2004 entry daha
  • mert olmaları
  • sosyal medyanın oluşturmaya çalıştığı şeylerden biri de güçlü kadın imajıdır. azınlıklar, ötekiler, dezavantajlı grupta yer alanlar vb. için sosyal medyanın denge unsuru yaratmak için pozitif ayrımcılık yaptığını biliyoruz. bunu bir noktaya kadar anlayışla karşılıyorum ama çoğu zaman ölçüyü kaçırdıklarını görüyorum.

    güçlü insan dendiğinde aklıma, potansiyelini yeterince kullanan insan geliyor. evrimsel süreç, zeka, sosyal çevre, şans, cesaret… gibi birçok etmeni bu potansiyele dahil edebiliriz.

    sosyal medyaya baktığımız zaman güçlü kadın imgesini erkeği referans alarak oluşturduklarını görüyoruz. bu da kadınlar üzerinde baskı unsuru oluşturuyor. erkek gibi davranmak imgesi erkekler üzerinde bile ağır bir baskı oluştururken, bunun yeni kurbanı kadınlar oldu.

    dışarıda güçlü kadın personalarıyla dolaşan bazı kadın arkadaşlarım, baş başa kaldığımızda içlerini döküyor. sevgiye ve ilgiye olan ihtiyaçları, duygusallıkları, mevcut kaygılarına ilave olarak güçlü olma çabasının eklenmesi, evli ve çocuklu olanların taşıdığı aşırı yük vb.

    sonuç olarak binlerce yıllık genetik mirasımız var. bunu yok sayarak bir anda yeni bir duruma geçemeyiz. güçlü olmak istiyorsak öncelikle kendimizi tanımalıyız.
  • darbe ordusu komutanı gibi kararlı şekilde kapıyı çalmaz, kırarlar ve istedikleri şeyler konusunda tereddütsüz davranırlar.

    seksleri, seyahatleri, zayıflıkları, güçleri hepsi zor ve keyiflidir.

    tekila gibi kadınlardır. herkesin harcı değillerdir.
    alfaymış, maskulenmiş onları bir geçin.

    dominant kadınla, güçlü kadını karıştıran oğlan çocukları kenarda takılsın.
  • güçlü kadın, kimine göre ailesi için her türlü fedakarlığı yapıp kendinden vazgeçen kadındır, kimine göre ise kariyer basamaklarını adım adım çıkan kadındır. bir kadın olarak bana göre güçlü kadın yoktur. güçlü insan vardır. iyi insan, güçlü insandır çünkü bu dünyada iyi kalabilmek zordur. kimsenin hakkını yemez ve kendi hakkını da yedirtmez. şiddete karşıdır, şiddet gösterebilecekken tercih etmez. başına gelenler karşısında ağlasa üzülse bile günün sonunda yine ayağa kalkar, savaşır. çözümler arar, üretir. güçlü insan herkese ve her şeye rağmen değişmez. öz benliğini ve öz saygısını yitirmez.
  • ortak özellik mi, anlatacaklarım bilmiyorum ama hiç kimsenin aynı şeyleri yasamasını istemem. psikolojik ve ekonomik şiddetle gecen toksik evliliğimi artık kurtaramayacağımı anlayıp yoluma yalnız devam etmek isteyince, maruz kaldığım şiddete bir de fiziksel şiddet eklendi. böyle şeyler hep 3.sayfada okunur sanırdım ama sosyo-kültürel yahut sosyo-ekonomik seviye ile zerre ilgisi yokmuş ne yazık ki kadının dili her yerde aynıymış.
    terk edilme endişesi ile artan paranoyalar, takıntılar ve bel altına varan çirkinleşmeler sonucu, kuruş talep etmeden valizimi, can sağlığımı alıp eşikten çıktım. kendime yeni bir hayat kurdum. maddi ve manevi tek başıma ayakta kalarak, sil baştan bozulan ruh sağlığımı toparlamaya koyuldum.
    tekrar kimsenin elini tutamam, derken bir zaman sonra, iç dünyam için çok zor ve büyük bir kararla kapılarımı yeniden araladım. yaşadığım zorlukların ödülü addettiğim, yeniden güvenebildiğim birine rastladım. yaralarım sarıldı, onarıldım, 'iyi şeyler varmış hala dünyada' gülümseyişiyle, umutlarım yeşererek severken, aldatıldığımı öğrendim.
    duvarlar üstüme gelir, ölürüm sanırdım böyle bir anda. fakat öyle olmadı. su içtim litrelerce ve anlamsız gözlerle etrafa baktım uzun süre. ağlayamadım, bağırmadım, kızamadım, öfke bile duymadım.
    hayatım boyunca hiç bir ilişkimde, beklenti içine giren ya da özür dahi bekleyen taraf olmadım, tüm hayatım anlamaya çalışarak geçti, haklı kavgalarımda kimsenin telafisini beklemeden affettim. velhasıl, ilişkiyi zora sokmadım hiç. aksine o kadar kolaylaştırdım ki sanırım ilgi beklemek yerine kendi kendimi şımartmayı dahi öğrendim. kendi param, kendi işim, kendi çözümlerim ile yük olmama kaygım, her şeyimi kendi kendime yaptırdı bana. sadece huzur istemiştim. ihtiyaç duyduğum için değil, iyi geldiği için yanyana olmaktı mesele.
    ve şimdi kendimi sorguluyorum. neden?
    unutulan, katledilen her özel günde dünde mesela, kendi pastama mumu kendim dikip mutlu olmuştum ben oysa. hediyesini beğenmeyen bir insan olsam daha mı kıymetli olurdum ya da? sadece hatırlanmak bile yeterdi, ama unutulduğu için kızamadığım günlere bile küsmemiştim.

