• tanıdığım pek çok kişi için bu benim.

    (bkz: sorun çözücü)

    bir sorununuz varsa beni yanınızda istersiniz.
    bir çok insan iyi olduğunda beni aramaz*

    benim içinse bu kişi;
    (bkz: oğlum)
    bir defa sarılırsa her şey daha güzel olacak gibi gelir.
  • en yakın arkadaşıma sığınırım. hiç bir şey anlatmasam bile o beni anlar.
  • herkes bana gelir, hatta 'istinat duvarı gibi adamsın' derler.
    ben dışarı atarım kendimi. boş boş gezinir sakin bir yerde oturur sigara içerim. kedilerde iyi geliyor.
  • yok ki öyle biri.
  • sığınmaz olsaydım diyeceğimiz kişiler
  • annemdir. hep iyiliğimi istediğinden, tartışma vs olsa da en önemli sığındığım limanlardan biridir.
  • kendim.
    çünkü dert bendeyse derman da yine benim içimdedir
  • yaverim hakan.
    şu hayatta bana dostluğu gerçekten hissettirebilen tek insandır kendisi.
    böyle kafam bozuk olduğunda falan hadi lan salkım'a gidelim diyorum.
    iki kafadar baş başa oturup bir büyük içiyor sonra da street'e geçip cila çekiyoruz.
    tabi sabah oluyor biz bunları yaparken. mekanlar kapanıyor. kaldırımda oturup birkaç bira daha içiyoruz ve eve döndüğümüzde çoktan öğlen olmuş oluyor.
    keyfimiz yerinde oluyor uyurken.
    mutsuz da olsak gerçekten keyfimiz yerinde oluyor. çünkü birlikteyiz.
  • yapamıyorum bunu. kimseye içimi açamıyorum, anlatamıyorum. çok ısrar edilince de alakasız şeyler anlatıp "buna mı takıldın hallolur yav" tepkileri alıyorum. ifade güçlüğü mü? sanmıyorum. özel ve farklı mıyım? hayır. bu durum artık umrumda mı? hiç ama hiç sikimde değil. anlatmamak daha iyidir belki de, kimsenin umrunda değil zaten. hele erkekseniz, sizin hissettikleriniz en fazla ezilmiş sigara izmaritlerinden biri kadar önemli. şanslıysanız ruj izi olan kadar dikkat çekersiniz :) çok sallamamak lazım.
  • 33 senelik dostum. yan yana oturup konuşmadan bile anlaşabiliyoruz. mesela sabaha karşı yaşadık bunu. gel al beni dedim, bu saatte (saat 5 falan) manyak mısın lan? demedi. nereye? demedi. 15 dakikaya oradayım dedi ve kapattı. sabaha karşı 5'te birini arayıp 10 saniyelik telefon görüşmesi ile anlaşabilmek bambaşka bir şey. motorla geldi. nereye gideceğiz konuşmadık bile çünkü gerek yoktu. atladık ahırkapı fenerine gittik. banka oturduk 2 saat konuşmadan gelen geçen gemileri izledik. sonra döndü "haklısın bence de en mantıklısı gidip çiftlikte toprakla uğraşmak olur." dedi. oraya gidene kadar kafamda yoktu. orada gelişti o fikir. tüm konuşmamız da bu oldu zaten. kalktık evlere döndük. bakın bu olayda doğa üstü bir durum da yok bu arada. sadece birbirimizi o kadar iyi tanıyoruz ki hangi durumda ne yapacağımızı, ne tepki vereceğimizi. hangi aşamada bizi neyin rahatlatacağını çok iyi biliyoruz. zaten önemli olan da bu. karşındakini tanımak, olayın seyrine göre yapacağı hataları, vereceği tepkileri önceden kestirip önlem alabilmek.
hesabın var mı? giriş yap