hesabın var mı? giriş yap

  • o kadar çok gerekçem var ki. birini diskalifiye etsem diğeri peşimi bırakmıyor.

    metafizik gerekçe: varlık var mıdır yok mudur, asla cevap verilemeyecek bir sorudur. tanrı varsayımdır, öte dünya efsanedir, hayat bir söylentidir. evren kafa karıştırır, sınırsızlığına akıl yetmez. kozmolojik konulara genetik yatkınlığı olan insanlar bu sorularla kuvvetten düşerler. dinler imanı salık verir , fakat insan zihni bununla yetinmez, din adamları arasında bile bunlara kanmayan çoktur. bir kişiyi bu sorunların ortasına bırakmak zalimliktir.

    varoluşsal gerekçe: hayatın hiçbir anlamı yoktur. yaşamanın hiçbir anlamı yoktur. her anlam arayışı sadece tesellidir. ıt's a wonderful life gibi filmlerde sunulan bir peri masalıdır sadece.

    biyolojik: insan çok hassas bir organizmadır. genetik bozukluklar, hastalıklar, virüsler, bakteriler arasında büyük eziyetler çeker.

    siyaset: savaşlar biçim değiştirse de asla bitmeyecek. işsizlik oranları yükselecek. devletler meşru yolsuzluk kaynakları olmaya devam edecek.

    sosyopsikolojik: dünya son elli yılda tamamen bir performans podyumuna dönüşmüştür. kendisini iyi pazarlamayan insanlar parya olarak kalacaktır. hizmet sektörünün diğer tüm sektörleri alt ettiği bu dönemde imaj her şeyin önündedir. bu imaj da sahtekarlık, kurnazlık, riyakarlık gibi davranışları mecbur tutmaktadır. bunlara riayet etmeyen kişiler yalnızlığa terk edilmektedir.

    etik: bencillik, gaddarlık, dolandırıcılık debisini artırmıştır. kendilerine ahlak timsali payesi veren insanlar başta olmak üzere her kulvarda etik yoksunluk ile karşılaşılmaktadır.

    güvenlik: dünya güvenli değildir. diğer insanlar her zaman bir tehdittir. nüfusun artışına paralel olarak suç artmaktadır. sadece yoksulluk ve yoksulluk kültürü ile ilişkilendirilen suçlar değil beyaz yakalı suçları veya siber suçlar da güvenliğimizi tarumar etmektedir.

    ekonomik: çocuklar eğitim aristokrasisinin içinde doğar. bir kişinin hayattaki başarısını aldığı eğitim, o eğitimin kalitesini de ailesinin geliri belirler. yoksul bir ailede doğan bir çocuğun sahip olacağı imkanlar varsıl bir ailede doğan çocuktan çok daha azdır. arada bir başarı öyküleri anlatılarak başarının emekle ilgisi olduğu manipülasyonu yapılır.

  • akilda tutulmasi gereken ilk sey tenisi raketin degil sizin oynuyor oldugunuzdur. raket oyununuza ancak bir derece yardim eder, reklamlarin aksine sizi sifirdan iyi oyuncu yapmaz. bu yuzden alacaginiz raketin markasiyla, hangi unlu oyuncunun oynadigiyla, rengiyle ilgilenmek yerine fiziksel ozelliklerini goz onune almaniz gerekir.

    oncelikle markanin cok bir onemi yoktur. esasen dizayn disindaki butun uretim islemleri neredeyse tum bilinen markalar icin (yonexve pro kennex haric) cinde fason olarak yapilmaktadir. ozellikler asagi yukari birbirine yakindir. ufak tefek farkliliklar ise ancak profesyonel oyuncular icin onemlidir.

