hesabın var mı? giriş yap

  • mekan: iddaa bayisi

    - lan naci namaza başlamışsın diolar doğru mu?

    - he valla başladık abi, hakkımızda hayırlısı..

    - 5 mi la?

    - ne 5 mi abi tabi 5 vakit alla allaaa

    - sistem 4-5 yap lan naci bi vakit kaçırsan da günlük sevabı kurtarıyon tek vakitten yatma bak!

    kompil bayii : tehaha tehahahaa vir eyle kahkahatül tufaaaan!

  • plazada çalışırken benim de böyle dertlerim vardı. ayda bir değil, ayda en az iki üç kez cicişlerden biri yaklaşıp "falanın doğumgünü ehehe" derdi, ben de para verirdim. para vermemin tek amacı da doğumgünü dolayısıyla oluşan kaos ortamından faydalanıp dışarı kaçmaktı. eski iş arkadaşlarım beni pek sevmezdi, allahı var ben de onları sevmiyordum, bazen iş yerinde insanlarla konuşmamak için köpekbalığı maskesi takıyordum ve bunun ölçüsüz avlanma protestosu olduğunu söylüyordum(insanlardan uzak durmak için yaptığım buluşlara inanamazsınız). hatta bir tanesi bana aşırı derecede uyuz olduğu halde alter egom olan isolde'yi çok seviyor ve yıllardır yazılarını paylaşıp övgüler yağdırıyor asdfdsas. neyse, sonra baktım ki bunlar benim doğumgünümü hiç kutlamıyorlar, pasta masta almıyorlar, ben de "ayşesu'nun doğumgünü için para topluyoruz :))" diyen tiplere 25 kuruş ya da 50 kuruş vermeye başladım. nötr olduğum kişiler içinse 1 tl veriyordum, ve inanın bunu yaparken çok eğleniyordum. şrfszler bi kez arkadaşımın doğumgünümde ofise gönderdiği pastamı daha ben yokken kesip yemeye başlamışlardı bile. mesela çok taş bir kız işe başlamıştı, tüm kan çükünde toplandığı için nasıl üniversite bitirip çalıştığına hayret ettiğim bir tip de bu kız işe başlayalı henüz 2 gün 3 saat olmasına rağmen canhıraş bir çabayla herkesten para toplayıp, üstüne de kendisi para koyup kıza 2 farklı pasta ve hediye almıştı. 2 ay sonra kızı maille taciz ettiği için işten kovuldu. böyle sikimsonik ortamlarda çalışıp her ay 50 tl doğumgünü parası toplama masrafına katlanan herkese sabır diliyorum.

  • gün geçmiyor ki yeni bir gariplik yaşanmasın!

    dün akşam fox tv'de maymunlar cehennemi başlangıç filmi gösteriliyordu. maymun ekrana gelince farkettim ki, bizim ufak fırlama ekrana kilitlenmiş, tüyler kirpi gibi olmuş, gözler kamyon sellektörü gibi açılmış. hatta maymuna yakın çekim yapılan sahnede birden öyle gerildi, gözleri öylesine büyüdü ki, lan benim görmediğim ne görüyor demeye başladım. ama asıl gariplik sonrasında yaşandı.

    maymuna yakın çekim yapılırken bizim gergin kedi, kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı. bir bana bakıyor bir maymuna. bir bana bir ona. ben zannetti zaar. dellendim. kerataya bak lan!

  • ben bekliyorum. 10 yıldır barbie'nin tüm çilesini çektim. tüm masraflarına katlandım. çay fincanlarında çay içtim. mini masalarına sığmaya çalıştım. köpeğiyle pembe arabasına bindirip arkasından el salladım. pipisiz ken'e aşık oldu teselli ettim. gün geldi kaka yapan köpeğinin kakalarını topladık.

    ben bu filme gideceğim ve en çok ben hak ediyorum.

  • son hard rock gitar idolü.

    zakk wylde'ın biyografisi bir kişiden ziyade gerçeğe dönüşen imkansız bir hayali anlatır. albümlerini dinleyerek büyüdüğü ozzy tarafından 20 yaşında, kendine örnek aldığı iki önemli gitarist tonny iommi (black sabbath) ve randy rhoads (ozzy'nin solo kariyeri)'un yerlerini doldurmak için işe alınır. daha 21 yaşındayken ozzy'le ilk albümünü (no rest for the wicked) çıkarır. bu 14 sene içinde birçok müzisyenle çalışıp, bir dolu albüm çıkarır. fakat gitarın asıl ustaları lynyrd skynyrd (tarihi hatırlamıyorum) ve allman brotkers'la (1993) birlikte verdiği iki konser vardır ki, bu grupların herhangi biriyle çıkmak bir gitaristin kendine belirlediği ulaşılamaz hayaldir.

    hala ozzy'le birlikte çalıyor, fırsat buldukça da kendi kurduğu black label society grubuyla albüm çıkartıyor. heavy metal'in içinde olmasına rağmen hiç bir zaman petrucci veya malmsteen gibi legato gitaristi olmadı. pentatonic gamlarda supersonic gezintileri, hard rock hatta country riffleri ve chicken picking'deki ustalığıyla hep o modası geçmiş gitar kahramanlarından sonuncusu olmayı üstlendi.

    bu adamı farklı kılan en önemli özelliği, en ağır tempolara sahip şarkılarında bile solo atarken hızda limit tanımaması, ağırla hızlıyı birleştirişinde çığlıklar içindeki ruhun dilinden konuşması.

