hesabın var mı? giriş yap

  • aynı yazarın, benzer hikayelerinden biri. okuyun entrylerini anlarsınız ne demek istediğimi. ya aldatır, ya aldatılır.
    kitap yazsana aslanım sen, buralarda heba oluyorsun.

  • hikayemiz şöyle;

    60'lı yılların başında ford, kompakt boyutlarda bir spor otomobil üretmek amacıyla zibilyon bir çok farklı tasarıma sahip konseptler hazırlar, hazırlatır. konseptlerden biri de "gerçek ilk nesil ford mustang"ten yaklaşık olarak 40 santim daha kısa, tek kaplı bir tasarımdır. vince gardner tarafından tasarlanan shorty, amerikan üreticinin uzun dönemli ford prototip-konsept-şov arabalarını gerçeğe dönüştüren dearborn steel tubing (dst industries) tarafından üretilir. kaputunun altına da 260 inç küplük (4.2 litre de denilebilir, ford falcon ve mercury comet'te de kullanıldı) v8 motor takmak da ihmal edilmez.

    ancak tamamen seri üretime hazır, yürür halde olan cihaz; ford tarafından çok benimsenmeyince, diğer hazırlanmış konseptler gibi basma makinesinin yolunu tutmaya hazırlanır. ama tasarımcı gardner eserinin jilet olma olasılığına dayanamaz ve arabayı ford merkezinde bekletildiği yerden çalarak, yakınlardaki bir depoya saklar - hem de etrafını tuğla ile örerek. amerikan üretici ise devreye sigortacıları sokar "çalıntı araba" mevzusundan dolayı.

    senaryonun devamında hırsız tasarımcı gardner arabayı sakladığı deponun kirasını ödeyemez, depo sahibi de mekanında dolanırken arabayı keşfeder ve "ödenmeyen kira"nın karşılığı olarak arabaya el koyar. sonrasında ford'un ileri yöneticilerinden birine (autoweek ford'un sigortacısının satın aldığını söylerken, new york daily news ileri yönetici demekle yetiniyor) satar.

    1968 yılında araba hemming motor news dergisi üzerinden satışa çıkarılır. dergiyi okuyan bill synder (ohio'lu bir iş adamı, amerikanın önde gelen matbaalarından nordec inc'in sahibi) adamlarından birini arabanın yanına connecticut'a yollar, teslim alması için.

    işin ilginci synder satın aldığı ford'u daha ilk tasarlandığı günlerde bir araba fuarında görüp acayip beğenmiştir. ford yetkililerine aynen böyle bir iki koltuklu bir mustang sahibi olmak istediğini ve 10 senelik corvette'inin yanına koyacağını söyler ama yetkililer aracın asla üretilmeyeceği cevabını alır. şans! hayalindeki araba elindedir artık.

    synder aradan geçen 46 yıl içinde arabanın motorunu 302 inç küplük mustang boss v8 motoruyla değiştirir, orjinal boya rengiyle tekrar boyar...

    ------------------------------------------

    söz konusu araba 27 mart 2015 günü fort lauderdale'deki açık arttırmada satılacak ve değerinin 400000$ ile 600000$ olduğu söylenmekte. açık arttırma linkinde bahsettiğim hikayenin epey detayı var;

    http://www.auctionsamerica.com/…ecode=fl15&id=r0067

    daily news'teki yazı;
    http://www.nydailynews.com/…stang-article-1.1885980

    ford'a göre hikaye;
    https://media.ford.com/…64-ford-mustang-shorty.html

  • "bir evdeki yeterince içbükey her yüzey, yeterince uzun bir süre sonunda kültablası olmaya mahkumdur" --mengus, 28.03.2005, 02:28, sigarasını hard disk'in anti static plastik kutusuna silkerken.

