hesabın var mı? giriş yap

  • ilk otomatik vites araba kullanma deneyimim(şirket aracı);

    aaa ne güzel lan sol ayağım boşta kaldı!
    frene neden bu ayağımla basmıyorum ki? evet mantıklı.
    basıyorummm, bastım..

    sonuç; sağ koltukta oturan ve emniyet kemeri takmayan müdürümü ön cama sümük gibi yapıştırdım..

  • babam öldü.

    bir iki saat oldu , cenazesini yarın alacağız . 7 yıldır alzheimer, son iki yıldır yatalak , son 4 aydır hastanede son bir ayını da yoğun bakımda geçirdi .

    bekliyorduk elbette , son bir haftadır daha yoğun bir şekilde git gide kötüleşen vaziyetteydi. çok zor bir süreçti bizim için , kendisinin içinde yaşadığı şeyleri zaten aklım hafzalam almıyor. kim bilir nasıl bir durumdaydı. tek tesellim artık bilinç olmadığından çok da acı çekmediğini düşünmüş olmam.

    öyle donuk hissediyorum ki , artık acı cekmiyecek diye bir yanım seviniyor bir yanım yıkık . iki dağın arasında kalmış gibiyim. donuk bir şekilde son iki saatimi öyle yere bakarak geçirdim . bu dünyada çok zorluklar çekti bir kısmına ben şahidim , olamadıklarıma da şahit olanlar anlatır. fakirliği çok yaşadı ama hiç bir anında isyan duymadım ağzından. hep çalıştı. hiç boş oturmadı , zaten oturamazdı da. hayat o lüksü hiç tanımadı.

    çok sertti. sert iklimde büyümüş , zor bir karekterdi.ne olursa olsun bizi kimseye muhtaç etmedi. çok gururluydu, hiç düşürmedi ne bizi, ne de kendisini. yeri geldi tarlada çalıştı , yeri geldi bekçilik yaptı , işçi oldu amele oldu. gocunmadı , kıt kanaat da olsa hepimize çok iyi bir hayat sundu. beni sonuna kadar okuttu. yemedi yedirdi giymedi giydirdi. boyle bir fedakarlıga karşı yüklenen borç nasıl ödenir bilmiyorum.
    bence imkansız.
    bu dünyada yok artık kendisi ama geriye bize çok büyük bir miras bıraktı. bıraktığı mirası paha biçilemez şerefli ismi , onurlu bir hayatla taçlanmış bir soyad.

    bu dünyadaki en büyük miras babanızın size bıraktığı şerefli bir isim . bunu da yeni öğrendim. benim için son derece gurur veren bir mirası yere düşürmeden onun ismini sonsuza kadar taşımak , inşallah bunu başarırım.

    bir mart ayında kaybettiğimiz annem gibi seni de bir mart ayında kaybettik. inşallah bu dünyada göremediğin güzelliklerin hepsini öteki tarafta kavuşur ve rahat edersin.

    anneme de sana da allah rahmeti ile şefaat etsin. mekanınız cennet ,yattığınız yer nur olsun. amin

    edit : çok mesaj geldi , bir çok insanın güzel mesajları inanılmaz destek ve güç oldu bana öncelikle hepinize çok çok teşekkür ederim iyiki varsınız. hepsine teker teker dönüş yaptım ama arada atladigim olduysa hakkını helal etsin.
    insanların hiç tanımadığı bir insanin derdiyle dertlenmesi , acisina ortak olması kadar yüce bir duydu heralde yoktur.
    bu yüce gönle sahip insanların varligi yok olmaya doğru giden umutlarımı yeniden tazeledi gerçekten. iyiki varsınız çok teşekkür ederim hepinize.

    eleştirenler de oldu tabiki , hani böyle bir durumda enty mi girilir diye. çok iyi anlıyorum onları da , haklılar da bir yerde . ama babamin hatiratini bir yerelere kazımak , herkese duyurmak , onun varlığının sürmesini istediğim için içimden geçenleri yazdım.
    burda amacım kendime bişey devşirmek degil.
    ne kazanabilriim ki bundan. eksi verdim diyen var , yemin ediyorum bir gram umrumda değil. bir milyon eksi alsın isterse.
    iyi ya da kötü, yine de eleştirenlere de bir gram kızmadım yemin olsun. allah hepinizden razı olsun . hepiniz var olun .

