hesabın var mı? giriş yap

  • erkek arkadaşıyla öpüşürken yanlarında mazlum mazlum duran sap eleman bizi temsil ediyor. kesin ekşi sözlük yazarı.

  • bu adam yargılanana kadar gündemde kalsın. ben izlerken kemiklerim acıdı, kalbim sızladı. tutamazsın böyle yaralı bir bebeği. cahil insanların gazabından koru bizi allahım.

  • bazen isterdim ki, oğlumla konuşurken, amerikan filmlerindeki gibi; "bak evlat ben küçükken babam bana şunu demişti" ya da " dedem derdi ki" diye başlayan cümleler kurmak, ona bilge bir akrabamdan, ya da sadece sıradan bir söz söyleyerek beni ta çocukluğumda bile etkileyebilen annemin bir lafını örnek verebilmek isterdim gerçekten. ama bakıyorum bakıyorum, arıyorum tarıyorum, yok ulan, bir tane ilaç olsun diye beni ciddiye alıp bir şey diyen olmamış mk.... ya "atkını sıkı sar üşütürsün" demişler, ya da "oğlum şu bakkaldan bi ekmek al eve gelirken" demişler. insan iki özlü söz eder, o yıllarda aklını alır evladının değil mi be hey ebeveynlerim.

    amerikan filmlerinde en çok buna özeniyorum aq... işe bak

  • tcdd işçilerinin kurduğu bir halk takimidir, isyankardir, gezi parkinda bayraklariyla çarşıyla beraber meydana cikan en kalabalik taraftar gruplarindan biridir.
    futbol dışında yüzme ve su topu takımlarıyla nice başarılara ulaşmıştır.
    su topunda 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yılda da tek mağlubiyet alarak toplamda 29 kez türkiye şampiyonu olmuştur.

    manş denizini yüzerek geçen ve dönemin dünya rekorunu kıran ilk türk erkek yüzücüyü (erdal acet) çıkardığı gibi ilk kadın yüzücüyü de (nesrin olgun) çıkartmıştır.
    ayrıca güreş, basketbol, bisiklet ve voleybol'da kadın ve erkek branşları vardır.

    başakşehir, osmanlı gibi ne idüğü belirsiz kulüplerden çok daha süper lige layıktır.

    edit: takimin baskaninin ethem sancak'in kardesi oldugunu hatirlatan mesajlar aliyorum. bu kisiler gelip gecidir, kulupler, taraftarlar ve onlari var eden gecmisleri kalicidir. sancaklarin parasi salgin sebebi ile tum kuluplerin icine girdigi ekonomik darbogaz doneminde adana demirspora gidecekse gitsin. herkes akkoyun karakoyun kimler onlari biliyor zaten. demirspor, onlar gelmeden once de superlig'in kapilarini zorlayan, ama playofflarda sanssiz sonuclar almis olan, her sezon hedefi superlig olan kalburustu bir takimdi.

  • oasis'in 2 ekim 1995 tarihli 2. albümü what's the story morning glory'nin muhteşem kapanış parçası; sözleriyle ayrı, müziğiyle ayrı bir şaheser; oasis'in en uçlara varmış eserlerinden birisi kesinlikle. aynı zamanda 13 mayıs 1966 tarihli oasis singleı, b yüzünde slide away vardır. ancak bu single nedense sadece avustralya, fransa ve yeni zelanda'da yayımlanmıştır; bu sebeple şarkı temel tanınırlığını video klibine ve radyo singleı olarak abd'ye ulaşmış olmasına borçludur biraz da. (ha, bana kalırsa bazı şarkılar vardır, single olmasını, ya da kimsenin bilmesini istemezsiniz; champagne supernova da o kalibrede ve sınırlı azınlıkla paylaşmanızı isteyeceğiniz kadar özel bir şarkıdır, kişisel bir sapıklığım olsa da bu, belirtmek istedim.*)

    gelelim enteresan kısma. albümde noel gallagher adına kreditlenmiştir bu şarkı; yani bir noel gallagher bestesidir. mi acaba?

