• ''baskalarinin iliskileri benim sorumlulugum degil. tas gibi bir kocaniz varsa ve kendi istegi ile bana geliyorsa, uzgunum, affetmem. ''

    senin sorumluluğun başkalarına değil, kendine olmalı. kendisine saygısı olmayan bir sürtüğün girdiği entry.
  • kadınlar genelde kendilerini aldatan adamı değil de evli erkeklerle ilişkiye giren kadınları suçlamaya kalkarlar.

    halbuki eşine bağlılık için yemin etmiş olan adamdır, karısı varken ona yalan söyleyip başkasıyla beraber olan da adamdır. başlığımıza konu olan kadınların ise beraber olduğu adamın karısına karşı bir sorumluluğu, onun kocasına dokunmama gibi bir yemini falan yoktur.
    ama sanki adam evinde televizyon izlerken yabancı bir kadın onu kaçırıp tecavüz etmiş gibi bir yaklaşımla "hayatına sızarlar adamın, yuvasını yıkarlar, çocuklarını ağlatırlar" demek saçmalıktır kanımca. adam bunları önemsememiş, yuvam ne olacak, karım ne yapacak, çocuklarım dengesiz olacak mı diye düşünmemiş bizse hala adamı değil de başkasını mı suçlamaya çalışıyoruz?

    (devasa parantez: aslında burada bahsettiğim kadın veya erkek olmakla ilgili değil, aldatılan tarafın genelde partnerini değil de onun beraber olduğu insanı suçlama eğilimi. yani evli bir insanla ilişkiye girenin bir kadın veya bir erkek olması yukarıda saydıklarımı değiştirmez)
  • pınar gültekin’in ölü bulunması ardından bu başlığa entry girilmesine masumane bakmamak lazım. seks işçiliği yapan bir kadın da öldürülemez, evli biriyle ilişkisi olan kadın da, evinde televizyon izleyen kadın da. şu cümleyi kurduran zihniyetiniz batsın.
  • şurayı okusan dersin ki bu konu ülkenin en büyük tabusu. öyle bir yargılama. bu bir pedofili iki. sonra sosyal hayata dönüyoruz.
    -tanıdığım çoğu evli adam fırsatını bulunca yapıştırıyor. partnerleri evli olduğunu biliyor. istisnalar çok az. kadınlar da farklı değil. böyle bir otelde toplanmalı işleri olanlar bilir.
    -yetmiyor öyle tek gecelik ilişki değil ciddi sevgili olan evliler var. karısı hariç geri kalan kadınları kıskanıyor filan. sevgililer günü kutlayanlar var. yıl dönümü yapıyorlar.
    -aynı iş yerinde karısı ve sevgilisi ile çalışan adamlar tanıyorum. hepsinin haberi var durumdan.
    -ikisi de evli olduğu için suskunluk yasasına bağlı olanlar var. şu satırları gördüm arkadaşımın telefonunda; kocamla anal deneyeceğiz. olursa sana da vereceğim. maden karın yapmıyor ;) bak kadın 12 senelik evli. çocukları var. adam da evli.
    -örnekler bitmez. şurada yer alan satırlara ithaf edeceğim son örneği verip bitireyim; bu işlere deli gibi atıp tutan bir kız arkadaşımız vardı. sevgilisi varken veya yokken sevgilisi olan erkeklerle evlilerle takılırdı. burası bir tür vicdan temizleme yeri olmuş sanırım.
    ha bir de sınanmadığı günahın masumu olanlar var galiba. yaşınız gelsin görürüz gençler.
    bonus: (bkz: çirkini sikmemişler namusluyum diye gezmiş)

    debe ve onlarca mesaj editi: durumu ben normalleştirmiyorum. durum bu ve sadece yazdım. zaten normal olmuş görmüyor musunuz? fiyatlar yükseldi diye markette kasiyere atar yapan kaymakam gibisiniz.
    bir diğer arkadaş da ben asla yapmam demiş. istisnalar kaideyi bozmaz bu ilki. ikincisi ise bizim bir komşumuz vardı. kız üniversitede biri bunu zorla öptü diye annesinin yüzüne 2 hafta bakamamış. 1 ay sonra annesine kızın orospu oldu anne diye ağlayarak anlatmış. o kız 3 ayları tutan filan biri. 28 yaşındayken evli bir adamla sevgili olduğunu öğrendik. kısacası ''hala'' yaşıyorsunuz. ve yaşayanlara kefil olamıyoruz. bence çok atıp tutmayın. sonra zaten boşanacakmış mutsuzlarmış karısı ile, çocuk için duruyormuş evde gibi cümleler sayıklarken görüyoruz sizi. özetle; bu güzel bir olay demiyorum. bu artık çok yaygın diyorum. türkçe derslerinde paragraf okuyup anlamayı kaldırdılar mı ne oldu?
  • her zamanki gibi hep kadınlar suçlu. :( çünkü evli erkekleri hep kandırıyorlar, baştan çıkarıyorlar. ortalama bir mercimek kadar beyni olmayan, iradesiz, eğitimsiz koçişler de ne yapsın bu fişek beyinli dişiler karşısında çaresiz kalıyor ve kendilerini bu kadınların yataklarında istismar edilirken buluyorlar. bence devlet, haluk levent ve müge anlı üçlüsü acilen bu konu ile ilgili harekete geçmeli.

