• son oecd verilerine göre şili'den sonra geliyoruz ve sondan 8. sıradayız. bunun yanında ortalama 48 saat birçok diğer ülkeden daha fazla çalışıyoruz ve buna rağmen bu seviyedeyiz.

    bana kalırsa bunun en büyük sebeplerinden biri eşitsizliğin aşırı yüksek olması ve iş yerindeki huzursuzluk. insanlar işlerinden memnun değil ve neredeyse herkes mecbur olduğu için çalışıyor. kime sorsanız hak ettiğim parayı almıyorum der ve işler yuvarlana yuvarlana gidiyor.

    burada asıl sorulması gereken devletin bu konuda ne yaptığı bence? bir de insanlar eşitsizliği gidermek için devlete seslenmek yerine niye diğer iş dallarını kötüleme ihtiyacı duyuyor? öyle bir korkutulduk ki devlete yanlış yapıyorsun şunları düzelt diyemiyoruz. nasıl çözülebilir ki bu mantaliteyle tüm bu insanların sorunları?

    kaynak: https://stats.oecd.org/…ex.aspx?datasetcode=pdb_lv#
  • verilen hizmet karşılığı alınan paranın yerlerde olması kaynaklıdır. insanın içinden çalışmak gelmiyor.

    diğer iş dallarını özellikle de devlette çalışanları kötülemek ise gayet normal bir şey. neticede bu adam bizim vergilerimiz üzerinden maaş alıyor, işten çıkarılma korkusu yok, kendini geliştirmek zorunda değil. e o zaman kötülemek demeyelim de gerçekleri herkesin göreceği şekilde ifade ediyoruz diyelim.
  • maaşlar çok mu yüksek? türk insanı ucuza çalışır ama verdiğiniz para kadar çalışmakta mahirdir. bence normal.
  • burjuva ve aydın sınıfının vasatın üstüne çıkmak gibi bir kaygısı ve amacı olmaması temel sebeptir. devletle ortaklaşa yarattıkları rant ekonomisi sayesinde milli servetin büyük bölümüne çöküyorlar zaten. geriye kalanlara da çalışarak sefil olmakla çalışmadan sefil olmak arasında seçim yapmak kalıyor sadece. bu şartlarda verim olması mükün değil olmuyor da.
  • (bkz: ne kadar ekmek o kadar köfte) üç kuruş maaşa, beş kuruşluk motivasyon isterlerse düşük olur tabi demek istediğimdir.
  • düşünecek o kadar çok şey var ki bir de verimliliği düşünemeyeceğim.
  • 5 işi 1 kişiye yaptırıp o kişiye hak ettiğinin çok çok altında maaş verdikleri için olabilir mi? sadece soruyorum.
  • türk tipi işletmecilik anlayışının sonucu ortaya çıkan durum.
    çalışma saatleri uzadıkça verimlilik düşer. milletçe bunu anlamıyoruz hiç bir zaman da anlamayacağız. iş veren ''ben bu parayı bu personele veriyorsam bir şekilde bu parayı çıkartmalıyım'' zihniyetiyle saat olarak personelini fazla çalıştırmaya çalışıyor. işte vizyonsuzluk nedir en net örneği bu. bu hiç bir zaman düzelmeyecek bir sorun. herkes yaptığı işten, iş yerinden ve iş vereninden nefret ediyor. kimse uzun mesai saatlerinden dolayı kendini geliştiremiyor, dinlenemiyor, yaptığı işe saygı duymuyor ve daha bir sürü sıkıntı.

    edit: evet ben de biliyorum tek sorunun sadece uzun mesai saatleri olmadigini ama ücret, idealizm artık her ne ile motive olduğunuzun tükenmişlik sendromu içine düştüğünüzde bir anlamı kalmayacak. bu çözülmesi gereken ilk ve en temel sorun. kimse harici bir hayat yaşamasına izin vermeyen, eşiyle evlatlarının arasına giren bir işi mecburiyetten yapsa bile sevemez sahiplenemez doğal olarak başarılı ve verimli olamaz.

    edit: format geregi tanim eklendi.
  • çalışıyorum, 18.15'te işim bitiyor ama o bilgisayar hep açık.

    ayrıca şirkette verimliliği homeofis olması nedeniyle kontrol ediyor. nasıl bir verimsizlik olabilir ki?
  • kaygı dolu bir iş ortamına eğitim sektörünün durmadan rekabet pompalamasıyla ortaya çıkan verimsizlik durumu.
hesabın var mı? giriş yap