• hala kazıları süren neolitik döneme ait antik kentte tapınma amaçlı kullanılan özel bir dini yapı bulundu. bu yapıda bir sunak alanı, boğa başlarıyla süslenmiş sekiler, dar girişler, duvar resimleri ve kabartmalar keşfedildi. bu yapının kazıların ilk yıllarında bulunan ve daha sonra rastlanmayan shrine adı verilen yapılardan biri olduğu düşünülüyor ve yaklaşık 8200 yıl öncesine tarihleniyor bu yapı.

    detaylar-1
    detaylar-2

    ve bu antik kentte kazılar hala sürüyor, daha ne haberler alırız bence! insan heyecanlanmadan duramıyor!
  • bunlar nasıl entryler ? siz nasıl yazar oldunuz? diye sorduran, hala kazıların devam ettiği antik kenttir.

    silinen entry görsel
  • konya ili sınırları içinde, tarihi günümüzden 9500 yıl öncesine uzanan yerleşim yeri kalıntılarının bulunduğu ören yeri.

    çatalhöyük'ün anlam ve önemine dair söylenebilecek şeylerin neredeyse tamamı başlık altındaki entrilerde söylenmiş. o yüzden çatalhöyük'e ait genel bilgiler kısmını özet geçip hızlıca eğlenceli kısmına (leoparlar, dünyanın ilk haritası ve yanardağlar) geleceğim.

    çatalhöyük insanlık tarihindeki tespit edilmiş ilk yerleşim yeri değil. israil'deki eriha ve çevresi yerleşimler 12000 yıl kadar geriye gider. ama çatalhöyük bilinen ilk kenttir. hatta en iyi zamanlarında, nüfusunun 8000 kişiyi bulduğu tahmin edilen bu yerleşim yeri yeryüzünün ilk metropolüydü. bu popülasyon neolitik çağ için muazzam bir nicelik demek. aynı sayıları yakalamak için sümer medeniyetini beklemek gerekecek.

    bu devasa şehirde sokak, cadde, bulvar yok. evler birbirine bitişik nizam inşa edilmiş. duvarlarda pencere, kapı yok tahmin edileceği üzere. insanlar evlerine damlardan giriyorlar. ışık ve hava damdaki, bu iş için ayrılmış boşluklardan giriyor. ocağın isi, dumanı yine damdaki delikten çıkıyor. zaten hayat damlarda sürüyor olmalı. bir evden diğerine gidebilmek için komşularının damından geçmen gerekiyor. sıcak yaz gecelerinde, bugün hala güney doğu anadolu'nun köylerinde olduğu gibi damlarda uyuduklarına eminim. şehir muhtemelen şöyle görünüyordu. görsel

    çatalhöyük sakinleri barışçıl bir halktı. ne çevrede bir düşmanları olduğuna dair bir buluntu var. ne de kendi içlerinde süreğen, organize bir şiddet ortamında yaşadıklarına dair bir ipucu. çatalhöyük'te yapılan arkeolojik araştırmalarda istihkamlar, surlar ya da savunma tabyaları izine rastlanmadı. en dış cephedeki evlerin duvarları doğal duvar işlevi görüyor olmalı. zaten tek tehdit yabani hayvanlardan gelmekteydi. silah mahiyetinde sayılabilecek aletler çok sınırlıydı ve askeri değil avcılığa yönelik imal edilmişti.

    çatalhöyük toplumu eşitlikçi ve sınıfsızdı. bazı evler diğerlerine nazaran daha gösterişli ya da daha büyük değil. saraylar ve tapınaklara dair izler bulunmaması bu toplumda krallar, firavunlar, soylular ve ruhban sınıfının olmadığı anlamına geliyor. modern siyasetbilimciler bize, mülkiyet ve sınıfların olmadığı anarşizmin, tabiatı gereği istikrarlı olamayacağını salık verirler ama çatalhöyük insanları 1400 yıl boyunca bununla başa çıkmış görünüyorlar.

