ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mandela'nın seda sayan'ın balmumu heykeli ile pozu
-
nelson mandela'nın ölmeden önce ziyaret ettiği balmumu heykel müzesinde verdiği pozdur: link
not: sığmadı, "nelson mandela'nın seda sayan'ın balmumu heykeli ile pozu" olacaktı.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
dersane ortamı. deneme sınavı yapılacaktır, hoca soru kitaplarını vs. dağıtır:
- arkadaşlar bu kitaplara da adınızı yazın.
sınıftakilerden biri olanca yavşaklığıyla sorar:
- hocam babamızın adını da yazalım mı? ehi ehi.
hoca biraz durakladıktan sonra:
- biliyosan yaz!
ekşi sözlük'ün yeni tasarımı için ne dediler
-
(bkz: 17 yıllık enkazı kaldırdık)
siz doktorlar hemşirelerin komutanısınız
-
'hastaların battaniyesi eksik, çarşafı yırtık, yastık yok ' bu kısma odaklanmayıp, sadece tek bir cümleye odaklandığınız için bu halde bu ülke.
yaran okul müdürü sözleri
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
istanbul dışında üniversite okuduğum yıllardı. annem yeni yeni namaz kılmaya başlamış, sabah namazlarına kalkamıyor henüz. bir sabah ben gelip annemi sabah namazına kaldırıyorum. kalkıyor, abdestini alıyor, namazını kılıyor... sonra tekrar uyumak için yatağa yattığında birden fark ediyor; 'iyi de bu çocuk evde değil ki!'. bir titreme alıyor kendisini. sabahın kör vaktinde koştur koştur yan komşuya gidiyor.
işin ilginç yanı, istanbul'a geldiğimde bana bu olayı anlattı ve hayretler içinde hatırladım ki söz konusu gece ben de rüyamda evdeydim ve annemi uyandırıyordum... şimdi siz bunu okurken çok saçma geliyor biliyorum. hatta bana da saçma geliyor şu an. tek başıma böyle bir şey yaşasam hayatta inanmazdım ama annem de olayın içinde ve olayın şahidi olunca ne desem bilemedim. astral seyahat falan mıdır bilmem ama böyle şeylere inanmayan, bu tür hikayelere gülüp geçen biri olarak nasıl bir anlam vereceğimi de bilemiyorum bu olaya...
doğaüstüne inanmıyorum ama bir supernatural var.
cüneyt arkın ve orhan gencebay arasındaki tartışma
-
tam akp'li adam. hoşuma gitmedi, kitapları toplattırayım. o kadar yakışıyorsun ki akp'ye orhan, tencere kapak gibisiniz valla...
28 mayıs 2023 seçimlerinde düşük katılım olması
-
tek pusula olduğundan ve işlemlerin kısa süreceğini düşünen vatandaşın gün içinde kullanmak istemesinden dolayı erken saatlerdeki kullanım düşebilir. bunu söylemek için çok erken, 14 mayıs seçiminde de sandıklardan yoğun bir katılım olduğu ve rekor gelebilir söylentileri gelmişti ama sonucunda gördük ki öyle bir şey olmamıştı. bu saatler için çok erken yorumlar yapılmamalı.
edit: sabahtan beri çok eleştiri ve mesaj aldım bu entry yüzünden ne oldu arkadaşlar verilere göre katılım çok düşük mü kaldı? özellikle sandık hacmi daha boştu ya diyen arkadaşlar beni çok güldürdünüz geçen seçimde sandığa kitap gibi zarf attınız bu sefer ise bir sayfa zarf attınız. bunu da idrak etmedikten sonra da size gülmek dışında bir şey yapamadım.
zimbardo deneyi
-
prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.
bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."
prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.
özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.
türk dizilerinin tutmama sebepleri
-
''2 kişi arasındaki bakışın 5 dk sürmesinden dolayı'' bu sebeplere eklenebilir.
ayna testi
-
ilk defa 1970 yılında gordon gallup tarafından, insan dışındaki canlıların kendisini tanıyıp tanıyamayacağını test etmek için yapılmıştır.
deney yapılırken, canlının normalde göremeyeceği bir yeri deri renginden farklı bir boyayla boyanır, boya kuruduktan sonra hayvanın önüne bir ayna getirilir ve davranışları gözlemlenir. eğer hayvan boyalı yerine dokunup, incelerse karşısındakinin başka birisi olmadığını, kendisi olduğunu anladığı kabul edilir.
