hesabın var mı? giriş yap

  • bunun biri benim,

    kısa vadeli yıllık, orta vadeli 5 yıllık ve uzun vadeli 10 yıllık iş planlarım vardı.

    hiçbirine, insafsızlık, komisyonculuk, vefasızlık, kanun bilmezlik, gözünün yaşına bakmama gibi unsurları dahil etmemişim.

    siz dahil edin.

    ha arada bir de hırsızlık var.

    dikkat edin.

    edit: şimdi ne yaptığımı soranlar fazla,

    beyaz "yakalılığa" devam.

    edith piaf: ulan ne entry tuşu aşığıymışım be.

  • benim için ilkokul yıllarında yapılmış olan harekettir.
    bir sürü kitabım vardı, hocalar ciltlememizi istedi, nasıl yapıcam edicem diye düşünürken babama da anlatmıştım durumu. sabah kalktığımda bir de ne göreyim babam hepsini ciltlemiş, tek tek defterleri bile. çocuk aklımla çiftçi babamın ciltleme işinden anlamayacağını düşünmüştüm. nerden bilsin diye düşündüm. o kadar temiz ve nizami ciltlemişti ki şok olmuştum. çok düzenli, tertipli, her şeyi not alan ama okuyamamış bir adam babam. o kadar eğitim aldık halen onun düzenine tertibine yetişemedim, bazı şeyler eğitimle olmuyor. kendi okuyamadı belki ama küçücük evinden iki öğretmen bir avukat çıktı. canım babam.

  • https://i.hizliresim.com/lby2or.jpg

    bakın bu arkadaş benim özbeöz kardeşim. 18 yaşında. anaokulundan beri kalburüstü okullarda okuttuk bunu. babasına, yıllar önce bizi okutmak için sattığı mercedes marka araç aldık büyük kardeşler olarak, adam bir gün süremedi. soruyoruz, "emre kaçırdı." diyor.

    emre de şunun aynısı, https://pbs.twimg.com/media/cqcxvqrxeaayyil.jpg

    edit: soran arkadaşlara toplu cevap vereyim. boşuna, anlatın eğitin falan demeyin. çocuk yalnızca, "sıkıntı yok." diyerek üç ay yaşayabiliyor, adaptasyonu tek hücreli canlılar gibi çok güçlü. kendi habitatında olsa, "aynen" diyerek üç sene de yaşar. başka ne yapabiliriz ki? benim gençliğimde bunun gibilere zihinsel engelli raporu verilirdi, kömürlüğe kitlerdik, sorun kalmazdı. kömürlüklü ev de kalmadı artık.

    debe edit: pandemide yapımcı ülkeyi terk edince sefil olmuş, ortada kalmış bir romantik komedi senaryosu var elimde. ben netflixe okuturum bunu diyebilecek yürekli bir yapımcı aradığım bilinsin lütfen. aramızda yayalım bunu arkadaşlar.

  • dekanla telefonda konuştuktan sonra kapatırken "öptüm" demek. şu an hislerimi anlatmak için hazır hissetmiyorum.

  • performer* ve recipient*a gore gruplanan dort sosyal davranistan biri*. soyle ki:

    cooperative: performer(+)/recipient(+)
    altruistic: performer(-)/recipient(+)
    selfish: performer(+)/recipient(-)
    spiteful: perfomer(-)/recipient(-)

    (+)-yararina
    (-)-zararina

    altruism gen havuzunun gelisimi yararina veya bireyin fitnessini sonraki kusaga aktarmaya yonelik olarak gelismis olmasi muhtemel bir davranistir, bu yuzden dogal seleksiyonla evrimlesmis olabilecegi dusunulmektedir.

    altruistik davranisin performer ve recipient in arasinda genetik bir baglanti oldugunda kolay gelistigi bilinmektedir. bu nedenle, altruistik davranisin akraba olan canlilar arasinda sikca goruldugu bilinmektedir. (arilarda gorulen partenogenez buna bir ornektir) bunun sebebi de akraba canlinin fitness inin artirilmasi olarak aciklanabilir.

    ornegin: ayni ana-babadan gelen iki kardesin ayni alellerin %50sini tasiyor olma olasiligi yuksektir; bireyin kardesinden olan yavruyla alellerin %25ini paylasmasi mumkundur. bu nedenle, canli akrabasina yardim ederek kendi alellerinin bir porsiyonunun populasyonda temsil edilmesini saglayabilir.