    hangi oyuncu neyle oynuyor diye takip etmeniz de faydasizdir. federer’in oynadigi raketi almak gibi bir isteginiz varsa, malesef oyle bir raketi federer den baska hic kimseden alamazsiniz. cunku unlu oyuncularin oynadigi raketler her nekadar biz siradan insanlarin dukkandan kolayca satin alabilecegi raketler gibi gozukse de, aslinda tamamen degisik fiziki ozelliklere sahip, oyuncunun isteklerine gore ozel uretilmis, degisitirilmis raketlerdir. o yuzden nadal babolatla oynuyor, sharapova’nin prince i var dusuncesini birakin, sizin icin hicbir anlam ifade etmez bunlar. ki bu oyuncular isterseler tahta sopayla da bizden daha iyi oynayabilirler. raket degil tekniginiz ve kondisyonunuz sizi iyi oyuncu yapar.

    uzun sureli tenis oynamaya karar verdiyseniz, baslangic raketi tabir edilen ucuz raketleri almayin. bunlar pazarlama taktiginden, nasil olur da surumden kazanirizdan baska bir sey degildir. gercek bir raket alin. baslangic icin pahali gelirse, kullanmis raket alin. ustunde catlak, kirik, deformasyon olmadigi surece eski raketin yeniden farki yalnizca kozmetiktir. yeni diye daha fazla para harcamayin. gercek bir raket almaniz hem oyun tekniginizin daha bastan dogru oturmasina yardim edecegi gibi ilerde anlatacagimiz saglik sorunlarini da onleyecektir.

    tenis turnuva kurallarindan once fizik kurallarina gore oynanir ve raket alirken kesinlikle bakilmasi gereken yedi parametre vardir. bu kurallara uymayan raketler sizi yalnizca yanlis teknige sahip kotu bir oyuncu yapmakla kalmayacak, tenisci dirsegi denen illet hastaliga da yakalanmaniza sebeb olacaktir.

    1. agirlik

    hafif raket kotu, agir raket iyidir. raketin agirligi, telleri takilmadan evvel en azindan 300 gram olmalidir. bunun ustune kursun agirliklar ekleyerek, kendinize uygun bir raket yaratabilirsiniz. unutmayin eklediginiz her gram size daha cok momentum ve sert vuruslar olarak geri donecektir.

    2. denge

    raket sap tarafinda daha agir olmalidir (head light). bunu test etmek icin isaret parmaginizi raketin bogaz kismina koyarak dengesini test edin. kafa tarafi (head heavy) agir geliyorsa o raketi kesinlikle almayin. boyle raketler ilk basta daha rahat oynaniyor gibi gozukse de birkac ay icinde tenisci dirsegine yakalanmaniza yol acar.

    3. esneklik (stiffness)

    esnek raketler kolunuzda problem olusmasini onler, daha iyi kontrol saglar ama vurdugunuzda top daha yavas gider. ancak burdaki guc kaybi cok iyi bir oyuncu olmadiginiz surece cok onemli degildir. esnek raket alin. topa vurdugunuzda raketin titremesini hissediyorsaniz ve/veya raketten teneke kutuya vurulmus gibi ses geliyorsa kolunuz zarar gormeden sok emici takin. durum hala devam ediyorsa raketi hemen birakin. titresim dirsegin en buyuk dusmani oldugu gibi duzgun vuruslar yapmanizi da engeller.

    4. yuzey alani

    her nekadar yuzey alani genis raketlerle oynamak daha kolay gibi gozukse de isin asli sizin daha cok hata yapmaniza yol acarlar. genis yuzey alani merkezin (sweet spot) disinda kenar bolgelerden vurus yapma ihtimalini arttirir. boyle bir vurusun sonucu raketin vibrasyonunun artmasi ve dirseginizin zarar gormesidir. evet buyuk bir raketle kisa vadede daha cok topu karsi tarafa gonderebileceksiniz ama oyununuzu gelistirmek istiyorsaniz daha kolay hareket ettirilebilen, kontrolu yuksek kucuk bir raket almaniz sizin icin daha iyidir. bu yuzden 110 dan buyuk hicbir raketi almayin. 90-100 arasi idealdir.

