hesabın var mı? giriş yap

  • en son bu cümleyi kurduğumda;

    "madem öyle hanımefendi, cuma 10-11 arası halı saha maçı var. kaleye yazdım seni. gol yersen dağıtırım kafanı" cevabını almıştım. bir daha da sarfetmedim tabi. hey gidi hırçın tsubasa.

    deb editi: yenercan sözlük seni çok sevdi. ota boka penaltı deyip maçı kaybetmek pahasına bana attırdığın 23 golü bilmiyorlar tabi.

  • bugün metro durağından odtü içine ring yapan ego otobüs şoförüyle aramda geçen diyalog:

    şoför: kaçıncı sınıfsın bakayım sen?
    ben: master yapıyorum ben.
    şoför: ha sen bittin okeye dönüyorsun yani?
    ben:....

    yemin ederim prof olsam bu kadar güzel anlatamam master yapma eylemini. helal olsun yurdum insanına.

  • öncelikle "mafya" ile hangi mafyanın kastedildiğini netliğe kavuşturmak gerekir. italyan mafyası söz konusu ise durum şu şekildedir. italyan mafyası roma askeri sistemindeki mantıkla çalışır. baba'nın (boss) altında ikinci bir lider (underboss) bulunur. onun da altında kaptanlar (capo-regime) olur. capo'lar general gibidirler ve her capo'nun kendi emrinde bir grup askeri (soldier) olur. bu askerlerin hepsi made-man'dır (wise-guy, goodfella, man of honor da kullanılır). eskiden askerlerin hepsinin sicilya kökenli olması zorunluydu ama artık işler değişti. mafyaya organik olarak bağlı askerlerin altında ise "associates" denilen ailenin dışında bulunan ve hizmetlerinden faydalanılan kişiler gelir. bu kişiler ailenin bir parçası olarak görülmezler, sadece yardımcı eleman olarak kullanılırlar. genelde street crew (sokak ekibi) olarak harici sekilde askerlerin emrine alinirlar. ancak aileye made-man olarak girmek çok az kişiye nasip olur. genelde böyle durumlarda "books are closed" deyimi kullanılır.

    türkiye'de ise durum biraz daha farklı. kürt ve laz mafyaları çoğunlukla aşiret gibi çalışıp, akraba, aile yakını gibi sadık kesimden insanları yanlarına alırlar. özellikle lise terk, işsiz güçsüz, serseri gençler filmlerin ve oyunların etkisiyle, ve kısa yoldan para kazanma olanakları sayesinde bu örgütlere en alt kademeden dahil oluyorlar. genelde haraç, tehdit, sevkiyat gibi görece basit işlemlerde kullanılıyorlar ve çoğu ya kendi suçundan ya da başkasının suçunu üstlenmekten ötürü kısa dönemli hapse giriyor. hapiste geçirilen sürede ise çömez eleman mafyanın himayesi altında olur. hapisten çıktıktan sonra da çömez eleman sadakatinin ödülü olarak daha kıdemli bir konuma terfi ettirilir.

  • etimolojik olarak osmanlı daki şerbet sözcüğünden geldiğini düşündüğüm, fransız mutfağında ve geçen yüzyıl ziyafet mantığında balıktan veya tavuktan ete geçerken hem ağız tadını nötralize etmek, hem de hazmı kolaylaştırmak için tüketilen sütsüz dondurma, meyveli buz.

  • yarın videodaki elemanların gözaltına alınması ile sonuçlanması muhtemel videolardır.

    berkcan güven hangisi bilmiyorum çok da ilgilenmiyorum ancak o bonus elemanın başlığında geçen gün öv öv bitiremeyenleri görünce youtube'da bir videosunu açmıştım (kadro aynı sanıyorum) 3 dakika dayanabildim ve kapattım.

    yeni neslin zeka seviyesi oldukça düşük olsa gerek ki bu tip zırtapozları meşhur edip para sahibi yapıyorlar.

    büdüt: silinen video'nun tamamı burada. şuna sonuna kadar dayanabilecek kimse yoktur sanıyorum.

  • karadeniz’in bi ilçesinde okul müdürü olarak görev yapıyordum. aynı okul bahçesinde iki okuluz. ilkokul ve ortaokul aynı bahçeyi kullanıyor fakat müdürlükler ders giriş çıkış saatleri vs farklı.

    yıl 2017 ya da 2016 sonları. hava inanılmaz rüzgarlı. öğretmen arkadaşlar dersteyken gruba mesaj atma gereği duyuyorum tenefüste öğrenciler dışarı çıkmayacak çok rüzgar var diye. ağaç kopar dal uçar ne bileyim evlerdeki çatılardan biri sökülür tedbiren yani.

    gruba mesajı attıktan sonra odamın camını açıp sigara yakıyorum. nöbetçi şurda durur ben şurda dururum falan. o sırada bizim binanın köşesinde oynayan çocukları görüyorum. 10-15 çocuk derste olmaları lazım ama öğretmen falan da yok başında serbest etkinlik saati dedikleri saatlerden. çocukların başında niye öğretmen yok diye sinirleniyorum nedensiz yere. ilk kez bas bas bağırıyorum çocuklara okulda fiziki olan bir sınır varmışcasına bahçeyi bölen gidin kendi tarafınıza oynayın diye bağırıyorum. normalde okula girerken paçama yapışan el kadar bebeler korkuyla kaçıyorlar kendi okullarına doğru. ulan niye bu kadar çok bağırdın hayvan herif diye kendi kendime dellenirken gözümün önünden beyaz bi sütün geçiyor. yere düşmesiyle birlikte paramparça olup okulun duvarlarına çocukların oynadığı alana kadar yayılıyor.

    gerizekalı müteahhit bozuntuları tükürük kadar yapıştırıcı ile okulun çatı sırtını mermer döşemiş. 50x100 ebatlarında mermer bi blok şiddetli rüzgarda uçup okulun bahçesine düşüyor. kopan mermer parçalarına baktığımda şunu gördüm bahçede öğrenci olsa bileklerinde kopartırdı. öyle büyük öyle keskin. 5 kat yükseklikten yere çakıldığı an gitmiyor gözümün önünden. sebepsiz yere çocuklara bağırmam da.

    akabinde hizmetli ile birlikte belimize urganları bağlayıp çatıya çıktık o bir tarafı ben bir tarafı hemen hemen hepsi kopmak üzere olan 2011 yapımı sözde yeni okulun çatıya yapılmış mermer sırtlıklarını söktük.

    not: okul bu sene depreme karşı dayanıksız diye yıkıldı. 9 yıllık okul binasının yıkılması hakkında kimse soruşturma geçirmedi kimse ceza almadı.