4 entry daha
  • cambridge üniversitesi antropoloji bölümü'nü yönetmiş ve sonrasında burada şeref profesörü* olarak göreve devam etmekte olan antropolog, tarihçi, dil bilimci. her ne kadar 'batı afrika uzmanı' titrini reddetmiş olsa da, bu bölge coğrafyasının ırkları ve özellikle de gana üzerinde uzmanlaşmıştır. gana etnografisinden yazının antropolojisine geçişini de, ikinci dünya savaşı'nda italya'da tutsak edildiği kamptaki koşulların etkisiyle yaşadığı kişisel deneyimle ilintilendirir.

    söylediğine göre, bu kampta kitap çok ender bulunmaktadır ve kitaplara ulaşmak epey de zordur. goody'nin yanında bir tane kitap vardır ve bu kitabı sekiz tutsakla paylaşmak durumundadır. kitabı okuduktan sonra, onu başka bir grubun kitabıyla değiştirebilmekte ve ancak böylelikle yeni bir kitap okuyabilme olanağı elde edebilmektedirler. kitabın, kalemin, kağıdın inanılmaz derecede öneme sahip olduğunu bu şekilde çok daha iyi idrak eder. diğer tutsak arkadaşları ve goody, entelektüel bir faaliyette bulunabilmek için her şeyi zihinlerinde yeniden kompoze etmek zorundadırlar: tiyatro oyunu oynayabilmek için shakespeare'in kelimelerini akıllarında yeniden yazarlar, savaş öncesi west end'de izledikleri piyeslerin metinlerini yeniden oluştururlar. bu deneyim goody'ye, yazının insanın normal kültürel işlevlerinde ne derece büyük bir öneme sahip olduğunu yeniden hissettirir.

    savaştan sonra, güneydoğu asya'daki japon esir kamplarında aynı hissiyatı tecrübe etmiş olan arkadaşı ian watt'ı bulur ve ikisi birlikte, okuma ve yazma edimlerinden mahrum kalmış olmanın kendileri için ne ifade ettiği konusu üzerinde uzun tartışmalar yaparlar ve konuyu derin şekilde irdelerler - onlar için, bu iki faaliyetin eksikliği aslında kültürden genel anlamda uzaklaşmakla eş değerdedir.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap