hesabın var mı? giriş yap

  • hazir karantinaya alınmışken orda tutulması gereken başka bir virüs beyani.

    sanki hastalik akp'li chp'li dinliyor sayin amina koydugum.

  • "...bu ülkenin en az paraya en sevilen karakterini oynamış oyunculardanım..."

    samanyolu tv dizilerinde oynayan kimsenin tanımadığı biri iken, kendisine dizide rol verip tanınmasını sağlamış gülse birsel'e büyük terbiyesizlik yapmış.

    ki eylem rolüyle aldığı aylık ücret de bugünün parasıyla 60 bin tl'ye denk geliyor.

    sonra vasfiye teyze tutunca aldığı ücret iki katına çıkarılıyor. vasfiye teyze olarak oynadığı mediamarkt reklamından 600 bin dolar kazanıp 2014 yılında istanbul boğazındaki bebek'ten 1.5 milyon tl'ye daire alıyor.

    dizide oynadığı zamanlarda da çok mutlu olduğunu söyleyen de yine kendisi.

    sorarlarsa baget ekmeği bölüp pul biberle yutuyordum dersin, kim bilecek.

    nankör ki ne nankör.

    (bkz: yalan dünya)

    ~

    ek: haberde pürüz çıktı dense de vasfiye teyze'li reklam, izleyenlerin de hatırlayacağı gibi tv'lerde yayınlanmıştı.

  • başlığı açan arkadaş neye göre karşılaştırma yapılacağını müphem bırakmış. elimden geldiğince tarafsız bir şekilde, özelliklerine göre karşılaştırma yapayım:

    güç; büyü gücü olarak karşılaştırırsak yani snape ve sirius düello yaparsa, bariz bir şekilde ezici bir üstünlükle snape kazanır. (1-0)

    fayda; zümrüdüanka yoldaşlığına yardım bazında konuşacak olursam açıkça, snape'in daha fazla yardım yani fayda sağladığı görülür. snape, uzun zaman boyunca a.d.'ye gizli bilgi veriyordu yani tabiri caizse kilit taşı rolünü üstleniyordu. ayrıca gizli gizli harry'ye bir çok defa yarar sağlamıştır. sirius ise daha hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra öldü, haini yakalayamadı. tek somut faydası; mirasını harry bırakmış olması. snape ile fayda bazında karşılaştırırsak yine burada snape'in yaptıkları ağır basar. (2-0)

    karakter; snape karakter olarak kompleks iken sirius basit birisidir. daha dibindeki düşmanı fark edememiştir. ancak sürüyle hareket edebilir.(düz liselerdeki sosyal bölümündeki öğrenciler gibi.) zayıfa gücü yeter, kendinden güçsüze saldırır. snape ise yalnız kurttur, tek gezer; sürüyle hareket etmez, yalnız çalışır.(bilumum liselerdeki sayısal öğrencileri gibi.) kendinden zayıflara saldırmaz.(harry'ye yaptıkları ise rol icabıdır, görevi gereğidir.) asla aşkına ihanet etmez. hülasa; snape, sirius'tan daha karakterlidir. (3-0)

    iyilik; aslında iyilik göreceli bir kavram değildir. zamanında, sirius çocukken arkadaş sürüsüne uyardı ve diğer çocuklara zorbalık ederdi. aslında burada sirius'un ailesine sırt çevirmesinin sebebi de arkadaşlarıdır. eğer arkadaşları safkan felsefesini benimseseydi sirius da onu benimseyecekti. sirius, sürü psikolojine uyan biridir. çevresi iyilerin tarafına geçtiği için iyi olmuştur. çevresi de bir kız yüzünden iyilerin tarafına geçmiştir.(burada; snape kız yüzünden iyilerin tarafına geçti diyenlere duyurulur: j.p. kimin için iyilerin tarafına geçti?) snape ise, çocukluğunda iyi birisidir ama şartları onu sertleşmeye zorlamıştır. ''eziyet gören birisi, tekrar eziyet görmemek için başkalarına eziyet edebilir.'' sen birisine sürekli zorbalık edip, onun iyi birisi olmasını beklersen, sende mantık yok demektir. snape de haliyle maruz kaldıklarına tepki koymak için karanlık tarafa geçti. (hanginiz aşkınızı kaptırdığınız kişinin yanında durmak isterdiniz?) fakat yaptıklarından fazlasıyla pişman olarak iyilerin safına; kendi isteğiyle(yaptıklarının ve yapacaklarının farkında olarak), kimse zorlamadan katıldı(spike gibi). buradan snape'in sirius'tan daha iyi birisi olduğu sonucu çıkar. (4-0)

    cesaret; harry potter serisinde, snape'ten başka, voldemort'un gözlerinin içine bakarak yalan söyleyebilecek kadar cesur başka kimse var mıdır? voldemort'a karşı casusluk yapmak, her babayiğidin harcı değildir, yürekten fazlası gerekir. snape'in soğukkanlılığından, ne kadar cesur olduğu anlaşılabilir. sirius ise hep kaçar, sürüsü olmadan bir hiçtir. hakeza; snape'in yaptıkları, sirius'un yaptıklarından daha fazla cesaret ister ve binaenaleyh snape, siriustan daha cesurdur. (5-0)

    zeka ve akıl; bunu uzun uzun yazmaya gerek yok, snape, siriustan daha zeki ve akıllıdır.(aksini iddia edebilecek yoktur sanırım.) (6-0)

    bilgi; bu konuda da snape fazlasıyla ağır basar. iksir konusunda olsun, büyü konusunda olsun vb. konularda olsun snape, sirius'tan daha bilgilidir; kendi hazırladığı büyüler vardır ve branşında en iyisidir. a.d. bile ondan iksir konusunda yardım ister. (7-0)

    ezcümle: sirius, zengin kopilin yanında takılan beta yancıdır; alfa nereye giderse o da oraya gider(bunun gibi karakterleri sokaklarda ve çevremizde sıkça görüyoruz); snape ise genelde yalnız takılan, sürüye ve yancılara ihtiyacı olmayan, prensipli, efendi birisidir ve bu yüzden de tercih edilmemiştir sevdiği kız tarafından. (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

    sathi bir şekilde teşbih yapacak olursam: snape, kedigillerden pantherinae cinslerinden biriyken; sirius ise köpekgillerden köpektir. yani birisi sürüye ihtiyaç duyar, öbürü duymaz.

  • bir kere inkara gerek yok. bir dönem hepimizi annemiz banyo yaptırıyordu. zaten inkar edene gülünür. neyse. günlerden pazardır. (bkz: pazar gunu ailecek banyo yapma gelenegi) banyo sırası için kardeşlerle yapılan kavgadan sora sıra bize gelmiştir. anne meşgul bir kuaför gibi banyoda sıradaki müşterisini beklemektedir. önceki banyo seansının pisliklerini temizlemektedir. banyoya girilir ve soyunulur. tek başına banyo yapmaya geçiş sürecinde pek acı veren bir soyunmadır bu. yavaş yavaş davranılır. ama annenin daha işi var. çamaşırıdır, ütüsüdür. onun vakit kaybına tahammülü yok. ağırdan alan çocuğun soyunmasını hızlandırır ve tabureye oturtur. banyo taburesine oturmadan önce sıcak su dökmekten bihaberdir bu gaddar anneler. küçük bir titreme olur. iyice kamburlaşılır.

    bu sırada anne suyu ayarlamaktadır. ve nedense bu su hep kaynama noktasına yakın olur. ilk kafadan dökülen su kamburlaşan bedeni sarsar. dimdik olunur. "sıcaaaaaak" diye bağırılır ama anne o suyun sıcak olmadığını düşünmektedir. ikinci sudan sonra da "sıcaaak" inlemeleri devam ederse biraz soğuk su ilave eder anne suya.

