ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
80 bin lirayla 10 yıl çalışmadan yaşamak
-
yiğit özgür'den gelsin.
howl
-
şiir gibi filmler derler ya hani, heh. gibisi fazla, şiir film. allen, jack, neal ve diğer beat'ler, çoğu burada. allen ginsberg'i canlandıran james franco howl'u feci okumuş, bambaşka. içerik ve dili sebebiyle sansürlenmeye çalışılan howl, bugün cayır cayır her yerde okunurken, filmi çekilirken, ilham verirken; onu yasaklamaya çalışanları ise sikleyen yok. solucan yemi oldu hepsi, ne güzel. ancak türevlerinin soyu devam ediyor. her yerde, her zaman da olacaklar. ne kötü. belki alışmak lazım denyoluklara, belki katlanmak lazım. duman sıtayla.
çok fazla alıntı var ama parmaklarımın bir hızı ve zamanımın da bir sabrı var. şöyle tadımlık ortaya bişeyler yaptırayım size. buyrun afiyet olsun. buyrun buyrun:
"ilham perinizle sanki bir arkadaşınızla konuşur gibi açık bir şekilde konuşmalısınız. bu şekilde kendiniz neyseniz yazılarınızda da onu bulursunuz". (bu cümle, benim şu anki şiir anlayışımı açıklıyor mis gibi. ağdalı ve yaşangaçlıktan uzak olmasa daha iyi olur şiir. kofti şiirselliğe hayır diyorum. tabii "aşkım da değişebilir gerçeklerim de". yarını bilemem.)
"jack kerouac yazıların, yazarın şahsiyetinden gelen kişisel bir şey olduğunu öğretti bana. bedeninden, nefes alışverişinden günlük konuşmasından gelen".
"kehanet 100 yıl sonra birilerinin bileceği, hissedeceği şeyleri şimdiden bilip hissetmektir. veya insanların bir yüzyıl sonra kavrayabileceği şeyleri üstü kapalı şekilde aktarmaktır".
şiirseverler ve sansürseverler bu filmi kaçırmayın.
kadınların erkeklere göre daha mutlu olması
-
kadınların en vasatının dahi erkeklerce "tercih" edilecek olmasıyla ilgili bence. yani kadınlar hiçbir biçimde kesif bir yalnızlık atmosferiyle karşılaşmıyorlar. o yüzden, "deniz kenarında kahve keyfi", "az insan, çok huzur" ve teşhircilik tarzı mutluluklara sahipler. sürekli olarak "birileri" var çünkü, onlara "alaka" göstermek için pusuda bekleyen bir sürü adam var. bu yüzden diledikleri gibi şımarma hürriyetine sahipler. bir de erkeğe bak; paçalarından aşağıya sürekli reddedilmişlik ve tenhalık duygusu akıyor.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
sene 1997, lisede bilgisayar dershanesindeki bir bilgisayarın masaüstündeki microsoft word kısayolunu kopyalayıp diskete yapıştırmak. bir gün bilgisayar alırsam word yüklerim diye düşünüp o disketi uzun süre saklamak.
yaran diyaloglar
-
- haci senin kardesin nereyi kazanmisti?
- izmir dokuz eylul
- hadi be, vay anasini satayim, artik 4 sene boyunca varya sikisten basini kaldiramaz.
- ..... ( kisa bir sessizlikten sonra)
- pardon senin kardesin kiz miydi, erkek miydi?
yaşlandıkça daha az konuşmak
-
hiçbir zaman hikâyenin tamamını anlatamayacağını; anlatamayacak kadar büyük parçalarında saklı olduğunu bilmek.
çok konuşmanın hiçbir faydasının olmadığını görmek.
olgunlaşmak.
kaliteyi çokluğa tercih etmek.
yorulmak.
yaya geçiş üstünlüğü
-
aslında hep var olan hatta 1999 senesinde sevim tanürek tarafından bir yaya geçidinde kullanılmak istenen , ama kırmızı ışık ihlali yapan başbakanın oğlu ,ehliyetsiz burak erdoğan tarafından yaşam hakkının geri alınması ile biten haktır.
10 ocak 2012 bilkent üniversitesi math101 finali
-
http://images.cheezburger.com/…081-fd14d36f49d2.jpg
// türkçeyken iğrenç oluyor bu gavur eğlencesi ama dayanamadım
notebook ekranına boza sıçraması
bir sayının sıfırla çarpımı bir eder
-
iddianın sahibi hanım kızımızın annesinin söylediğine göre hanım kızımız sınıf birincisiymiş. anlaşılan o ki kızı da 0 la çarpmışlar... 1. olmuş.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
kardeşim 6 yaşındayken..
_anne bişey sorucam..
_sor oğlum..
_biz seninle anne tarafından mı akrabayız?
_cin gibisin oğlum maşallah..
_evet mi?!
kıvanç tatlıtuğ'un londra'ya yerleşme kararı
-
zengin yerleşme kararı alır, fakir taşınır..