    psikolojide ise*, pragmatizm ile karistirilmasi son derece yanlis olan dusunce. aksine, altruism birey dusmanligina yakinsar*. pragmatizm ozunde bireyciyken, altruism de bireyin kendisini baska bir birey/topluluk icin feda etmesi soz konusudur (ki bu "kendini feda etmek" psikolojik olarak bahsedilse bile, daha makro boyutta, yukarida bahsettigim gibi kendi genlerini populasyonda temsil etmeye yonelik de olabilir. bu konuda bilgi icin (bkz: the selfish gene)).

    yine de, inadim inat kicim iki kanat suretinde illa da bireyci bir yaklasimda bulunulmak istense bile altruism in bireycilikle baglantili olabilecegi ihtimali oyle pek de uzak degildir. altruistik bir davranis bile, ilerki donemlerde karsidakinden de ayni davranisin beklenmesi sebebiyle gerceklesebilir. ornegin, trivers insanlarda gorulen altruistik davranisin adalet, ahlaki ofke duygusu, sucluluk, sukran ve sempati duygularina bagli olarak, dolayisiyla karsilikli olarak goruldugunu savnumustur reciprocal(karsilikli) altruism teorisinde yamulmuyorsam*.

    utilitarianism ise ozellikle bireyin suru icin kendini feda etmesi gibi davranislarda altruism e sasilacak derecede benzerlik gosterse de aslinda ikisi farkli seylerdir. altruism deyince akla recipient cikari gelir, utilitarianism de ise bu "cikar" kavrami daha sinirli tanimlanmistir: cikar majoritenin yararina olmalidir, ayriyetten bu cikar yani "the greatest good" biraz hedonistce bir "greatest good"dur, zira aci/zevk suretinde ayrilmis iki keskin kavram arasinda mutlak olarak zevk e ulasmayi amaclar. altruism de ise, zevk bir amac degil, aractir; yukarida belirttigim bazi sebeplerin saglanmasina yonelik yolda kullanilabilitesi vardir.

    eh, bu da boyle bir tanimlamamdir*. saygilarimi sunarim.*

    edit: cok kotu butonu mafyasina honolulu'dan itinayla saygilarimi yollarim. beni sizler var ettiniz.

  • 23 yaş henüz hayatın başıdır. 40 sene boyunca istenmeyen bir işi yapmaktansa, 36 sene istediğin bir işi yapmak çok daha mantıklıdır. maddi ve manevi engel yok ise hiç düşünmeden yapılması gerekendir.

  • masum bir çocuğun göz göre göre vefat etmesi olayıdır.

    lakin şu entry de (bkz: #158781576) doğal seleksiyon yazan yavşağın da, aynı seçilime uğramasını umuyorum.

    edit: bu bit yavrusu entrysini görsel silmiş, bi de bana tepkinin bana değil anasına babasına göster diye mesaj atıp görsel mesaj alımını kapatmış.

    sanırım kendisi, dişi ağrıdığında bu yavrunun anası babası gibi diş doktoruna gitmek yerine baytara gittiği için aileye tepki gösterilmesi gerektiğini düşünüyor. umarım hak ettiğini sen de bulursun, uyuz korkak.

    edit2: yazar leyla.

  • erdoğan'ın 5 yıldır mal bildiriminde değindiği 500 bin tl alacağını hatırlayın. esad bu paranın üstüne yatan kişidir zannımca, erdoğan alacağını almak için nüfuzunu kullanıyor. esad parayı faiziyle ödese de bu tatsızlık bitse artık.

  • 1892 ve 1942 yılları arasında yaşamış, eserlerinde amerikanın orta-batı hayatını canlandıran grant wood, iowada doğdu. 19 yaşına kadar köy işlerinden**** fırsat buldukça kendi kendine resim yaptı. daha sonra iowa üniversitesi ve chicago sanat enstitusünde çalıştı. birinci dünya savasından sonra paristeki julian akademisine gitti. parisin modern resminde çekicilik bulamayarak almanyaya geçti fakat orada da aradığını bulamadı. '' bir an içinde tüm güzel düşüncelerimin süt sağarken meydana geldiğini idrak ettim ve iowa ya döndüm. '' şeklinde bir beyanat vererek en nihayetinde vatanına döndü. döndüğünde, eserlerinde amerikayı yerli bir dil ile tasvir etmeye çalıştı. parlak, sade ve objektif bir üslup ve realist duruşu ile en iyi bildiği manzaraları ve halkı anlattı.

    wood, en meşhur tablolarından american gothic için ise şunları demiş:
    ''bunlar bütün hayatım boyunca tanıdığım insanlardır. hususiyetlerini tam olarak vermeye, onları gerçekte olduğundan daha fazla kendilerine benzetmeye uğraştım. bunların kusurları vardı, bu kusurları gizlemedim fakat bu insanlar iyi ve sağlam insanlardı.''