bir muhabir camiden çıkanlara yılbaşıyla ilgili sorular soruyordu. konuşanların hepsi yeni yılı kutlamış ve eğlenen insanlar hakkında son derece hoşgörülü sözler sarfetmişti. ülke ayrışmamıştı.

    bir başarı kazanıldığında ülkenin her kesimi sevinirdi. 2002 dünya kupasında kürt gençlerinin türk bayraklarıyla sokaklara fırlayıp nasıl coşkulu kutlama yaptıklarını hatırlarım. bir felakette herkes üzülürdü. depremin doğusu batısı yoktu. ülke ayrışmamıştı.

    insanlar ayrışmamıştı.

  • del bosque ye ayar verirken rıdvanın ayarına maruz kalan eski futbolcu, yeni futbol yorumcusu..

    güntekin onay: del bosque’yi anlatır mısın biraz sergen?
    sergen yalçın: adama kamp dediler, ‘o ne’ dedi. kamp yaptırmamış ki hiç, kampın ne olduğunu bilmiyordu.
    rıdvan dilmen: ne üzülmüşsündür sen de kamp olmadığına..

  • sıkça kullandığımız bu deyimin hikâyesi köroğlu ile bağdaştırılır ama köroğlu'nun efsaneleştiği 16. yy.'dan çok daha önce bu deyimin kullanıldığı sabittir.
    nitekim başta seyahatnâme olmak üzere birçok eserde de asıl hikâyesi anlatılmıştır.

    deyim, bir başka destan kahramanı olan battal gazi ve üsküdar kıyısında bulunan kız kulesi ile alakalıdır.
    nitekim battal gazi destanlarında da geçen bu kıssa ile deyimin çıkış noktasının bu olay olduğu barizdir.

    battal gazi, yedi yıl boyunca üsküdar'da bir evde yaşar. burada bağ bahçe işleriyle uğraşır. daha sonra fetih için şam'a gider.

    kanatorsa isimli kral, fırsat bu fırsat diyerek kadıköy'de bir kale inşâ ettirir. üsküdar'dan çamlıca yönüne değin bir hendek kazdırır. buralara kırk bin asker yerleştirir. lâkin bu tedbirlerin de battal gazi'yi üsküdar'dan uzak tutmaya yetmeyeceğini düşünerek denizin üzerine bir de kule inşâ ettirir. nâm-ı diğer kız kulesi! ve buraya da tekfurun kızını hapsettirir. çünkü battal gazi şam'dan dönünce üsküdar tekfurunun kızına onu kaçıracağına dair söz vermiştir.

    şam'da bir sene süren savaşın ardından üsküdar'a geri dönmek isteyen battal gazi, burada olan biteni öğrenince yanına 700 asker alıp üsküdar'ı basar.
    kaledekileri öldürürler ve askerler savaşırken battal gazi, bir kayık ile kuleye geçip hâtunu kurtarır. ayrıca buradaki hazineyi de yanına alır.

    bu sırada krala da haber gitmiştir ve kral, bütün askerleriyle birlikte üsküdar'a gelir. lâkin battal gazi, çoktan hâtunu da alıp atına binip gitmiştir.

    bu olaydan sonra kral, halk arasında alay konusu olur.
    aldığı tüm tedbirlere rağmen battal gazi'ye engel olamamış ve üsküdar'a da geç gelmiştir.

    günümüzde " bundan sonra yapacak hiçbir şeyin kalmaması " mânâsında kullanılan deyimin hikâyesi budur vesselam.

  • terör örgütleriyle vatansever kemalistlerin adını aynı cümlede geçirmeden önce bir ağızlarını çalkalasınlar. kemalistleri kimse kandırmadı, kemalistler kimsenin adamı da olmadı, "ne istedilerse" vermediler de... kemalistler hep, "söz konusu vatansa, gerisi teferruattır." dediler, vatanperverlikten bir adım geri gitmediler. o yüzden, beylik laflar etmeden önce gitsinler bir ağızlarını çalkalasınlar.

    ne dediğini bilmeyenlerin ayrımcı yazısı. (bkz: ajan provokatör)

    edit : gg.

  • ulan hep tıraş. kültür önemliymiş de, iyi adam kalmamış da, ailesinin onaylaması lazımmış da, salla babam salla. çok düzgün arkadaşlarım var okumuş, kültürlü, iyi niyetli ama aileleri varlıklı değil. gariplerim hepsi yolda yürürken kaldırım parkelerini sayıyorlar.

    ülke çok ciddi bir ekonomik krizde ve erkeklerin yalnızca %5-10'u ekonomik olarak iyi durumda. onları match ettiğimizde kadınların %90-95 civarı da otomatik olarak eşleşemiyor işte.

    ne kadar meraklısınız la yalan söylemeye...

  • istanbul'da yaşamaya başlayalı 2 hafta oldu. kendisini sabah işe gitmek için bir iki kez deneme mecburiyetinde kaldım.

    sanatçı ruhum boş durmadı;

    açtırdılar fanusu,
    yokladılar anüsü,
    her şeyi unutturur,
    avcılar metrobüsü.

    ne kaldı avcılara,
    katlandık acılara,
    ellettik hacılara,
    avcılar metrobüsü.