1970 yılında gallup, yetişkinlik yaşına ulaşmamış iki erkek ve iki dişi şempanze üzerinde bir deney yapar. daha önce hiç ayna görmemiş olan bu şempanzelerin her biri, tek başına farklı birer odaya koyulur. daha sonra önlerine büyük bir ayna koyulur ve 80 saat boyunca bu ayna periyodik olarak şempanzelere doğru yaklaştırılır. ilk başlarda şempanzeler kendi görüntülerini görünce bunu bir tehdit olarak algılar ve saldıracak gibi davranırlar ama daha sonra aynadaki canlının kendi davranışlarını taklit ettiğini görünce farklı davranmaya başlarlar. ayna yokken hiç yapmadıkları bazı davranışlar, kendi tüylerini düzeltme, değişik yüz şekilleri yapma veya baloncuk çıkarma gibi davranışlardır.
gallup daha sonra bu deneyini ilerletmeye karar verir. şempanzelerin görünüşlerini değiştirerek nasıl davranacaklarını izler. ilk etapta şempanzelerin kaşlarının üzerine ve diğer taraftaki kulaklarının üstüne kırmızı bir boya sürer. boyalar kuruyup, herhangi bir koku veya deri üzerinde his kalmadığında davranışlarını tekrar izlemeye başlarlar. aynalar olmadığında şempanzelerin boyalı yere dokunma sıklığı sadece 1 dir. aynalar getirildiğindeyse 30 dakika içinde şempanzeler boyalı bölgelerine 4 ile 10 kez arasında dokunmuştur. şempanzeler boyalı bölgelerini temizlemeye çalışmış, boyalı yere dokunduktan sonra parmaklarına bakmış ve boyalı bölgeyi daha iyi görebilmek için aynaya farklı açılardan yaklaşmıştır.
aynada kendini tanıyan canlılar, dört aşama geçirir.
1 - sosyal karşılık verme
2 - fiziksel inceleme
3 - karşıdaki canlının aynı davranışları yaptığını test etme
4 - kendisini gördüğünü fark etme
benzer bir deney filler üzerinde de gerçekleştirilmiştir. 2006 yılında üç dişi asya filinin normalde göremeyecekleri yerleri deriyle aynı renkle ve deriden farklı renkle boyanmıştır. sadece bir fil kendisini incelerken, diğerleri hiçbir şey yapmamıştır. ancak bu deneyin yetersiz olduğu ileri sürülmüş, çünkü aynaların yeterince büyük olmadığı belirtilmiştir. bunun üzerine 2.5m - 2.5m bir ayna kullanılarak deney tekrar yapılmıştır. bu deneyde filler arka taraflarını incelemiş ve bir fil yemeğini yemek için aynaya yaklaşmıştır. fillerde kendini tanımanın kanıtı ise, happy ismindeki filin alnına çizilen kırmızı x işaretini hortumuyla incelemesiyle sağlanmıştır. aynı bölgenin yakınlarına renksiz bir boyaylada işaret koyulmuş ve filin koku veya deri üzerinde oluşan hisse yönelmediği, kendi yansımasında gördüğü kırmızı boyaya dikkat ettiği kanıtlanmıştır.
bir deneyde karıncalar üzerinde yapılmıştır. karıncaların üzerine mavi bir boyayla nokta koyulmuş ve daha sonra kendilerinin karşısına ayna getirilmiştir. karıncalar mavi noktayı temizlemeye çalışmış, kendileriyle aynı renkte olan kahverengi noktalarlaysa ilgilenmemiştir.
saksağanların boğaz kısmına kırmızı, sarı ve siyah renkte kağıtlar yapıştırılarak deney yapılmıştır. saksağanların kağıtlardan rahatsız olmadığı, buna karşılık renkli kağıt yapıştırılan saksağanların aynayı görünce kağıttan kurtulmaya çalıştığı ama kendi tüyleriyle aynı renkte siyah kağıt yapıştırılan saksağanınsa hiçbir müdahalede bulunmadığı gözlemlenmiştir. şimdiye kadar kuşlar üzerinde yapılmış deneylere göre, saksağanlar kendisini tanıyabilen tek kuş türüdür.
ayna testini geçen canlılar şöyledir ;
asya fili
şempanze
bonobo
borneo orangutanı
yunus balığı
katil balina
saksağan
karınca
ayna testini geçemeyen canlılarsa şöyledir ;
deniz aslanı
panda
goril
gibon
makak
al yanaklı şebek
kapuçin maymunu
habeşistan maymunu
gri afrika papağanı
küçük karga
ahtapot
birde şöyle bir video bulunur, çeşitli kedigillerin aynada kendilerini görmeleriyle ilgili ;
youtube
2020 yılında araba elektronik eşya alamamak
-
bu nasıl bir hayat oldu anlamıyorum. telefonum bozuldu. 5 ay önce 1700 olan bir telefon şimdi 2700 lira. oyun konsolu bakıyorum 1800 fiyat görüyorum meğer baktığın şey sadece lisanslı bir oyun. konsollar 5000 den başlıyor. arabam yok ancak daha uzun seneler alma şansım yok. microsoft ergonomik mouse almıştım 6 sene önce 140 liraya şimdiki fiyatı 500 tl. biz ne ümit edicez? nasıl mutlu olacağız bu ülkede.asgari ücretle köpek gibi çalış ancak dandik bir telefon bile alama. nasıl bir zaman denk geldik. avrupanın dibinde bu sefalet nedir allah aşkına?