aynı isimde "terzi" başlığı da var
  • ilk bölümden geliyorum dizinin konusu ile ilgili hiç bilgim olmadan izledim. casting müthiş.. olgun şimşek harika salih bademci zaten canımız... çağatay da bence oturmuş role...ece sukan dahi sakil durmamış bu kadroda... ama müzik gereksiz fazla kullanılmış sanki...diyalog yerine bol müzik var. belki diğer bölümler farklıdır...

    çekimler güzel.. yönetmen gayet iyi.. tek sorun bu dizi de gülseren hn hastalarından seçkiymiş... uyarlama hikaye... 2. bölüme devam edip etmeme konusunda emin değilim... zaten ortam gergin,, seçim öncesi, ay tutulmasi yaklaşmış, güneş tutulmuş mars takla atmış bilmemne derken...dizi ile kendimi daha fazla germek istedigimden emin değilim... bakalım..
  • bütün karakterlerin kapıları dinleyerek bir şeyler öğrendiği dizi. zorlama tesadüfler, akıl saçması hikaye.. allah aşkına neden ya? neden bu işler düzgün çıkmıyor netflix’te ? firuze ‘nin kimliğini gösterin len bana. sikorta yapmadınız mı bu kıza ? piiiiiii
  • netflix oldu atv :) yine zengin birisi, ağalar, örfler, el öpmeler, aşiret, küçük ağa.

    başlar başlamaz meme gördük çok şükür. çünkü memesiz olmaz, meme önemli.

    neyse efendim bunların haricinde 1. ve 2. bölüm olarak harika bir mantık hatası mevcut onu spoiler olarak vereyim.

    --- spoiler ---

    1992 doğumlu olduğunu öğrendiğimiz çocuk ilkokulda siyah önlük giyiyor. birisi de demedi ağa bu ne ayak diye ama işte kim takar böyle şeyleri değil mi?

    --- spoiler ---
  • bende marimar, rosalinda tadı bıraktı biraz desem saçmalamış olur muyum bilmem ana hissiyatı buydu ne bileyim :)

    salih bademci, olgun şimşek deli gibi alkış alacaktır ama ben bu kadar yaldir yaldir oyunculuktan irrite oluyorum izlerken uzaklaşıyorum mevzudan.

    salih bademci çatallı ses kullanımında otokontrolu bırakmamalı zira haluk bilginer degil ;) evet karakter koko biliyorum ama klüpte de o çatallı ses kontrolsuzlugu beni rahatsız etmişti.

    ece sukan oyuncu degil niye cirkef cirkef bagirttiniz kadini abi cok sakil durmus akksjdd.

    sanırım en begendigim oyunculuk kızılcık serboda da oynayan (bkz: evrim alasya) oldu.
    aynen kardeşim ben küçük seviyorum :)
  • sözlüğün ilk entrylerinde güzel güzel reklam vermiş star, fox, show tv dizisi olacakken bir çift meme eklenip netflix dizisi olmuş yapım.

    yahu yeter artık gerçekten yeter ya. şunları izlemek istesek zaten açarız televizyonu 3 saat oturur izleriz. buraları bari bize bırak da nefes alalım psikolog teyze. aloooo!

    elin netflix'i dark yapıyor, bizim ay yapım emeklisi müdürümüz televizyon işlerini aynen devam ettiriyor.
  • yine bir “abi oyuncu ne yapsın/oyuncu elinden geleni yapmış” dedirtecek dijital platform dizisi…

    dizi nerden baksan insanın elinde kalıyor ama senaristlerin “abi toplumun boktan aile ilişkilerinden, kadına şiddetten falan yürüyelim ama başımıza iş gelmesin, diye en pis işlerin döndüğü aileyi rum, despot ve gelenekselci hanımağayı karslı yapıverelim” demişler.

    karslılar kars’tan geldiği halde kusursuza yakın istanbul ağzıyla konuşuyorlar, rum zengin ailenin evindeki görünen birkaç haçı duvardan indir, kızılcık şerbeti’ndeki muhafazakar aileyi koy, ailenin tek bir ferdi bile yerini yadırgamaz..
  • içimin kıyılmasıyla devam edemediğim, bayan, çok kötü dizi. ön yargılı olmayayım dedim ama ilk on dakikada hemen sıkıldım, zorladım, sonunda da olmadı. yine klişe tv dizileri gibi olmuş; aile dramından, ağlaklıktan geçilmiyor.
  • henüz 2. bölümdeyim, senaryonun gideri var da potansiyeli hiç doğru kullanılmamış.
    özenilmemiş, anlatılmak istenen dünya hiç kurulmamış.
    gıy gıy bir müzik
    sündürülen sahneler
    cast güzel ama şu otoriter köy hanım ağası babanneyi koymasanız eksik kalırdı bi yanınız dimi?
    bastonu yere vurup herkesi dize getiren o büyük konağın dedesi yada babaannesi klişesinden kusmadınız mı artık?
    diziyi tv8'e çekecekken netflix olmasına karar verilmesinin mi payı var dicem bu sakilliklerde ama şimdi çoğu ulusal dizi bile teknik anlamda bundan kat kat kaliteli dostlar.

    görüntü yönetmeni veysel tekşahin'e rağmen
    - özellikle dışlarda- ışıklar patlak.. kadrajlar çok kötü.. şaşkınım.. halbuki ne güzel alabilirdi içine izleyeni doğru kurulsaydı.