    5. sap

    elinize gore ne cok buyuk ne de cok kucuk raketle oynamayin. gerekirse vibrasyonu emici yeni grip takin.

    6. teller

    cok ucuz tellerle oynamayin. raket kendinden telli geldiyse buyuk ihtimalle en adi materyalle yapilmistir. en uygun zamanda degistirin. teller ne kadar esnek olursa o kadar iyidir. bagirsaktan yapilmis teller en iyisidir ama paketi 40 dolar oldugundan ve iki hafta icinde kopacagindan sponsorunuz yoksa veya babaniz fabrikator degilse naylon tel almaya calisin. kevlar ve aramidden yapilmis teller en kotuleridir. teller oynandikca gerginligini kaybedecegi icin belli araliklarla degistirin. dirsek sagliniz icin telleri cok yuksek gerginlikte taktirmayin. bunun disinda ince teller, kalin tellere gore topu kesmeye daha elverislidir. ama daha kolay koparlar. normal olarak 16, ince olarak 17 telleri secin.

    7. tel duzeni

    sert ve duz vuruslari kolaylikla yapabiliyorsaniz daha sik tel duzenegi olan raketleri tercih edebilirsiniz (18x20 gibi). ancak topu kesmeyi seviyorsaniz ve/veya topspin e daha cok ihtiyaciniz varsa acik telli raket daha iyi sonuc verecektir (16x18 gibi).

  • gerçekten de hayatımda gördüğüm en inanılmaz mantık hatası olabilir. "iyi bir çocuk olursanız, bir gün siz de şirinler'i görebilirsiniz" şartına rağmen gargamel isimli koca herif şirinler'i görebilmektedir. adam hem çocuk değil, hem de iyi değil. yaa yaa.

  • öncelikle kızcağızın ailesinin başısağolsun, korkunç bir şekilde evlatlarını kaybetmişler.

    yeri gelmişken tüm genç kızlara seslenmek istiyorum, kulağınıza küpe olsun; asla ama asla sevgilinize, flörtünüze, hoşlandığınız çocuğa nude fotoğraflarınız yollamayın ve eğer ilişkiye girerseniz görüntünüzün alınmasına rıza göstermeyin.

    şimdi ilk kısım tamam da ilişki sırasında görüntü almayı bir insan niye kabul edilsin salak mıyız diyebilirsiniz. hayır, siz salak değilsiniz ama karşınızdaki adam şerefsiz olabilir! ben fantezi yapmayı istiyorum, hatıra kalsın istiyorum diyebilir daha da ileri gidip ben sapık mıyım bana güvenmiyor musun diye size duygusal şantaj yapmaya kalkabilir cevabınız hayır olsun.

    karşınızdaki insan size kezbansın, bak dediğimi yapmazsan seni terk ederim, bana başka kız mı yok gibi şeyler söyleyip sizi manipüle etmeye çalışabilir hatta üstü kapalı bir şekilde bildiğiniz bir kızın ona asılıp nude fotoğraflar gönderdiğini filan da söyleyebilir. cevabınız yine net olsun; hayır, gitmek istiyorsan gidersin.

    size değer veren, sizi seven bir adam zaten sizi böyle sıkıştırmaz. ayrıca o yolladığınız ya da birlikte çektiğiniz görüntüleri daha sonra başka sitelere satmayacağının, size o görüntülerle şantaj yapmayacağının ya da en basitinden sağa sola göstermeyeceğinin garantisi yok. bırakın giderse gitsin o kişi hatta gitsin daha iyi sonrasında sürekli diken üstünde yaşamaktan çok daha iyidir.

  • maalesef bugün yaşadığım olay. günlerce tek başıma evde durduktan sonra karantina öncesi kapsamlı bir market alışverişi yapayım dedim. 4 tane aşırı tatlı kıza aşık olup eve döndüm. yazık gerçekten.