    çatalhöyük sınıfların, liderlerin, kralların, savaşçıların yükselişinden önceki toplumdan bir kesit sunuyor. kılıç yerine resim, çömlek ve dokuma kalıntılarındaki niceliği esas alırsak bolluk içinde, barışçıl ve eşitlikçi bir ütopya yeşermiş anadolu topraklarında.

    kazılar sırasında çatalhöyük'teki evlerin birinin duvarında şu mural ortaya çıkarılıyor. görsel

    üstteki turunculu figürün ne olduğu ile ilgili birçok tahmin yapmaya çalışmış uzmanlar. uzun süre leopar postu olduğu düşünülmüş. bunun bir sebebi de özellikle anadolu'da neolitik, kalkolitik ve antik dönemden kalma ören yerlerinde yapılan kazılarda leopar figürüne çok sık rastlanması. çatalhöyük'teki en eski yapıdan en az 2000 yıl daha eski bir yapı kompleksi olan karahantepe'de, kazılar sırasında şöyle bir heykel çıkarıldı. leopar taşıyan adam. dikkat edin leopar cesedi taşımıyor. taş devri heykeltraşımız sanki leoparı canlı tasvir etmek istemiş. görsel

    aynı üslup ve içerik sürekliliğini çok daha yakın bir tarihte milattan önce 1500 lerde hittitlerde görüyoruz. şurada roller değişmiş, tanrı şaruma leoparın sırtında duruyor. görsel

    hittitlerin yaklaşık 3000 - 3500 yıl, çatalhöyük sakinlerinin ise 8000 - 9000 yıl önce yaşamış olduklarından yola çıkıp hittitlerin günümüze daha yakın olduğunu düşünmeyeseniz sakın. kadim çağlarda zaman algısı şimdikinden çok farklıydı. gelişim gözle görülemeyecek kadar yavaş seyrederdi. çoğu kadim toplum için zaman doğrusal değil döngüsel algılanırdı. ilerleme, gelişme gibi kavramlar o zamanın insanlarına bir şey ifade etmezdi. bu durumda günümüz değerler sistemi 200 yıl öncesiyle radikal oranlarda uyumsuzken aralarında 8000 yıl bulunan karahantepe ile hittit eserleri arasında sürekiilik yakalamak mümkündür.

    tekrar çatalhöyük'e dönersek.evlerin duvarında kabartma şeklinde leopar figürlerine ve leopar postu giymiş insan tasvirlerine sık rastlanırdı.görsel

    özelde çatalhöyük genelde ise anadolu coğrafyasında leopar, bütün medeniyetler için kutsala yakın çok önemli bir kült figür olagelmiş.

    hatta uzun yıllar çatalhöyük kazılarını yöneten arkeolog ian hodder yazdığı kitabın adını leoparın öyküsü koymuştu. görsel

    duvar resmindeki yan yana betimlenmiş kare ve dikdörtgen şekillerin çatalhöyük evleri olduğu açıktı. ressam yaşadığı şehri belli bir ölçekten kuşbakışı resmederek bilinen ilk haritayı evinin duvarına çizmişti. kare şekiller çatalhöyük ise yukarısında leopar postu sandığımız şey yine çevredeki doğal şekillerden biri olabilirdi. biri diğerinden daha uzun iki yükselti, birinin ucundan bir şeyler fışkırıyor gibi. arkeologlar bu tasviri yanardağlar olarak yorumladırlar. çevrede bu tarife uyan volkanik oluşum 130 km ötedeki büyük ve küçük hasan dağı var. görsel

    sonra duvardaki resmin 8000 yıl önce çizildiği hesaplandı. arkeologlar bu noktada jeologlardan yardım aldılar. hasan dağı'nın yamaçlarından toplanan volkanik materyal üzerinde yapılan radyokarbon testleri ile volkanın en son ne zaman patladığı bulundu. bingo, 8000 yıl önce yani çatalhöyük'lü sanatkarın duvarına harita resmettiği zamanlar yanardağımız aktifmiş.

