• 1 nisan tarihli zorlu psm seansında, oyuncu serkan keskin'in, oyun esnasında bir anda seyirciler arasında bir kişinin telefonla foto/video kaydı aldığını söyleyerek toplamda 3 kere oyunu durdurmasına ve seyirciye atarlanmasına şahit olduğumuz tiyatro oyunu.

    ne kadar haklı olsa da oyunu izlemeye gelen seyirci için nahoş ve gergin bir ortam yarattı. tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de son perdede yorulduğu için oyuna ara verdi bir süre.

    oyun yer yer komik olsada fazlasıyla uzun (3 saat kadar).
  • 1 nisan tarihindeki zorlu psm sahnesindeki oyunda serkan keskin'in oyunu durdurarak seyirciye atarlanmasında sonuna kadar haklı olduğu, utanma duygusu olmayan davarların, adamın uyarılarına rağmen uzun uzun video kaydı alarak hatta bunu utanmadan devam ettirerek sahneyi sabote etmeye çalıştığı oyun. ben serkan keskin'in yerinde olsam direk salondan attırırdım, bence nazik bile davrandı.
    serkan keskin ve sezin bozacı'nın karşılıklı olarak döktürdüğü, keyifli ve eğlenceli bir 3 saat geçirmek isteyenlerin kaçırmaması gereken oyun.
  • bugün ankara’da izledim, serkan keskin sahnede oyun oynamadı uçtu adeta, oyunun tek olumsuz yönü 3 saatlik süresi, uykusuz olarak izlediğim için sonunu zor getirdim, bunun dışında eleştirilecek bir şey yok.

    şiddetle tavsiye.
  • 20 nisan'da ankara meb şura'daki gösterimine gittiğim, daha önce de devlet tiyatrosunda izlediğim için fark olur mu acaba, aynı oyun sonuçta diye düşünüp oyun sonrasında bu düşüncemden utanmama sebep olmuş 3 saatlik nefis oyun.
    serkan keskin'in performansına zaten diyecek yok, sonlara doğru “biraz dinleneceğim” demesi, fotoğraf çeken seyirciye 'çekme dedik ama' diyip aynen rolüne devam etmesi 'şeref mi, ahlak mı, bakın bunlar zor' eklemeleri çok keyifliydi. bunun yanında frosine (çöpçatan) rolüyle sezin bozacı ayrı başarılıydı.
    oyun esnasında serkan keskin'in dil sürçmesi sonucu karadeniz aksanına kayması ve sezin bozacı'nın bunu mükemmel bir şekilde devam ettirmesi şahaneydi.
    sonuç olarak; benim gibi erken uyuyanları bile 3 saat ayakta tutabilecek, tekrar izleme şansım olursa izlemek isteyeceğim semaver kumpanya oyunu.
  • "dünyadaki insanların en az insan olanı; yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır..."

    böyle betimliyor onu tanıyanlar cimri'yi... kimdir bu cimri? gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür? insan doğuştan mı böyle olur? sadece yazılmış bir karakter midir? etrafımızda var mıdır böyleleri? nasıl bir şey olurdu böylesi bir insanla yaşamak? 17. yüzyılda yaşamış fransız komedya yazarı moliere'in ünlü eseri cimri'de belli bir zümreye bakmakla bir genelleştirmeye bakmak arasındaki pencereden birçok insanın ve ailelerin iç ve dış yapısına bakacak, garip rastlantılara tanık olacaksınız.

    tiyatrolar.com.tr'deki tanıtım yazısı bu şekilde. puanı da 8.4. iki perde, yaklaşık üç buçuk saat sürmesine rağmen sıkmadan kendini izlettiren bir oyun. klasik eserlerin büyük büyük oynanmasından zerre haz etmeyen biri olarak özellikle harpagon ve frosine karakterlerine can veren serkan keskin ve sezin bozacı'nın doğal oyunculuklarını hayranlıkla izledim. bu nasıl bir yetenek ve nasıl bir enerji. sezin bozacı'yı daha önce sahnede izlememiştim, performansıyla hafızama kazındı, müthiş bir enerjisi var.
    serkan keskin'i en son nilay örnek'in nasıl olunur podcastinde dinlemiştim. arı gibi bir adam, duramıyor. sahnede de akıttığı her terin hakkını veriyor. interaktif bölümlerde seyirciyle kurduğu diyalog, telefonla kayıt yapan izleyiciye doğaçlama bir şekilde verdiği uyarı, sahneyi kaplayan hakimiyeti hepsi takdire şayan.
    açıkçası bu kadar kahkaha atacağımı tahmin etmiyordum. :)
    dikkat süremizin azaldığı bir dönemde böyle uzun bir oyunu sıkılmadan seyirciye izlettirmek büyük başarı.
    oyunu bizim gibi ilk defa çevre tiyatrosu'nda izleyecekseniz ve aracınızla gidecekseniz erken gitmenizde fayda var. ara sokaklarda yer bulmak problem, geç kalabilirsiniz.
    iyi seyirler. :)
  • moliere'in 1667 yılında yazdığı semaver kumpanya'nın 7 yıldır kapalı gişe oynadığı şahane oyun.

    350 sene geçmiş üzerinden ama hala güldürüyor. biz cem yılmaz'ı şu an eleştiriyoruz. mizahın derinliğine bak. moliere adamdır!

    oyunu fişekhane'de birkaç hafta önce izledim. serkan keskin, harpagon perfomansıyla commedia dell'arte oyunculuğu nasıl yapılır, ders niteliğinde oynuyor. o kiloya rağmen sesine ve vucuduna çok hakim, helal olsun. seyirciyi yakaladıktan sonra doğaçlama yaparak da reaksiyonu katlıyor. yalnız serkan keskin'in oyunculuğu bu kadar iyiyken diğer oyuncuları biraz sönük buldum. oyun artık 7 yıldır oynadığı için mi bilmiyorum, biraz star oyununa dönmüş. herkes çok rahat. prime time messi zamanları gibi at messi'ye gerisini o halleder! serkan keskin zaten güldürüyor diye, ekipte rolden çıkanlar mı ararsın, timingi tutturamayıp yanlış zamanda girenler mi, seyirciyle beraber kendini tutamayıp gülen oyuncular mı... yani sayamadığım kadar reji hatası vardı. bu bir tercih mi bilmiyorum ama bence doğru değil.

    semaver kumpanya'yı taaa 2009 yıllarından, semaver ve kumpanya olsun, resmi geçit oyunu olsun, takip ederim. sahi entrymde var bu oyunla alakalı (bkz: #15401187)). semaver kumpanya şahane işleriniz var. çok çok kalp. herkese benden öpücük.
  • hayat tecrübesi ve sinir harbi ile geçen bir saat, an itibariyle bana şunu gösterdi. insanların her şeyi para ve küçük hesaplarla yaptığını düşünenler, genelde ve sıklıkla paraya ve küçük hesaba en yatkın olan insanlardır. genelde diyorum, marj bırakıyorum zira istisnalar kaideyi bozmaz. bu insanların anlayamadığı şey, karşı tarafın onların iç dünyasından farklı motivasyon ve kırmızı çizgileri olduğunu idrak edememesi ve muhtemel bir empati becerisi yoksunluğu.
hesabın var mı? giriş yap