    şımarıkça kullanılan bir steadicam var. (1. bölüm özellikle) hani alete para verildi acısı çıksın mı istenmiş anlamadım. çünkü sahneye bi hizmeti olmadığı halde sırf hareket olsun diye ordan oraya kalk, in , taşı şeklinde durmadan ama durmadan kullanılmış.
    son zamanlarda bazı güzel işler yapıyoruz.
    bu onların yanında sinematografi ve reji anlamında öğrenci filmi
    cem karcı neydi acelen? bant yetiştirme derdin yok kurtulsana şu düz dizi kafasından be adam. azcık kreatiflik ya. aynı bokun lacivertini çekecekseniz gelmeyin özgür platformlara falan siz. bırakın vaktini zamanını güzel kullanan yetenekli adamlar çeksin.
  • güzel başlayıp orta halli tv dizisi gibi sezon finali yaptı. aslında silah patlayıp "bil bakalım kim" demeliydiler ki tam klişenin göbeğine göbeğine vursun, neyse

    salih bademci çok kral oynamış. aksan falan çiçek gibiydi. tebrikler kendisine. ermeni anne, baba fena değildi. peyaminin ninesiyle kızı beğenmedim. ece, hayat nasıl geçiyor be. çağatay sinirli rolü yapamıyor, yok. anlamıyor bunu. hakan'da da aynısı oldu. susarken çok daha iyi oyuncu.

    ve olgun şimşek. sen ne büyük oyuncusun be. cem yılmaz'ın da dediği gibi " ödüllük oynadın deliyi".

    dizi güzel başladı ama ekşi tad bıraktı biterken. eh iştelik
  • bir gülseren buğdaycıoğlu dizisi.

    açıkçası bu diziyi youtube'da gördüğümde, gerçek hayattan esinlenilmiştir yazdığını da görünce fatsa belediye başkanı terzi fikri'nin hikayesidir herhalde diyip heveslenmiştim. hikayenin gülseren buğdaycıoğlu'nun hikayesi olduğunu bilsem hiç heveslenmezdim, hiç de izlemeye kalkmazdım. çünkü ne üslubunu seviyorum, ne de anlattığı hikayeleri. zaten kendisine işi gereği marjinal durumlar geliyor, bu marjinal durumların havuzundan bir kolaj çıkarıyor, bu da yetmezmiş gibi bir de ekstradan vurgulayıp hikayesini mükemmelleştirmek için karakterleri sivriltiyor. işte o zaman ben o terziye, dimitri'ye filan inanamıyorum. çünkü o mükemmeliyetçi terzi, o dimitri ile bu kadar kader birliği yapamaz diye düşünüyorum. çocukluk arkadaşı, ortağı ve en yakın arkadaşı. ayrıcai bu kadar marjinalize karakterlerin patolojik hikayelerini izlemek de istemiyorum. 3. sayfa haberleri okuyormuşum ya da müge anlı seyrediyormuşum gibi hissediyorum. yani gerçekse de benim gerçeğim değil, ben hayatımı o gerçeklerden uzak yaşayacak şekilde kurgulamışım, bunun hikayesini niye seyredeyim?

    --- spoiler ---

    ama işte heveslenmiştim ve ne olduğunu anlayana kadar ilk bölümün ortasına varmıştım. kars'ın ağası neyzen dedenin deli oğlundan kıymetli torunu, babasından utanmış da doğduğu yerleri çocukken bırakmış, ünlü bir modacı olmuş. dede ölünce kars'ta koca konakta deli oğluyla kalmak istemiyor babaanne ve istanbul'a terzinin yanına yerleşmeye karar veriyorlar. peyami'nin köklerine bağlılığı olmuş boğaza 0 mağazasının 3. katındaki ofisindeki antika dikiş makinesi ve gramofon. evet, sen kalk babandan utandığın için doğduğun toprakları ve aileni terket, çocuk yaşta istanbul'a okumaya gel, sonra da kendine antika dikiş makinesinden, gramofondan bir geçmiş tasarla ama babanı da yok say. idealize, süper başarılı, göz kararıyla ölçü alan sosyetik modacı bu, en son new york'a mağaza açıyorlardı. bu kendi babasıyla ilişkisinin aksine, dedesiyle ve dimitri'nin babasıyla mükemmel iletiişim kuran terzinin en yakın arkadaşı dimitri, oeidipus kompleksinin pençesinde inliyor. arada da yetimhaneye terkedilen kızlar, zorla annesinden koparılan oğlanlar...

    pöfff gerçekten.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap