hesabın var mı? giriş yap

  • medreseden yetişmemiştir.

    * bölgenizdeki okullar bunun için yeterli miydi?
    - maalesef biz memleket olarak, her şeyimizi tenkitten hoşlanıyoruz. o dönem okullarımız harikaydı. olağanüstü öğretmenlerim vardı ilkokulda. oradaki ilkokul eğitimini burada amerika’daki en iyi ilkokullarda verirler mi vermezler mi bilmiyorum. o kadar iyiydi.

    * öğretmenler mi iyiydi?
    - tabii. çoğu köy enstitüleri mezunuydu. çok idealist insanlardı.
    http://www.hurriyet.com.tr/…beni-terk-etti-30282793

  • şirket içinde kovulma eşiği akşam çıkarken sandalyesini yamuk veya masasını dağınık bırakması olan (abartmıyorum) çalışanların yaptığı videodur.üç sene önce toplu olarak tazminatsız kovulan arkadaşlarınızdan utanın bari diyeceğim de sizin de işgüzar yöneticilerin kurbanı olduğunuz videodaki yapmacık hareketlerden belli zaten.

  • ayrılmamak için çocuk yapmak ve sonrasında çocuklar yüzünden ayrılamamak.
    çocuk yaparak evlilik kurtulmaz arkadaşım,
    nasıl sikko kafalar yaşıyorsunuz lan!!

  • dna'nın belirli bir segmentinin çoklu kopyalarını yapmak için moleküler biyolojide yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. metot basitçe tüp içerisinde dna'nın uygun koşullarda çoğaltılması esasına dayanır. bu metot ile kısa süre içerisinde çok küçük miktarda dna baz dizisinden milyonlarca dna parçacığı çoğaltmak mümkündür.

    bir çeşit "in vitro klonlama" olarak da tanımlanan pcr; 94 °c-98 °c aralığında gerçekleştirilen denaturation, 37 °c-65 °c aralığında gerçekleştirilen annealing ve 72 °c’de gerçekleştirilen elongation aşamalarından oluşur ve bu döngülerin belirli sayıda tekrarlanarak dna'nın üssel olarak katlanmasına dayanır.

    pcr yaygın olarak kalıtsal hastalıkların teşhisi, genetik parmak izlerinin tanımlanması, bulaşıcı hastalıkların teşhisi, genlerin klonlanması, babalık testi ve dna hesaplaması gibi çeşitli konularda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. ayrıca pcr'a dayalı rapd, aflp, ssr ve ıssr gibi markör teknikleri geliştirilmiştir. bu teknikler birçok bitki ve hayvanda tür içi ve türler arası genetik akrabalığın teşhisinde kullanılmaktadır.

    (bkz: polymerase chain reaction)

  • ben hayatini sag eliyle idame ettiren insanlardanim. yasamim sag elimle sekillendi; universiteye yetenek sinaviyla girdim, yillarca resim cizdim, minyatur yaptim, su anki isimde de ellerimle calisiyorum.
    sonra bir gun sag kolumun uyusmaya basladigini hissettim. yaklasik on gun icinde dokunduklarimin ne oldugunu anlayamamaya, bir ay icinde birakin yazi yazmayi kalem bile tutamamaya basladim. kolumu bir turlu hedefledigim noktaya isabet ettiremem de cabasi. kolum bana bagli ama benden bagimsiz, gorev tanimini tamamen sasirmis bir uzva dondu.
    bu sure zarfinda gunluk hayat cok zorlasti benim icin. tirnaklarimi anneme kestirdim, yemege disari ciktigimda bicak tutamadigim icin sadece catalla yenecek yemekler sectim. basimi kasimak isterken suursuz kolumu duvara carptim bazen de parmaklarimi gozume soktum. mouse ve kalvye kullanamadim,isimi yapamadim. kisacasi cok basit gorunen gunluk aktiviteleri kesinlikle dogru duzgun yerine getiremedim.
    simdi, uyusmanin basladigi geceden tam 3 ay sonra hala yazi yazamiyorum ama en azindan kalem tutabiliyorum, bardagi devirmeden su icebiliyorum, elimi attigim seye ilk hamlede ulasabiliyorum. hepsinden onemlisi sol elimle akici bir sekilde yazi yazip, otuz yillik kamyon soforleri gibi manevra yapabiliyorum. ne sagimi ne solumu yuzde yuz kullanamiyorum belki ama ikisini de aktif ve ise yarar sekilde kullanabildigim icin saglikli insanlardan bir sifir ondeyim.
    ms boyle bir sey iste. o benim ayak uydurmam gereken hayat arkadasim; beni hayata baglayan, beni depresyona sokan, yasamima anlam katan, icinden butun anlamlari teker teker alan, gece yarisi beni korkudan aglatan, sabahina dunyaya meydan okutan....

  • bir amerikali, bir ingiliz ve bir iraklı barda oturmuş içki
    içiyorlarmış.

    amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
    bardağa ateş edip parçalamış:

    "bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz amerika'da aynı bardakla iki
    kere içki içmeyiz" demiş.

    ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
    ateş ederek bardağı parçalamış:

    "bizim ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
    vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.

    bunun üzerine iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
    bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip amerikali ve ingilizi
    vurup öldürmüş:

    "bağdat'ta bu ingiliz ve amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
    adamlarla iki kere içki içmeyiz"

  • vücuda (patojen proteini veya inaktif patojen yerine) patojenin proteinini kodlayan mrna'nın verilmesi şeklinde bir aşı. bu biçimde vücudun tanıyacağı ve bağışıklık geliştereceği proteini gene vücudun kendisi üretiyor. diğer aşılara karşı avantajı kitlesel çapta rna üretiminin kitlesel çapta protein veya inaktif patojen üretiminden daha hızlı/kolay ve ucuz olması.

    ana dezavantajı rna'nın vücutta hızla parçalanabilir bir molekül olması, o sebeple genelde taşıyıcı başka moleküllerin içinde veya modifiye biçimde veriliyor. kanımca ciddi bir falsosu da vücudun verilen rna'ya (veya yardımcı maddesine) karşı bir bağışıklık yanıtı üretme ihtimali. bu gerçekleşirse hem gereksiz bir inflamasyon tetiklenir ve hem de aşının fonksiyonelliği iptal olur. herhalde bunu engelleyecek yollar geliştirmişler ki insan deneylerinde gözüken bir olay değil*.

    (edit: bir dezavantajı da son günlerde belirtildiği gibi rna'nın bozulmaması için aşının -70 c altında saklanması ve taşınması gerektiği, ve bu taşıma sisteminin epey pahalı ve zahmetli olduğu. durum böyleyken rna'yı hızlı üretebiliyor olmamızın avantajı bu taşıma ve saklama dezavantajını sıfırlıyor mu bilemedim)

    bu metodun insan denemeleri olsa da resmi olarak onay almış bir rna aşısı henüz yok. eğer pfizer'in covid-19 aşısı bnt162b2 onay alırsa, o ilki olacak.

    edit: yan etkilerinin moleküler mekanizması hakkında teorik yazı: #125715896