    çatalhöyük kilden kibele figürnlerinin ilk bulunduğu ören yeridir. görsel

    primitif ana tanrıça kültü anadolu'ya buradan yayıldı muhtemelen. medeniyetle birlikte toplumlar anaerkillikten ataerkilliğe evrildikçe tanrıçaların yerini tanrıların almaya başlamasına daha bir kaç bin yıl var. uygarlığın doğuşunda ilk dinler şekillenirken çatalhöyük’in önemli bir rolü olması muhtemel. volkan patlamalarında ilahi bir iradenin tezahürlerinin görülmüş olması ise daha muhtemel.
  • ülkemizde olması bizler için çok büyük bir şans olan, yeryüzünün bilinen ilk kenti. o çatısından girilen sokaksız evlerde 30 bin insan yaşamış zamanında.

    kazı alanı girişinde deneysel arkeoloji çalışması olarak çatalhöyük evlerinin benzerleri iç aksesuarlarıyla döşenerek yapılmış . yine aynı şekilde girişte bir ana tanrıça heykeli de bulunuyor.
  • ürkütücü kızıl akbaba figürlü, tarihin ilk haritasına sahip yer. oldukça gizemli ve şahane. 9400 yıl önce başlayan hikaye. 1950'lerde tesadüfen keşfedildi. bu antik kent insanlık tarihini yeniden yazdırdı.

    çok özel bu kent bizim topraklarımızda. çok şanslıyız. farkında mıyız?

    sokaksız şehir. dipdibe ve kapısız evler. evlere damlardan giriliyor. evler dikdörtgen. her evde bir ocak bulundu. tarihin ilk ekmeklerinin piştiği düşünülüyor. buğday burada evcilleşti deniyor. 92 asır önce... konya'da ülkemizin tahıl ambarında. ve bugün una muhtacız... neyse.

    sadece yüzde 6'sı kazılan antik kent. dünyanın ilk yerleşim yeri değil ama en eski kenti olarak biliniyor.

    ( çatalhöyük'ten 2000 yıl önce göbekli tepe inşaa edilmiş. tarih yeniden şekillenmiş. yeni keşiflerle yazılmaya devam ediyor.)

    anadolu'nun ilk çiftçileri tarihin ilk beyin ameliyatını da bu topraklarda yapmış. buluntular bunu kanıtlıyor.

    kadim halk, kil ve volkanik taşlarla 25 futbol sahasına denk bir şehir inşaa etmiş. mısır piramitlerinden 5000 yıl eski. halkını çok merak ediyorum. hem de çok.
  • buranın adını yeni duydum.. amerika'da olsa filmler çekilirmiş hakkında..

    arkadaşlar ülkede böyle yerler var neden söylemiyosunuz..

    gelince görmek istediğim yerler listesine eklendi..
  • güney höyüğü yaklaşık 1.5 yıldır bakanlık kararıyla -heyelan riski nedeniyle- "yeni bir gezi güzergahı oluşturuluncaya kadar" ziyarete kapalı olan ören yeri.