  • 1 saat yürüsem 5 km. bu sırada 2 sigara içsem 75 kuruş. 75 bölü 5 desek kilometrede 15 kuruş yakıyorum, toyota gibi adamım

  • korku duvarını aşmış haberci.

    bu kadar cesur söylemleri ancak artık kelle koltuğa almış birisi yapabilir. demek ki silivri falan çok takmıyor.
    takdir ediyoruz.

  • sözlük geri zekalı doldu. buradaki yorum kasanların yüzde doksanı daha eleştirdikleri şeyin ne olduğundan bihaber. etkinliği izlemeden, en azından hakkında çıkan haberlere bile göz atmadan sözlüğe koşup sallamaya başlamışlar.

    yorumlarda yakaladığım hataların doğrularını hatırladığım kadarıyla listeleyeyim.

    - apple netflix'e tam anlamıyla rakip olmuyor. yaptığı şey platformu altında televizyon kanallarından, diğer online streaming servislere kadar dağılmış geniş bir yelpazeyi kullanıcılarına sunmak. bunların içerisinde espn de var, hbo da, hulu da, amazon prime da. kullanıcılar kablo tv paketlerine üye olup izlemedikleri tonla kanal için boşa para ödemek yerine, apple'ın servisi aracılığıyla istedikleri kanala abone olup internet üzerinden izleyecekler. bunun üzerine, isterlerse hulu gibi servisleri de paketlerine ekleyebilecekler. en üstte de yine kullanıcının seçimine kalmış şekilde apple tv plus'a abone olup apple'ın kendi kataloğuna erişme seçeneği olacak. kaldı ki başkalarının da belirtmiş olduğu gibi netflix bu kategoride hizmet veren tek şirket değil, sadece en yaygın olanı.

    - spielberg mevzusu. burada herhangi bir ikiyüzlülük göremiyorum. kendisi netflix filmlerinin sinemalarda gösterilmemesine rağmen sinema filmi olarak festivallerde yarışmasına sinema kültürünü baltalayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. netflix'in kendisine karşı olması gibi bir durum yok. apple için yaptığı şey de bir film değil televizyon dizisi. yani ortada bir çelişki falan yok.

    - apple tv plus izlemek için apple tv'ye ihtiyaç olacağı iddiası. apple bu servisi insanları kendi platformuna bağlamak için başlatmıyor. yazarlar iki paragraf okumuş olsalar, apple tv plus'ın samsung, sony, lg ve vizio gibi en büyük 4 tv üreticisinin, ve roku ve amazon fire tv gibi iki büyük apple tv rakibinin ürünlerine geldiğini öğrenirlerdi. tabi maksat sadece alışıldık cümlelerle eleştirmek olunca araştırmaya kimse ihtiyaç duymuyor.

    - apple music'in başarısız olması iddiası. buna kargalar bile gülüyor, ancak insan cahil olunca tabi ki durum farklı. gerçekler: apple music kendi sektöründe en hızlı büyüyen servis. ayrıca zarar etmeyen tek servis. nedeni de çoğu ülkede spotify'ın yaptığı gibi ıvır zıvırla bedava paralı üyelik dağıtmıyor olması. gerçekte, apple music'in başını çektiği apple'ın services bölümü amazon web services'in iki, netflix'in ise üç katı ciro yapmakta. dahası, bu bölümün cirosunun yakın zamanda yıllık 100 milyar dolar sınırını aşmasının beklenmesi. anlayacağınız, eğer apple music başarısız bir denemeyse sektörde başarılı firma yok demektir.

    son olarak, apple'ın bugün tanıttığı her üründe üstüne basa basa tekrarladığı ama hater boyların bilerek pas geçtiği şeyden bahsedeyim. o da gizlilik. daha dün basına sızdığına göre, kanada'da tutuklanan huaweii'nin ikinci kişisi, şirketin kurucusunun kızı ve şirketin cfo'su meng wanzhou'nun üzerinden dört adet elektronik cihaz çıkmış. bir adet huaweii telefon, bir adet iphone, bir ipad pro, bir de macbook air. kendisi açık açık itiraf etmiyor, ancak apple ürünlerini kendi ürettiği ürünlere tercih etmesinin başlıca nedeninin bu cihazların güvenli olmaları olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. bugün de, apple bunu çok iyi bildiği için, konusu açıldığında rakiplerinin sırra kadem bastığı güvenlik ve gizlilik konusunda bastırdıkça bastırdı.

    apple ürünlerine abone olduğunuzda, mesela bir gazete veya dergi okuyorsanız, ne apple, ne de derginin yayıncısı sizin hangi makalenin hangi sayfasını okuduğunuzu bilemeyecek. apple arcade ile oyun oynadığınızda ne apple ne de oyun geliştiricileri sizin bilgilerinize ulaşamayacak. apple card ile alışveriş yaptığınızda ne goldman sachs ne satın aldığınızı bilecek, ne de alışveriş yaptığınız mağaza sizin isim, adres, banka hesabı, kredi kartı numarası gibi bilgilerinize erişebilecek. apple tv plus üzerinden içeriklerine ulaştığınız firmalar da sizi ve ne izlediğinizi bilemeyecekler. siz aman bana ne diyebilirsiniz, ancak bir çok ülkede özellikle de iş güç sahibi, evli, çoluk çocuğa karışmış, kenarda köşede bir birikimi olan insanlar kaybedecekleri şeyler arttıkça gizliliğe daha fazla önem veriyorlar. sosyo kültürel olarak da apple'ın başlıca müşteri kitlesi bu güvenlik isteyen kesim. o nedenle seçenek verildiğinde ve bütçesine uygun olduğunda batıdaki birçok kullanıcı en başta güvenli olmasından dolayı apple ürünlerini tercih ediyor. bugün tanıtılan yeni servisler de bu kitlenin düşünmeden üye olacağı servisler. yeter ki apple sözünde dursun.