    hayatımda hiçbir evli/nişanlı/pastane sözlü erkekle ilişkim olmadı. ama evli erkeklerin başı götü nasıl ayrı oynuyor onu görüyorum. onun için siktirin gidin eğlenebileceğiniz kadınlarla evlenin. aman ilk benim sikimi görsün diye gidip gram tanımadığınız köylünüzle iki ayda evleniyosunuz sonra efendim "ivliliğimdi mıtsızım" bilmem ne. kimse sizin orta yaş krizinizi, otuz küsürden sonra aldığınız kovboy çizmelerinizi çekmek zorunda değil. mal değnekleri.
  • böyle bir ilişkiye girmişlerse bu erkeğe asla sahip olamayacaklarını kabullenerek ve sadece eğlenmeye bakarak travmalardan kurtulabilecek kadındır. aşık olduğunu hissediyorsa, bağlanmışsa ve duygularını dizginleyemiyorsa en sonunda psikiyatrik bir vakaya dönüşecektir. en iyisi daha işin başında psikolojik yardım almaya başlamak. bu her şeyin başında gelir. böylece kangren bütün vücuda yayılmadan ve kötü sonuçlar doğurmadan kesip atabiliriz. en ufak bir zaaf hissettiğiniz anda bu konuyu annenize de açabilirsiniz. kesinlikle arkadaşlardan daha iyi. arkanızdan konuşmayacağından ve iyiliğinizi düşündüğünden emin olabileceğiniz tek kişi o. sözleriyle ve yılların getirdiği bakış açısıyla sizi sonunda pişman olacağınız şeyler yapmaktan alıkoyabilir. annenizle lütfen dost olun.

    evli erkeklerle ilişkiye girenlerin arasında "yardıma ihtiyacı olan" kadın modeli en başta da söylediğim gibi feleğin çemberinden geçmiş tecrübeli kadınlar değil, yaşadığı ilişkiyi fazlasıyla ciddiye alan ve sevgilisinin(!) yakında eşinden boşanacağına inanan kadınlardır. bu hatunlardan ikisiyle çok yakın arkadaşlık ettim. üzülerek söylüyorum ki bu adamlar sizi sizin sandığınız şekilde sevmiyorlar. se-ve-mez-ler.

    nedenleri çok çeşitlidir. öncelikle erkekler için aile kavramının ne derece önemli olduğu bilerek işe başlayabiliriz. romantizm bir kadın için nasıl yaşam enerjisiyse, güvenilir bir eş ve başını sokacağı sıcak bir yuva aynı şekilde erkek ruhu için vazgeçilmezdir. seks güdüsünden sonraki en baskın güdüleri "düzen" ve "sahiplenme" olabilir. bir kadın vatanını sever ama bir erkek daha çok sever. bir kadın evini korur ama bir erkek onu korurken canını verir. neden olduğunu hiç düşündünüz mü? çabuk sahiplenirler ve alışkanlıklarını kestirip atamazlar. büyük sorunlar ve kavgalar yaşanmadığı, eşleri psikopatça işler çevirmediği ve çocuklarının hayati bir tehlikesi olmadığı müddetçe evliliklerini bitirmezler. biraz gözlem yapmanız hatta sadece ana haberleri takip etmenizle bile bu alışkanlıkların zaman zaman nasıl zararlı bir noktaya geldiğini ve ruh hastalıklarına yol açabildiğini görürsünüz.

    anlatmak istediğim, evli sevgiliniz eşini çok sevmese hatta gördüğünüz üzere onu sizin gibi bir başkasıyla aldatsa dahi yuvasına ve alışkanlıklarına dönmek isteyecektir. büyük ve tolere edilemez sorunlar yaşanmadığı -örneğin aldatılmadığı ya da eşi çocuklarına işkence yapmadığı- müddetçe ondan boşanmayacaktır. bu sadece bizim toplumumuza ve aile değerlerimize özgü değildir. milliyet fark etmeksizin bir erkeğin gözünde boşanma kurulu düzeni yıkmanın verdiği iç sıkıntısından başka nafaka, velayet gibi bir sürü sorunu da beraberinde getiren ciddi bir karardır.