    ziyaret etmeyi planlayanların ve "yeni bir gezi güzergahı oluşturması gerekenlerin" bilgilerine..
  • çatalhöyük, konya'nın çumra ilçesindedir. 1958 yılında david french ve james mellaart'ın birlikte yürüttüğü yüzey araştırmaları sırasında mellaart bu yerleşim yerinden çok etkilenmiş ve 1961 yılında kazı çalışmalarına başlamıştır. mellart'ın 1965 yılına kadar sürdürdüğü 4 sezonluk kazıda 100 civarında neolitik dönem yapısı açığa çıkartılmıştır. mellaart faili olduğu "dorak olayı'ndan" dolayı türkiye cumhuriyeti'nden 1965'ten sonra bir daha kazı izni alamamış ve ülkeye girişi yasaklanmıştır. 28 yıl süren boşluğun ardından 1993 yılında ian hodder çatalhöyük kazılarını tekrar başlatmış ve bu kazılar 2018 yılına kadar devam etmiştir. 2018 yılından bu yana çatalhöyük kazıları türk ekipler tarafından yürütülmektedir.
    mellaart'ın yürüttüğü ilk dönem kazıları çatalhöyük'ün önemini gözler önüne sermektedir. m.ö 7400 yılından m.ö 6000'e kadar 12 yapı katıyla temsil edilen 20 m'lik bir neolitik dönem dolgusuyla karşılaşılmıştır. çatalhöyük kazıları'nde elde edilen sonuçlarla mellaart çatalhöyük insanın inanç dünyası ile ilgili pek çok yorumda bulunmuştur. bu yorumların temelinde duvar resimleri, duvarlara kabartma ve aplik olarak konulmuş boğa başları, duvarlardaki ana tanrıça kabartmaları, boğa başlı sekiler, figürinler ve taban altı gömüler bulunmaktadır. mellaart, söz konusu buluntuların ele geçtiği yapıları tapınak olarak duvarlarda bulduğu kabartmaları ve şişman kadın heykelciklerini ana tanrıça olarak tanımlamış buradan da hareketle çatalhöyük'te anaerkil bir toplum düzeni olduğunu iddia etmiştir. boğa sembolizmasını ise bereket kültlerine ve eril bir tanrı ifadesine bağlamıştır. mellaart'ın bu iddiası bilim dünyası ve feminist hareketlerde büyük ses getirmiştir.
    1993 yılında ian hodder tarafından başlatılan ikinci dönem kazılarında mellaart'ın çatalhöyük'teki din kurgusu tekrar gözden geçirilmiş, mekanlar ve buluntular bir proje kapsamında detaylı analizlere tabi tutulmuştur. yapılan çalışmalarda mellaart'ın tapınak olarak tanımladığı pek çok yapının aslında birer ev olduğu sonucuna ulaşılmıştır. diğer evlerden boyut ve süsleme açısından daha görkemli olan yapıların ise "tarih evi" olarak adlandırılması uygun görülmüştür. hem duvar resimlerinde hem de duvarlarda kabartma olarak görülen boğaların ve boğa başlarının birer av hayvanı olduğu ve bu buluntuların tarihsel bir takım olayların anımsanması, evlerin kötü ruhlardan korunması, büyük bir şölenin hatırlanması gibi spritüel - tarihsel durumları yansıtması için mekanlara konulduğu düşünülmektedir. aynı zamanda bu sanat eserlerinin ata kültüyle bağlantılı olabileceğinin de üstünde durulmaktadır.
    aynı zamanda ikinci dönem kazılarında ana tanrıça olgusu da irdelenmiştir. öncelikle mellaart tarafından ana tanrıça kabartması olarak anlatılan kabartmaların birer hayvan tasviri olduğu anlaşılmıştır. heykelciklerin geldiği konteksler incelendiğinde ise bunların pek çoğunun çöplüklerden ve kırık vaziyette ele geçtiği görülmüştür. hodder, mellaart'ın ana tanrıça heykelciği olarak tanımladı söz konusu buluntuların fal, büyü ve kötü ruhlardan korunma amacıyla yapılmış olabileceğini öne sürmektedir. tespit edilen mezarlarda kadın ve erkekler arasında bariz bir farklılık olmadığını dolayısıyla anaerkil ya da ataerkil bir yapıdan bahsetmenin doğru olmayacağını belirtmektedir.
    uzun bir entry oldu ancak tartışmalar yukarıdakilerden çok daha derin... detaylı bilgi ve kaynak için;
    j. mellaart, çatalhöyük: anadolu'da bir neolitik kent, yapı kredi yayınları.
    j. fred ve i. hodder, uygarlığın doğuşunda din: çatalhöyük örneği, alfa yayınları.
    i. hodder, leoparın öyküsü, yapı kredi yayınları.
    topraktan sonsuzluğa çatalhöyük, yapı kredi yayınları.
  • 2020 yılından beri anadolu üniversitesi arkeoloji bölümünden doç.dr. ali umut türkcan tarafından kazılan, kazısında bir dönem benim de yer aldığım neolitik ve kalkolitik dönem yerleşimi
  • çatalhöyük ile ilgili benim en çok dikkatimi çeken şey binlerce yıl 8.000 civarında insan bir devlet otoritesinin olmadığı mutlak eşitlikçi bir toplum olarak var olup şiddet olaylarının olmamasıdır. yapılan kazılarda çıkarılan cesetlerde hiçbir kesici alet ile ilgili yaralanma izi bulunmaması bence kayda değer önemli bir durumdur.
hesabın var mı? giriş yap