    sonra sabun faslı. sanki kafayı değil de kirli donu çitiler gibi sabunlar anne kafayı. bir oraya bir öbür tarafa gider kafa. sonra gözlerin kapanması talimatı gelir ve tekrardan su dökme işine geçilir.

    sabunlanma işi de bitince işin en acı verici kısmına gelinmiştir. kese. sanırsın işkembe temizliyor anne. elinin altındaki incecik çocuk kolları değil de cansız bir nesne. hele o boğaz altının keselenmesi yok mu? gıdıklandığına mı yanarsın, acıdığına mı?

    kese de bitince sıra lifle vücudu sabunlamaya gelir. anne deminki yaptığı güreşten yorulduğu için sabunladığı lifi elimize verip kendi kendimize sabunlanmamızı isteyebilir.

    tüm bu işlemlerden sonra kafadan aşağıya son bir iki su dökülür ve o kaçınılmaz hareket gelir. aynen sac yikayan berberin saclari siyirttirma hareketi gibi bir hareket. ama hareket suratadır. anne, elini kafanın üstünden çeneye doğru bastıra bastıra sürter. burun ağrır, surat ekşir.

  • okuduğunda bana kızacağını biliyorum ama yazmadan edemedim. benim kocamın ilk tepkisi oflayıp, puflayıp kendini hazır hissetmediğini söylemek oldu. gerçi o biraz tuhaftı; iki gebeliğimde de benim canım hiç özel bir şey çekmedi ama kendisi 9'ar ay aşerdi. aşerince de gece dörtte ağır ateşte zeytinyağlı fasulye pişirip sabah altıda yediğine şahit oldum. ben öğürdüm o kustu, koku hassasiyeti benden daha fazlaydı. maalesef doğum sonrası fazla kilolarını da veremedi...

  • halil burayı okuyosun biliyorum. inanılmaz iticisin, hemzeminsin ve çaresizsin. diploman nedir bilmem ama süper eğitimsizsin, terbiyesizsin ve çapsızsın. cumali ceber senin gerçek kişiliğindir, rolün değil. kazandığın tüm para haram olsun. oksijenimizi tüketiyorsun haksızca.

    allah seni alsın.

    tanım: başarısız tipleme, akepeli eğlencesi

  • bir tanıdığım, evlendiklerinden çok kısa süre sonra eşi işsiz kaldı ve uzun yıllar dikiş tutturamadı. kadın çalışıp evi geçindirirken adam da evi içeride her türlü çekip çevirdi, çocuğa da adam baktı. minimum 15 yıllık bir dikiş tutturamamadan bahsediyorum, boşanmadılar. çünkü adam evin içinde dikiş tutturdu. alma verme dengesi bir şekilde sağlandı eşler arasında. gold digger olmayan ortalama insaniyette bir kadın, kazancınız kadar ev içi emeğinizi hesaba katar. yoksa kadın hem evi ağırlıklı olarak geçindirip hem adamın donunu yıkayacak, gömleğini ütüleyecek evi çekip çevirecek, işten gelip yemeği düşünecek, o evlilik değil kölelik kusura bakmayın. kadınları maddiyatçılıkla suçlarken denklemin içine sarf ettikleri ev içi emeği koyduğunuzda birçok şey yerine oturacak.

  • tus'ta asistan kontenjanı açmayan üniversitelerin, yunan hekimlere sınavsız uzmanlık eğitimi vermesini sağlayacaktır. insanlar senelerini veriyor tus'u kazanıp istediği bölüme asistan olabilmek için, madem asistan eksiği var tus'ta kontenjan açsanıza! isteyen gelsin çalışsın da sanki burada uzmanlık eğitimi almak isteyen hekim bulamıyorlarmış gibi açıklama yapılması çok komik.

  • magirus'un 2000'e kadar olan modellerinde yapılır bu hareket. 2000 sonrası minibüslerde aynı havayı vermez.çünkü 2000 senesinden sonraki minibüsler o vites geçirme esnasında zorlamaz o ''ciiiyyzzvtt'' sesi çıkmaz.e o ses, o kanırtma olmayınca bi şekli kalmaz.