    öyleyse bu adamın sizinle işi nedir? büyük ihtimalle -yüzde doksan dokuz diyelim- biraz gönül eğlendirmek ve sevişmek istiyordur. bu kadar. üzücü olduğunu biliyorum ama daha işin başında evli bir adamın yaklaşımını yadırgamanız ve ondan uzak durmanız gerekiyordu.

    kendisinin ve bahsi geçen adamın duygularını analiz edebilmek için kadınların dikkat etmesi gereken bazı hususlar var:

    öncelikle bir adam eğer sizi beğendiğini sık sık dile getiriyorsa ve sizinle ilişki yaşamak istediğini söylemişse mutlaka bekar olmalıdır. en kötü ihtimalle bir boşanma davası vardır. yakında bekar bir erkek olarak hayatına devam edecektir ve o gün sizin yanınızda olmak istiyordur. bu noktada işin dava sürecinde olup olmadığına dikkat edin. bunun bilincinde olun. kimsenin "çok mutsuzum. yakında boşanmayı düşünüyorum." sözleriyle sizi oyalamasına izin vermeyin. bu sözlere karşılık "madem öyle boşandıktan sonra görüşelim. neler olacağına bakalım." diyin ve başınızdan derhal savın.

    eğer evli bir erkeğin yakın markajındaysanız ve sizden hoşlanıyorsa bunu mutlaka hissedersiniz. aptalın teki bile olsanız hissedersiniz çünkü siz kadınsınız. yapacağınız şey çizgiyi aştığını hissettiğiniz anda kendisine siktiri çekmeniz. en hafif tabir budur. siktiri çekin, iltifatlardan çok hoşlandığınızı düşünmesine izin vermeyin ve sakın gevşemeyin. bir kez gevşerseniz asla sonu gelmeyecektir. ayrıca türkiye gibi en ortalama güzellikte kadınların bile sayısız iltifat ve çıkma teklifi aldığı, bu tekliflerden bunalma aşamasına geldiği, maalesef sık sık tacize bile uğradığı bir ortamda herhangi bir kadın, evli bir erkeğin tatlı sözlerinden nasıl etkilenir anlamak güç. bir erkekten güzel sözler duymak istiyorsan herhangi biriyle bir kez akşam yemeği ayarlaman yeter. sabaha kadar dinle dur, ihtiyacın varsa ama evli bir erkeğin tatlı bakışlarından(!) beş yüz sayfalık romans çıkarma. "beni deli ediyor çok seksi." muhabbetini de bir kenara bırak çünkü karşısındaki adamın altından penisi varmışçasına "onunla sevişmeliyim yoksa ölürüm." kafasına ulaşan bir kız bariz tecrübesizdir. hayaller aleminde tıpkı romantizm gibi seksi de ulaşılmaz, aşırı kutsal ve destansı bir mertebeye çekmiştir. bırak bu işleri. git kendine beş on günlük bir italya tatili ayarla. olmadı sağlam bir tokmakçı bul. kendine gel.

    edit: en yakın sırbistan'a da gidebilirsiniz. mesela belgrad. o coğrafyanın en hareketli şehri ve vizesiz. hayal bile edemeyeceğiniz derecede yakışıklı muhteşem adamları var. size alternatif sunuyorum. yola gelin. neyse.

    evli erkeklerle ilişki yaşayan kadınlardan en çok duyulan sözler "onu etkilemek için hiçbir şey yapmadım. içim rahat. bana kendi geldi ve ısrarlı yaklaşımıyla sonunda beni tavladı." oluyor. düşünmenizi istediği asıl şey de bu zaten. o erkek bütün flört denemelerinde sizden azar işitmeyi umdu. içten içe "sen evlisin benden uzak dur." demenizi bekliyordu ama siz "inanamıyorum demek ne kadar çekici olmalıyım ki bana bakıyor. :)" düşüncesine girerek "zihinsel mastürbasyon" yaptınız ve bu mastürbasyonlar sizi en sonunda gerçek bir ilişkinin kucağına düşürdü. onun tarafından sevildiğiniz hissine kapılıp bu hisse sıkı sıkı tutundunuz. sizi gerçekten seven birinin sadece eşini ve çocuklarını değil, sizi de aldatmaktan kaçınacağı gerçeğini görmezden geldiniz.

    dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta bu evli erkeklerin kadınlara hep benzer sözlerle yaklaşmasıdır:

    -o kadar masumsun ki... (mealen kucağa kolay gelirsin diye düşündüm)
    -sana kıyamıyorum, seni üzmek istemiyorum. (izin verirsen üzeceğim)
    -sana karşı koyamıyorum. (seksi kastediyor muhteşem güzelliğinizi değil)
    -bazı duygular sadece özel insanlarla yaşanır. (mealen seni güzel sikerdim)
    -ben çok meşgul bir insanım. (başka hatunları da sikiyorum beni bazen rahat bırakmalısın)
    -o kadar meşgulüm ki aileme bile vakit ayıramıyorum. (gel şu otele bir gidelim dersen vakit bulurum)
    -seni seviyorum. (böyle söylemezsem yola gelmezsin diye düşünüyorum)
    -karımla x yıldır cinsel ilişkiye girmiyorum. (karıma ayda bir sana günde üç kez güzelim)

    bu noktada yapmanız gereken tek şey sözlere değil davranışlara odaklanmak. önemli olan sözlerin ve davranışların tutarlı olmasıdır. sizinle ilişki yaşayan evli bir erkek maalesef bu sözlerin hiçbirini doğrulamayan davranışlar içindedir.

    bu erkek size bekar bir erkeğin ayıracağı zamanı asla ayıramaz. sizinle kafelerde ve sinemada buluşmaktan sakınacaktır. kıyıda köşede saklanarak geçireceksiniz tüm zamanlarınızı, yanlış bir şeyler yapıyorum hissiyle. bu şartlar altında birbirinizi nasıl tanıyacaksınız? bu adamı yanınızda olmaya nasıl ikna edeceksiniz? bedeninizi sunarak. mission accomplished. yeterince ahmaksanız bu adamın sizin için yuvasını yıkacağından artık emin olabilirsiniz.

    ek olarak: hani eleştirilmesine, hakkında en ufak kötü söz söylenmesine tahammül edemiyorsunuz ya. hani sizi uyarmaya çalışan arkadaşlarınızı "herkesi bir tutmayalım. bizim ilişkimiz farklıdır." sözleriyle başınızdan savıyorsunuz ya. hah. bir türlü kabullenemediğiniz o gerçeklerle yüzleştiğiniz gün, evli bir adam uğruna sözlerini kulak arkası ettiğiniz ve belki de kalbini kırdığınız herkesten özür dilemek, sevdiğiniz adama(!) küfretti diye kızdığınız arkadaşlarınızın omzunda ağlamak isteyebilirsiniz. o omuzlar değerlidir. bilin istedim.
  • bir tanesi çocukluğumun en akıllı, en zeki ve en güçlü kadını olan teyzemdi. ilk aşkıyla yıllar sonra yeniden karşılaşıp onunla ortak olan bütün parasını onun işlerine yatıran, bu yeniden karşılaşmada evli olan adamla birlikte olup bir çocuk sahibi olan ve hamile olduğunu çocuğu olacağı zaman farkeden, kimsenin hamile olduğunu anlamadığı teyzem. çocuğunu doğurduğu haftayı yıllar sonra bile hatırlamayan, evinden kovulan, ailesince reddedilen, tüm sülalenin en iyi kazanan insanıyken kendini aç, fakir bir hale sürükleyen ama adamın peşini hiç bırakmayan en sonunda da cehennem gibi bir 15-20 yılın sonunda ona tek destek olan annesinin kaybından birkaç ay sonra kanser olup aynı hafta içinde vefat eden, oğlunu bilmeden adamın eşine bırakarak bu hayattan giden teyzem. şimdi o teyzemin oğluna aldatılan eş bakıyor hem de üvey anne gibi değil annesi gibi. hayatımda tanıdığım en fedakar, en verici, en iyi kalpli insanlardan biriydi teyzem ama bilerek kendini yaktı o yüzden teyzem yaşadıklarını bir şekilde seçmişti ama ne o adam bu kadar fedakarlığı ne de kuzenime hala annelik eden kadın bu kadar haksızlığı haketmemişti.
  • evli bir kadın olarak çok suçlamadığım bir kadındır. "iyi günde kötü günde" diye söz vermiş, bir ömür boyu yanında kalacağına seni inandırmış, ailem dediğin adam üzüleceğini bile bile bu işe giriyorken, seni düşünmüyorken elin kadını mı düşünecek?
    ağzından çıkanla kulağının duyduğunun aynı şey olmadığının farkında değil misin sen? diyorum ismail abi'yi saygıyla anarak.
  • wtf :) sadakatsizliği, onursuzluğu, ahlaksızlığı modern olan tanımlandığını görüyorum. pırıl pırıl kafalar.
hesabın var mı? giriş yap