• "birçok insan düşündüğünü sanır, aslında yaptıkları sadece önyargılarını yeniden düzenlemektir."
  • pragmatizmin en onemli temsilcilerinden biri.

    ’’hayatınızın yaşamaya değer olduğuna inanın ve bu inanç onu yaşamaya değer kılacaktır.’

    william james
  • tum bipolarligina ragmen seviyorum kendisini. tarihsel figurlerden kankamizmis gibi bahsede bahsede kirmak gibisi var mi ayol kafayi? prescientific denen psikolojinin bilim ol-a-madigi donemdeki iki ana akimin * * birinin babasidir, ki bu akim nedir? evet dostlar evet, functionalism. kisaca james'cigim diyor ki, bakin gencler, darwin'i severim, teorileri olsun, kisiligi olsun bambaska biri. bu nedenle herhangi bir zihinsel ya da davranissal surecin* islevselligine bakmaliyiz. yani dusunuyoruz, koku aliyoruz, neden? cunku bunlarin bir islevi var, adaptasyonu arttirdigi icin bunlari yapiyoruz (biz bireyler olarak degil, ture ait ozellikler anlaminda) kafasinda, functionalism akiminin kurucusu oluyor.

    bu adam bugun freud'un yerinde degilse, tek nedeni saglik sorunlari. zamaninin buyuk kismini hasta olarak geciriyor, daha dogrusu sarkacin depresif tarafinda buyuk cogunlukla. "aldigim ilk psikoloji dersi, benim verdigim psikoloji dersiydi" demesine bakarak, alani kavramsal olarak hoblatmaktan hoslanan biri oldugunu da gonul rahatligiyla soyleyebiliriz.

    depresyonda olmadiginda sarkacin diger ucunda, sinifa giriyor basliyor serbest cagristirmaya. hatta bir rivayete gore bir keresinde ders verirken o kadar egleniyor ve maymunluk yapiyor ki, ogrencilerden biri mudahele edip kendisini ciddiyete davet etmek geregini duyuyor. artik demek nasil sikici bir ogrenciymis, nasil kaynatmis beyni diploma askiyla ki ciddiyete davetler filan yapiyor, hey gidi. artik kendisini bu durumlar mi tetikledi manianin yarattigi deha durumu mu bilmiyorum, donem sonu degerlendirmesi fikrini de ortaya ilk atan ve uygulayan yine james, "bebegim beni ciddiyete davet ediyorsan ben de seni alacagim degerlendirme ortalamasini gormeye davet ediyorum ki ne kadar sikici oldugunu anla" anlaminda bir hareket bence. ben sinifinda ogrenci olsam, nur'ol diye alkislardim.

    sonucta her ne kadar mary calkins'e veremeyecegi bir dereceyi soz vererek harvard'a kendi doktora ogrencisi olarak almis olsa da, ve dahi harvard bu dereceyi sadece kadin oldugu ve doktorayi birinci bitirmesine ragmen mary'ye vermemesine ragmen, neredeyse eminim ki mary'ye bir sans daha verilse "koy gotune derecenin" deyip yine doktora surecini james'in ogrencisi olarak gecirmek isterdi. zira adam mary'yi harvard rektorunun, ve dahi sinifta bir kadin var deyip protesto ederek sinifi terk eden gotleklerin itirazlarina ragmen aliyor programa, hatta daha da cosup "terk mi ediyorsunuz, o zaman sktirin" tavrina girip her ders "ayyy sinifta kadin vaaaar" diye igrenerek kacan tum -dikkat tum- erkek ogrencilere ragmen, dersleri tek ogrenciyle, yani mary'yle yurutuyor. bu ozel ilgi sonucunun da payi olsa gerek, mary tum sinavlar ve dahi yeterlik sinavlarinda mevcut herkesi hoblatarak birinci bitiriyor, ama harvard acikca "sana harvad derecesi veremeyiz, ama radcliffe college -sadece kadinlar icin-dan derece versek?" gibi bir serefsizlige kadar tirmandiriyor durumu. sonucta mary bu dereceyi aliyor, apa*'in ilk baskani ve hafiza alaninda onemli bir arastirmaci oluyor. mary'yle james'in iliskisi yoktuysa diplomami yerim diye magazine baglayip bitirsem, james mezarinda ters doner mi? mania'daysa guler bence, depresife bagladiysa da, zaten ulasilamiyor olacagina gore sorun etmez saniyorum. sonuc olarak siradisi kisilik kavraminin babasini aglatmis, cogu bilim insanina ilham vermistir. koc gibidir.
  • 1842 new york dogumlu ne olacagini bilemeyip sonunda psikoloji ve felsefe profesoru olmu$ $ahis.. pek cok kitabi $uyu buyu vardir.. 1910'da akut kalp geni$lemesi yuzunden ölmüştür..
  • bu abimiz 1890 yılında basılan the principles of psychology kitabında:

    "...eğer bir cezalandırma yöntemi olarak suçlunun serbest bırakılması ama toplum üyelerinin onun yüzüne bile bakmaması ve onu tümüyle dışlaması gibi bir yol keşfedilmiş olsaydı ve bu fiziksel olarak da mümkün kılınsaydı, bu yöntemden daha zalimce bir cezalandırma olamazdı. bir odaya girdiğimizde kimse dönüp bakmasa, sorduğumuzda yanıtlamasa, yapıp ettiklerimizle ilgilenmese, herkes bizi tamamen görmezden gelse ve bize aslında orada yokmuşuz gibi muamele edecek olsa, çok geçmeden içimizde büyük bir öfke ve ümitsizlik uyanır; bedensel işkencenin en zalimi ancak geçirebilir bunun acısını..."

    demiştir. çok da doğru demiştir.
  • "bireyin inançlarındaki en şiddetli devrimlerin sonunda eski düzeninin çoğu ayakta kalır." (pragmatizm)

    içimizde değişime direnen sert parçacıkların olduğuna dair bir ipucu. o parçacıkları yıkmak için çabaladığımız uzun ve zorlu çabaların ardından başarıya ulaştığımızı zannederek oh çektiğimiz kısa bir rahatlama dönemi ve değişim rüzgarının kesintiye uğradığı ilk anda yeniden yüzeye ulaşan yine o eski çetin cevizler.. bir devrim ne kadar şiddetli olmalıdır ki eski düzenin tek bir parçası dahi kalmayıncaya kadar silip süpürebilsin herşeyi ve devrimin üzerinden yıllar geçtikten sonra da adı anılmasın o düzenin? toplumsal düzlemde adı devrim olan, hiçbir zaman kalıntı bırakmayacak kadar mükemmeleşemeyen bu olayın bireysel düzlemdeki kusursuzlaşmış eşdeğeri inthar olabilir mi?

    devrim hayaliyle yola çıkıp olayın sonunda kapıldıkları hüsran yüzünden yaşamlarını sonlandıranlar, devrimi tamamlayıcı o son adımı da atmış olabilirler.
  • if you believe that feeling bad or worrying long enough will change a past or future event, then you are residing on another planet with a different reality system.

    william james
  • "bir durumda olmak istiyorsaniz zaten o durumdaymis gibi davranin."*
    william james
  • "benim kusagimin en onemli kesfi, insanlarin zihinsel tutumlarini degistirerek, yasamlarini da degistirebilecegini ogrenmesidir."

    william james
  • insan davranışlarının diğer hayvanlardan daha zekice oluşunu, onlardan daha az değil, daha fazla içgüdüye sahip olmamıza bağlayan psikolog.
hesabın var mı? giriş yap