    “bende hata olmamasını” duymaktan, mahcubiyet görmekten, pişmanlık dinlemekten öyle yoruldum ki, haklı olmak mutlu olmaya yetmiyor ki…
    üzgün, kırgın, yorgun içim artık.

    yara bere içinde kalıyor ruhum her hayal kırıklığında, gün sonunda o yaraları sarmak yine bana kalıyor. ve insan kendisini sarıp sarmaladıkça güçleniyor.
    daha da sağlamlaşıyor, kabuğu düşünce acıyan yerler.
    yani, her güçlü kadının hikayesi farklı ancak bir ortak nokta hepsinde aynı, düştüğü yerden kendisi iyileşerek kalkıp daha gür atıyor kahkahasını. her güçlü kahkahanın altında, iyileşen bir yara saklı…
  • saçma sapan şeyler bunlar, yeni moda sjw hareketler.

    güçlü kadın diye anlatılan tipler saçma derecede yalnız, herkese gider yapan, erkekleşmiş tipler. yahu züccaciye dükkanındaki fil gibi kadın mı olur? değil kadın erkek de olmaz. şimdi çağımızn modası nobran olunca kadın güçlü sanılıyor. mesela kızılcık şerbetindeki kıvılcım güçlü falan değil çaçaron derler ona. bir insan sürekli herkesle kafa sallayarak konuşur mu yahu, hayatta yanımda isteyeceğim bir tip değil mesela. ama yeni moda cahiller bayılıyor buna, güçlü kadınmış.

    güçlü kadın ya da erkek zekidir, uyumludur, adaptivitesi yüksektir ve evrimsel olarak bakınca da hayatta kalandır; bu herkesi döverek olmaz, zeka ile olur.
  • sözlükte mesaj atınca cevap vermeyen kadındır.
  • eyvallahlarının olmaması.
  • farklı hayatlar farklı güçlü kadın algısı oluşturmuş, okuduklarımdan çıkarımım bu şekilde.

    benim için de farklı değil. çocukluğumu ve ilk gençlik yıllarımı geçirdiğim memleketin kadınlarından ilham aldım ben de.

    traktör sürer, duvar örer, nakış işler, evi çeker çevirir, hayvan bakar, çocuk bakar, torun bakar, hasta bakar, tarlada çalışır, su taşır, saman taşır, gübre taşır, yufka açar, düğünde göbek atar, elbise diker, çalıdan süpürge yapar… bir yandan bu duruma isyan eder - çünkü girdi olarak ortaya koyulan emeğin çıktısı olan gelirden nasiplenemezlerdi, hak aramayı bilmezlerdi, erkeklerin öncellendiği düzenin yılmaz savunucuları olmaları da bunda etkendi- bir yandan da bu çalışkanlığa ve her şeyi yapabilme haline, bu yeterliliğe ya da yetkinliğe müthiş saygı duyardım.

    ez cümle, güçlü kadın için benim kriterim, kafasına koyduğu her bir şeyi yapabilmenin yanında, karşılığını da söke söke alabilmeyi, hakkı olan için dik durabilmeyi becerebilmek. ikisi birlikte olmalı.
  • biraz klişe olacak ama güçlü kadınların ortak özelliği seyit onbaşı olmaları.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap