• yanlı tutumlarıyla göze çarpan yazar.
  • nick'in çok beğendiğim yazardır.
  • ben böyle bir sonbahar görmedim..
  • mayası bozuk bir futbolcu üzerinden fenerbahçe'ye laf sokmaya çalışan damarlarında fener düşmanlığı dolaşan hayal gücü kıt pekin ördeği boku kıvamında yazar. dün gece yazdıklarımı sindirememiş hatta zoruna gitmiş olmalı ki çareyi nick altıma pislemekte bulmuş. yediği haltı temizleyemeyeceğini çok iyi bildiğim için canı sağ olsun diyorum.
  • çok var bundan. anti-fenerbahçe'yi alsanız hayatından, anlamsız kalacak, yaşama sebebini yitirecek.

    neyse 13 silinen entry'si var. çok durmaz.
  • türk erkeğini pekin'den degerlendirdigini dusunuyorum. oradan ancak o kadar olur tabi.

    (bkz: #29202825)

    editinanay: aa! yazdigi entry'leri tepki uzerine silen bir yazarmis. uzdu beni. cok mu kotulediler acaba ki bilemedim. turk erkegi kendisini cok seviyor ayrica.

    editilalom: pekin'den gorulebilen organima laf etmis. zikkimin peki ama! kar olur yagarim oralara!
  • bir delikanlı.
    yürüyedür şangayda son dördün.
  • berbat bir kitap. evet yeni bitirdim ve sıcağı sıcağına yazıyorum.

    ne sembolik, ne soyut ne de fantastik hiçbiriyle alakası olmayan serbest çağrışımla yazılmış gibi duran roman.

    ufak tefek hoş sekanslar ve güzel betimlemeler barındırsa da herhangi bir amaca hizmet etmiyor. otobüs yolculuğu, duraktaki diğer bekleyenler ve biletçi olguları harry potter gibi fantastik bir atmosfere hazırlıyor okuyucuyu. fakat gelin görün ki olay örgüsü adına herhangi birşey yok ve diyaloglar uzun, tamamen gereksiz ve de manasız. betimlemeler baştan savma. sembolik olarak kullanılan olguların ve de figürlerin altları boş. yalnızca içi boş göndermeler var. anlaması ve de çözümlemesi imkansız çünkü anlamlandırılması ve de okuyucu tarafından çözümlenmesi için yazılmamış. bulmaca yok, ipucu hiç yok.

    hatta fransız editör françois caradec uzun uzun açıklamaya çalışmış kitabın 1999 tarihli 3. baskısının sonsözünde. yazarın tutumunu ve de kitabı açıklamış. fakat bu açıklama bile kendi içinde kararsız "boris vian işi tamamen okuyucuya bırakmayı seven bir yazardı zaten" diyor, iki paragraf sonra "bu kitabın anlamlandırmasına gerek yok çünkü kitapta sembol edilen ve soyut anlamlar yüklenen hiçbirşey yok" diyor.
    yazar ısrarla "yeniden okunması gereken kitap" diye lanse etmiş, bunu editörler ve yayınevleri de tekrar etmiş. birçok tanıtımında ve eleştiri yazısında tekrar okunacağından emin "yeniden okumadan önce dikkat etmeniz gereken" diye başlayan yığınla yazı var.

    yazarın günlerin köpüğü kitabını okumuş ve de film uyarlamasını izlemiş biri olarak saçma sapan ve gereksiz bir kitap olduğu kanaatindeyim. evet, çok sinirliyim. ha toparladı ha toparlanacak umuduyla bitirdiğim için harcadığım zamana yanarım.

    (bkz: yazarların okuduğu en kötü kitaplar)
    (bkz: dünyanın en gereksiz kitapları)
    (bkz: egzopotamya)
    (bkz: 975 numaralı otobüs)
    (bkz: amadis dudu)
hesabın var mı? giriş yap