    iddialar odur ki, champagne supernova esasen bir paul weller bestesidir! güya, paul weller bu şarkıyı wild wood için bestelemiştir; fakat sonra albümde yer bulamamış, içine sinmemiş, hâliyle hiçbir şekilde kullanamamış olduğu için de bu şarkıyı noel gallagher'a vermiştir. (bu noktada bir bilgi daha vermemiz gerek elbette: paul weller, oasis'le, daha doğrusu noel gallagher ile sıkı dosttur. bu dostlukları oasis şarkılarına müdahale, kayıtlara katılma gibi ''müzikal'' katkıları da kapsayan bir dostluktur. her zaman kabadayı takılan ve kolay kolay kimseyi kendisinden üstün tutmayan noel gallagher'ın bir büyük gibi, bir öncü gibi saygı duyduğu, ''büyüksün aağbi'' kıvamında baktığı bir insandır hatta paul weller. zaten geçenlerdeki sükseli noel gallagher-damon albarn-graham coxon-paul weller buluşmasında gördük bunu.) noel gallagher da şarkı üzerinde oasisvâri dokunuşlar yaparak bu pası değerlendirmiştir iddiaya göre. iddia sahiplerinin bu noktada elbette görüşlerini desteklemek için kullandıkları bazı argümanlar da mevcut: paul weller, champagne supernova'da gitar çalmıştır, geri vokalde yer almıştır, şarkının kapanışındaki ıslık kendisine aittir. -kapanışta ''ooh'' geçişlerinde sesini duyarız kendisinin, hatta ''ooh'' eklemesini yapma fikri de kendisine aittir- yine albüm*deki bir başka eser the swamp song'da da parmağı vardır (bkz: #33181192) ve o dönemde de sık sık noel gallagher ile stüdyoda çalışmışlar, yardımlaşmışlardır. gibi. (bunların hepsi elimizde olan ve doğruluğuna emin olduğumuz bilgiler)

    bu noktadan hareketle, şarkının yazılışı ile ilgili pek çok farklı hikâye türemekte aslında.

    paul weller bahsi ile bakılacak olursa; ''o dönemde noel gallagher ve paul weller stüdyoya kapanıp birbirlerine bestelerini dinletmekte, yer yer fikir almaktadırlar; noel gallagher, what's the story morning glory'nin hemen hemen tüm şarkılarını kaydından önce paul weller'a dinletmiştir mesela. her neyse, paul weller da burada wild wood için kullanamadığı -ki bu albüm yayımlanalı 2 yıl olmuştur o zaman-, bestesini tam olarak yapamadığı ve elinde kaldığını düşündüğü bu bestesini dinletmiştir kendisine, elbette dinletilen champagne supernova'nın ''iskelet''idir, sonrasında beraberce bestelerler şarkıyı; solo kısmı tamamen paul weller'a ait olduğu için de albümde bu kısmı bizzat kendisi çalmıştır. bu şarkı böylelikle paul weller kökenli bir şarkı olur, arkadaşa bir armağan mahiyetindedir.''

    bu bahis tamamen kafalardan silinip bakılacak olursa; ''noel gallagher sarhoş ve evinden kovulmuş şekilde sevgilisi meg'in evine gider, burada pixies albümü bossanova'yı dinlemektedirler, kendisi bunu supernova olarak anlamıştır; eş zamanlı olarak da televizyonda da fransa'da şampanya yapımı ile ilgili bir belgesel vardır, sonra noel kafasında bu iki apayrı şeyi birleştirir ve ''buldum! champagne supernova!'' der. sonrasında aşama aşama şarkısını besteler, yer yer hâlâ anlamını bilmediği, kendince hiçbir anlamı olmayan sözlerle bezeyerek.''

