hesabın var mı? giriş yap

  • alışık olmadığı bir iyilik ile karşılaştığı için buna cevap verme ihtiyacı duyan yayadır.

    aslında bir kültür olması gereken şey ülkemde iyilik haline gelmektedir ne yazık ki. sen arabanda oturduğun yerde konforlu konforlu oturuyorsun, arkanda yol vermekle tıkanacak bir trafik falan da yok... yaya ise yürüyüş eforu sarf ettiği gibi her türlü sıcak, soğuk yağmur, çamur, toz, ekzoz dumanı durumu ile karşı karşıya. tabi ki insan olarak yayanın üstünlüğü olacak, arabaya bindin de o insandan daha büyük bir şey mi oldun?

    ağa - maraba anlayışı genlerimize işlemiş, yani ata binmiş olan ağadır, atı olmayan ona hürmet etmelidir. ancak genel olarak şöyle bir şey de var;
    (bkz: trafikte yol verilince oluşan mahcubiyet duygusu)

    tam tersine haklı gururun bokunu çıkartan yayalar da vardır.

    (bkz: yol verilince ağır ağır hareket eden yaya)
    (bkz: yol verilince küstahlaşan yaya)

  • 8-6 çalışıp günlük işe git gel 2,5 saatin yolda geçsin. işe gidebilmek için sabah 7.00 da uyan.

    gün 24 saatten oluşuyor sen 13 saatini iş için harcadın, geriye kaldı 11 saat, günlük 7 saat uyusan kaldı sana 4 saat. banyo kişisel bakım, yemek gitti oradan 2 saat, boş vakit olarak harcayacağınız en fazla 2 saat kalır bu 2 saatte de kölelik kalktı diye yazabilirsiniz.

    ülkenin çalışan nüfusunun %50'si bu şartlarda çalışıyor bundan çok eminim. özellikle istanbul'da çalışanlar bu rakamı oluşturmakta.

  • ekonomimize göre normal, bana göre kol gibi hesaptır orası ayrı da masaya tespih koyup, kart oynadığın mekanda san sebastian cheesecake yemek nedir lan? sen asıl onun hesabını ver*

  • ingiltere'de thatcher, türkiye'de özal ve abd'de de reagan ile 80'lerde başlayan yeni sağ akımının kolluk kuvvetlerine olan etkisini eleştirmek amacıyla çekilmiş film serisi.

    peki nedir bu yeni sağ akımı ? kısacası güçlü kolluk kuvvetlerine sahip devlet ve tamamen özelleştirilmeye meyilli ekonomi. bu akımda devlet, kolluk kuvvetlerini güçlendirmek için liyakate pek fazla dikkat edilmeksizin sürekli asker ve polis alımı yapar, tıpkı günümüzde olduğu gibi ancak bu durum liyakat eksikliğinden dolayı zaman içerisinde kolluk kuvvetlerinde yozlaşma yaşanmasına neden olur hatta filmin başlığı şöyledir: the new police recruits, call them slobs, call them jerks, call them gross just don't call them when you are in trouble. bu film serisinde de hükümetin aldığı karar doğrultusunda eski sabıkalılar da dahil herkes polis olabilmektedir hatta bu film serisinin türk versiyonu ise (bkz: ah polis olsam).
    police academy, serisi her ne kadar komedi filmi olarak kabul edilse de aslında içten içe çürüyen ve liyakatsizleşen polis teşkilatının acınası durumunu anlatmaktadır. (bkz: güldürürken düşündürmek). tıpkı rıfat ılgaz'ın hababam sınıfı'nı komedi için değil de eğitim sistemini eleştirmek amacıyla kaleme alması gibi.

  • - hatice hanım içli köfe
    - centro gofret
    - dost yoğurt
    - bili bili yumurta
    - teatone ice tea
    - simbat iç ayçekirdeği
    - buono çikolata

    ve elbette,

    - le cola.

    7 tl. yersen.

    ekleme: bütün gecenin bulaşığı ne olacak peki? ciddi problem.

    - bind activit bulaşık deterjanı

    üstelik paket hala 7 tl.

  • (bkz: basliklarini engelle)

    öncelikle ekşi’de cübbeli ahmet hoca’yı temiz bir din adamı olarak ciddiye alan çok insan bulunduğunu sanmıyorum. ayrıca 31 mart seçimindeki şaibe ve skandallar silsilelerini lütfen açıkla trol yavrusu, ysk gerekçesinde bunlara pek değinmemiş de!

  • ilkokuldayken sirf geyik olsun diye cop kutusunun yanina seninle kalem ucu acmaya gelen arkadasin asla hayatindan cikartilmamasi gerektigi.

  • izmir'de akıllı kartın (akbil gibi, kartın metal kısmını otobusteki aygıta değdiriyon, bip sesi geliyor, geçiyon) ilk çıktığı zamanlar, teyzenin biri bu kartı ilk kez kullanıyor, nasıl kullanılacagını da bilmiyor, kartı şoföre (paso gösterir gibi) gosteriyor, şoförün cevabıyla ortam yarılıyor: biiiiipppp