  • tek bir ışık ışınını, bir musluktan sonsuz tazyikle çıkan bir su damlaları gibi giden fotonlardan oluştuğunu ve bu ışık hüzmesinin bunun gibi milyonlarca foton * tarafından meydana getirildiğini düşünerek şöyle bir spekülasyon yapılabilir:

    arabanın ön farı için; ön fardan c hızıyla çıkan foton, c hızıyla giden bir arabadan ileri doğru atıldığı için, yere göre 2c hızıyla gitmek isteyecektir. ama ışığın hızı c'den fazla olamayacağından (ortamdan ortama bu hız değişir), araba işe fotonların durumu bir dosya kağıdını göğsune dayamış koşan bir insanla o dosya kağıdının durumuna benzeyecektir. yani çıkan foton arabadan uzaklaşamayacak, arabanın önünde birikerek adeta bir ışık topu * oluşturacaktır.

    arka farlardan çıkan ışık ise, c hızıyla giden bir arabadan c hızıyla geri atıldığı için yere göre hızı 0 olacaktır, yani araba gittiği yol boyunca arkasıda durağan vaziyette bulunan bir paralel enerji doğruları demeti oluşturacaktır.

    dışarıdan gören birinin arabayı görmesi ile bambaşka bir mevzuudur. zira bir cismi görmemiz için önce o cisme bir ışığın çarpması, sonra yansıması ve o ışınların gözümüze gelmesi gerekmektedir. ayna gibi yüzeyler hariç, tüm yüzeylerin görünme olayı, bir noktalarına çarpan ışık ışınının o noktadan her yöne yansıması, o noktayı bir noktasal ışık kaynağı haline getirmesi, cismin tüm yüzeyinden her yöne o noktanın rengindeki ışık ışınlarından birer tanesinin gözümüze gelmesi olur.

    arabaya çarpan ve yansıyan ışın, hangi açıyla geliyor olursa olsun, bizim gözümüze gelecek olan ışınlar, çıktıkları anda, ileri doğru bir c hızıyla, örneğin dik çıkıyorsa bir de yana doyru bir c hızıyla, toplam ckök2 hızla gözümüze gelmek isteyecektir. çizdiğimizde daha da rahat görebileceğimiz gibi, aslında arabayı bizim tam karşımıza gelmeden önce görmemiz gerekirdi. fakat ışık işte en fazla c ile gittiğinden, o da mümkün olmayacaktır.

    dışardan bakan biri, sadece geride yol boyunca bıraktığı ışığı * görebilecektir. bu spekülasyon, ışığın sanki sadece taneciklerden oluşan bir yapıya sahipmiş gibi düşünülerek yapılmıştır, dolayısıyla çağının bikaç yüzyıl gerisinden gelmektedir. zira ışık hem dalga, hem tanecik özelliğini bir arada gösterir, tam olarak foton "bir enerji paketi fe onu takip eden bir dalga"dır. dalga olarak düşünüldüğünde ise eğilmeler ve bükülmeler gözlenecektir. ayrıca (bkz: çok hızlı gidersek radyo dinleyemeyebilir miyiz)

  • elektriğin kesilmesi sebebiyle yakılan muma, hiç dikkat çekmeden yaklaşan kedinin ''bu alev nası kokuyo la acaba?'' diye merak etmesi.

    ''annaaam yancak ciyaakk pissst paşaa hööö'' diye yerimden zıpladığımda çok geçti. o iki saniyede bizimki çoktan yüzünün sol tarafındaki bıyık ve kaşlarını yakıp, korkuyla kaçmıştı. üç buçuk yaşında eşek kadar adam oldu halbuki... çok korumacı davrandım galiba bu yaşına kadar. gerizekalı çok komik görünüyor şimdi. yüzüne karşı gülünce saldırma huyu olduğundan, kuytuda köşede çaktırmadan gülüyorum. üç yıldır uzattığı pala bıyıklar gitti, üzerine tek kaş kaldı yavrucak. gergin biraz tabii.

  • madde 309- (1) cebir ve şiddet kullanarak, türkiye cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

    düzgün bir ülkede şu demeç suç kabul edilerek soruşturma açılır. vekillik falan düşer.