    noel gallagher; şarkı ile ilgili herhangi bir yorumunda paul weller'a değinmiş değildir, bu durum bir ipucudur kanımca. zira richard ashcroft ile beraber o döneme ait en yakın dostu ve ağabeyi saydığı paul weller'dan kesinlikle bahsederdi bana kalırsa. yani etik olarak bahsetmesi gerekir en azından, değil mi? ha keza paul weller'ın da şarkı üzerinde sonraki zamanlarda da yorumu mevcut değil. kaldı ki gerçekten bu şarkı bir paul weller şarkısı olsa idi, noel gallagher bir dost olarak, ya da ticarî anlamda, nasıl olursa; mutlaka telif aşamasında karışıklık çıkardı, ''kimse kimsenin babasının oğlu da değil a.'' da diyor insan. ama aynı zamanda paul weller'ın iddialara ek olarak gitar çalmış ve geri vokalde olmuş olması, aradaki samimiyet ve dostluk gibi faktörler de şarkı paul weller'a ait olmuş olsa ya da ortak bestelense bile ''kreditte bir göz yumma, samimi bir armağan isteği'' olarak da yorumlanabilir çok çok fazla bir iyimser yaklaşımla.

    ne olursa olsun, şarkının bir noel gallagher bestesi olduğunu düşünüyorum kendi adıma, ya da düşünmek istiyorum açıkçası. bu kadar teori arasında da tutup herhangi birine inanana da ''neden inandın?'' denemez bence, zira noel gallagher şarkı alıntılama, doğrudan çalma, aşırı esinlenme gibi alanlarda alanında kesinlikle bir numara.

    her neyse, bize kalan bu şahane eseri dinlemek elbette. noel gallagher'ın ve oasis'in en ''psychedelic'' işi olarak da algılayabiliriz bence bu şarkıyı. -ki bunu sadece enfes efektlerine bakarak değil, aynı zamanda doğaçlama sololarına ve sözlerine bakarak bütüncül olarak söylüyorum- doğaçlama solo kısmına gelince, bu kısımda kesinlikle paul weller kendisini fazlasıyla hissettirmiş. (zaten gitar çalmış adam, daha ne yapacaktı?) aynı şekilde geri vokal de büyük ölçüde kendisine ait, fikir olarak. (ki ben de some might say gibi bazı birkaç kaliteli istisna dışında oasis'in geri vokal yetersizliğinden dem vururdum, champagne supernova'yı da some might say gibi geri vokal olarak ''çok kaliteli'' görürdüm, nitekim boşa değilmiş, paul weller el atmış yahu, oasis aynı oasismiş*)

    hülâsâ, şahane albümün en şahane kapanışıdır champagne supernova. şahane akor geçişleri, enfes liam gallagher vokali, yerli yerinde efektler, can yakan gitar soloları ve yumuşacık bir kapanışla el sallar size, ve albümünün ve kendisinin tüm gürültüsüne, azametine rağmen kibarca albümün sona erdiğini ilan eder. britpopun en temel yapıtlarından birisi böylelikle nihayete kavuşur.

    sona eren sadece albüm de değildir ayrıca, bir dönemdir; zira bu şarkıdan sonra oasis ne kadar çırpınmış olsa da hiçbir zaman bu ''son''un bıraktığı noktaya, bu ''son''un oluşturduğu zirveye erişememiştir.

  • ollgunluk değil de, doygunluk denilse daha doğru ifade edilebilecek olgu. zira o olgunluğa erişmişseniz mezardan bir kaç yıl uzaktasınız demektir.

  • -hayatım ne oldu?
    -neye ne oldu?!
    -ne biliim yüzün biraz solgun gibi...
    -nasıl yani, kötü mü görünüyorum?
    -yok hayır ne ilgisi var?
    -ne yani ilgisi yok mu?
    -ya üff, hasta mısın?
    -yaa hastayım evet, var mı diyeceğin!
    -nooldu şimdi ya?
    -neye nooldu? karnım ağrıyo tamam mı?
    -tamam...
    -ne demek tamam, benim canım acıyo diyorum!
    -peki ne yapayım, ilaç ister misin?
    -hayır, hiçbişi yapamazsın, yapamazsın!
    -ağrıkesici vs. ister misin?
    -hayır istemem, kimyasal ilaçlar kullanmamalı demiyo muydun sen?
    -evet de hastasın diye!
    -yaa başın ağrıdı di mi, çok mızmızlandım...
    -ya ne ilgisi var şimdi, senin için...
    -yok yok istemiyom, hiçbişi yapma benim için!
    -.....................
    -bana çikolata alsana...