• bir marquis de sade romanı... manastıra kapandıktan sonra ,özellikle baş rahibenin beynini yıkamaya başlamasıyla birlikte günden güne kötü düşüncelere saplanan,kendini orada yapılan ahlaksızlıkların ortasında bulan ve erdemsizliğe sürüklenmeye başlayan bir kadının başından geçenler anlatılmaktadır.
  • "bu çalışmayı kendini aşmak için okuyan gözler rüyalarının gerçekleştiğini göreceklerdir ki; bu kitabı sadece merak için okuyanlar ile aralarındaki fark büyüktür." diye sonlanan enfes marquis de sade romanı.

    önce justine okuyup daha sonra juliette ile marquis de sade'ın derdini idrak edenler muhakkak kendilerine birşeyler katacaklardır.

    eserin içerisindeki pornografik ve "zamane" sadistik malzemeye takılıp takılıp kalanlar müstesna.

    (ne mutlu ki marquis de sade'ı türkçe okumak mümkündür.)
  • uc kitaptan olusur, birinci kitap erdemsizlige ovgu, ikinci kitap suc kardesligi son kitap ise ihtirasin nirvanasi adini tasir. justine den sonra okunmasi kitaplarin ayrinti seviyesine ve karakterlerin normlara olan uzakligina alismak acisindan iyi olacaktir. bir de gorulecektir ki justine adli ilk kitabin aglak yavrusu, hikayesini tanimadigi kardesine anlatirken bile epey bi oynama yapmistir. iki kitabin da sade in elinden cikmasindan dolayi bunun kitaplarin anlatici karakterlerinin farkli tarzlarindan kaynaklandigi kanisindayim.
  • "juliette" sadist yazar marquis de sade'nin bir romanıdır.
  • karekterlerin mitolojik doğası dilsel söylem içine yerleştirildiğinde işaret ettikleri noktaları da anlamış oluruz diyor sollers;

    "noirceuil; (noir-seuil; canavarsı dünyanın kalbine götüren kara-eşik)
    saint-fond (fond-sacre; cehennemi konuşacak olan kutsal taban)
    clairwil (clair-vouloir; juliette'in saf isteği)
    durand (katlanan, katlanmanın sırrına vakıf büyücü)
    sermayedar; mondor (altının dünyası)
    haydut; brisa-testa
    lorsange (l'or, sang, ange; altın, kan, melek)"
  • ilk defa bir kitaptan korktum. bazen korkulara öyle güzel değiniyor ki insan ürperiyor. rahibenin nasıl yoldan çıktığını daha iyi anlıyorsun. fazlasıyla uç bir kitap, insanı bildiklerinden şaşırtabilir.
  • juliette ismiyle de bilinen sade kitabı.
    en korkulan şey, eti senin kemiği benim denilen öğretmenlerin, sapık olduğunun öğrenilmesidir. sade bu kitabında, metafor olarak baş rahibeyi seçer. lezbiyen ilişki içerisinde olan rahibeler içine, bakire bir kız çocuğu atılır. sevişirler, hazzın doruğuna çıkarlar. baş rahibe avenesi, kızın aklını çelmek için, erdemsizliğe övgüde bulunurlar.
  • ne bu kitap gerçekten erdemsizliğe övgü, ne de justine'in hikayesi erdemliliğe lanet amacı taşır.

    iki hikayede de olaylar tamamen objektif şekilde değerlendirilir ve insanın sınır tanımazlığı anlatılır. bu esnada ahlaki kaygılar güden kişi ödüllendirilmeyi beklememeli ve tanrı'dan gelecek her şeyi kabullenmelidir, zira "erdemli olabilmek" kendi başına bir ödüldür.

    juliette'in şansı ise, kaybettiği iyiliğe karşı bir telafi gibidir...

    sade, saf tanrısal bir bakışla insan ruhunun derinliklerine inmiş. "sadizm" kelimesinin anlamı acı çektirmekten zevk almak değil, hakikati tüm çıplaklığıyla görmek ve dile getirmek olmalıydı.

    çağının binlerce yıl ötesindesin marquis de sade.
  • kötülüğe doymayan sadist juliette*

    “ancak tek üzüntüm ne kadar uğraşırsam uğraşayım işlediğim suçlar beni tatmin etmiyor. tüm dünyayı alev alev yaksam da, doğaya üzerinde arzularımı doyurabilme şansı sunabilen tek bir dünya yarattığı için lanetler yağdırıyor olurdum.”
hesabın var mı? giriş yap