3 entry daha
  • dil halkın yalancı mutluluğudur, halkın sahih ve sahici mutluluğunun önünde bir bariyerdir tolstoy'a göre. marazi olana aynı yontemle karşı tez sunmanın sakıncalı olduğunu düşünür. burjuva yasam uslubunun riyakarlığını pek mahirce aynalar. şiddete karşı pasif karşı duruşu ve karşı yaşantıyı geliştirmesi burjuva tarafından öğretisinin çok da korkulası olmaması gibi bir veçhe de yaratmıştır. hatta ve hatta burjuva ona yer yer sarılmıştır bile. "darılma, düşkünlüğe kapılma, sövüp sayma, savaşma. işte bence isa'nın öğretisinin özü budur," der. tolstoy'un ahlakçılığı onu sistemin problematiklerini maddi üretim ilişkileri yerine ahlaki yozlaşmada aramaya itmiştir. o kastlara dayanan sistemi yaratanın ahlaki sistem olduğunu savlar ve bunu pek çok dinle akraba idealarla meydana koyar. bu onu zaten hristiyan söylemlerle de almaşıklanmis paradigmasını metafiziğe, idealizme kaydırır (bunu olumsuzlama bağlamında söylemiyorum ha yanlış anlaşılmasın). kaldı ki müslümanlığa göz kırptığı da rivayet olunur ve hikayet edilir. "yol " önemli bir tema ve betimleme nesnesidir onda. yol belki de ülküsüne giden romantik ve lirik bir simgedir. tolstoy, bu gezgin ruhlu görkemli, vakur duruşlu insan uzun doğa yürüyüşlerini sever. ona eşlik etmeyi ne çok dilerdim :)
152 entry daha
hesabın var mı? giriş yap