  • en yakın arkadaşım 2 sene önce evlendi. öncesinde 4 sene devam eden ilişki ve nişan süreci vardı. toplamda 6 sene. ben nikah şahidi oldum, o derece yakınız. evlerine gidip gelirdim, ilişki başından beri eşini de çok iyi tanıma imkanım oldu. ev istediler, arsalarını vs satıp sıfır ev aldı benim arkadaş. kır düğünü istediler en güzeli yapıldı. eşya şu marka 10 tane bilezik bilmem kaç tane ondan dediler hepsi yapıldı. gerçekten sevdiği için arkadaşımın tüm ailesi seferber oldu maddi ve manevi. her şey istedikleri gibi yapıldı. sonra 2 sene evlilik süreci sonunda, arkadaşımın bu virüs yüzünden işsiz kalması ile kız değişmeye başladı. ki o süreçte aldığı işsizlik maaşı ile geçimini devam ettirdi. ama daha ilk zorlukta kız sen bana bakamıyorsun, istediğim gibi gezip tozamıyorum demeye başladı. boşanmak istedi. biz şaşırdık. evin içinde tartışmalar olmuş tabii bize de anlattılar. ama sonra ailesi gelip kızlarını aldı. sonra biraz beklediler ama babası arayıp kızım boşanacak, altınların hepsi bizim olacak, eşyaların yarısını istiyoruz demiş. niyetleri para olduğu belli oldu, bizim arkadaş biraz saf ve yuvasını kurtarma derdinde baktığından olaylara diğer yüzünü görememiş, işsizlik üstüne eşinden darbe yemesi onu bunalıma soktu. o da istemiyorum artık, bu zor durumda en ufak sorunda bu hale geldiyse daha olmaz dedi. ki 2 hafta sonra dava açmışlar. mahkeme celbini okudum, 100 milyar talep edip, tüm altınları, eşyaların yarısını ve 1000 tl nafaka istemişler işsiz adamdan. yazdıkları iftiralara okudukça ben güldüm ama kendimi onun yerine koyup düşününce, bu kadar emek sonrası karşılığında yazanları okuyunca, inanılmaz ağır. kızın avukatı zaten boşuna uğraşmayın, altınları ne yaparsanız yapın mahkeme bize verecek, kanun böyle demiş. neden yazdım bunu derseniz. genellemelerinizden nefret ediyorum. her erkek aynı değil! köpek gibi çalışıp, evden dışarı bile adım atmayan, akşam eve gelip eşine yemek yaparken bile yardım eden bir adamı bile bu şekilde terk edebilen kadınlar var! demem o ki, herkes aynı değil, herkesin hikayesi de aynı değil!

  • adamım. babasının oğlu.

    dün takımındaki herkese sevdiklerinin fotolarını gösterdiler.

    merve aydın yine ağlama krizlerine girdi, anıl tetik duvarları yumrukladı, pascal nouma fotoğrafların olduğu tahtayı duvardan sökmeye çalıştı. böyle anlamsız ve gereksiz tepki verenlerin yanında doğukan ise sessiz sessiz sadece babasının ve sevdiklerinin fotoğraflarına baktı ve öyle düşündü.

    aralarında tek normal tepki veren adamdı, evet adamdı.

    tahtayı sökmek, duvar yumruklamak ne bilader ya, gören de sanır mahpus damındasınız. bilerek isteyerek para için geldiğiniz yerde bu pozlar nedir arkadaş ya???

  • bir rte beyanı. öyle değil aslında ama olsa şurda şaşıracak bi insan evladı da çıkmaz sanırım rte böyle açıklama yapsa.

    "görüyorum bazı yerlerde yumurtayı çok pişirip getiriyorlar. bakın özellikle kadınlarımıza sesleniyorum yumurtayı çok pişirirseniz bişeye benzemez hafif kayısı kıvamında olacak ki güzel olsun. biz evde hep böyle yiyoruz siz de öyle yapın. bunu sağlamak için dışarda kahvaltı yaptığınız mekanlara talimatı veriyorum bundan sonra yumurta hep kayısı kıvamında gelecek"

  • buna canı sıkılanın başka derdi yoktur.

    beni de arayan oldu birkaç kere. tarif ediyorum geliyor. konum atıyorum geliyor. canları sağ olsun.

  • yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.

    egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!

    aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
    kocca şiirinden bir kuble..

    can yücel den geliyor:

    sabah 9, akşam 18
    sonra başka mecburiyetler
    sıkışıp kaldık.
    sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
    bu kadar ağır olmamalı.

    hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
    bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
    ne saçma...