hesabın var mı? giriş yap

  • bir yerde okumuştum "annesinden önce uyuyanların derdine inanmıyorum" diyordu.
    geçen akşam erken uyudum. sonra kalktım yüzümü yıkadım. her zaman olduğu gibi yüzümdeki tuz eksilmedi.
    çay içermisin oğlum diye seslendi annem, ses yankıyı yerinden oynatıyordu ama görüntü yoktu.
    sesin hangi odadan taştığını öğrenmeye çalışırken bir demlik çayla oturmuş annemi gördüm bir başına.
    öyle yalnız, öyle kimsesiz, öyle karanlık.
    bütün dertleri bir araya getirsen, böyle bir dert oluşmazdı.
    kaç sene oldu hatırlamıyorum, bu kadar çok ağlandığını.

  • dünyada ilk kimyasal silah ms 256 yılında, tabiki ortadoğu’da -suriye sınırları içinde kalan- dura europos adlı roma şehrini ele geçirmek isteyen pers ordusu ile roma ordusu arasında kullanıldı.

    persliler şehir surlarının altında tüneller kazmış. romalılar da onları durdurmak için kendi tünellerini kazmış. ancak persliler tarihin belgelenmiş ilk kimyasal silah saldırılarından birini düzenleyerek kükürtle katranı yakmışlar. böylece açığa çıkan kükürt dioksit gazı 20 roma askerinin ölümüne yol açmış.

    "doğu suriye çölündeki dura (şimdiki dura-europos) kale kentinin altındaki dar bir tünelde, şehri pers imparatorluğu'ndan koruyan 20 roma askerini 1930'larda bulan arkeologlar bir tünel çöküşünde öldüklerini varsaydılar, ancak leicester üniversitesi'nden arkeolog simon james, kimyasal savaşın kurbanları olarak daha alışılmadık bir ölümle karşılaştıklarını tespit etti.

    ms 256 civarında, güçlü, genişleyen pers imparatorluğu'nun kuvvetleri roma kalesini kuşatır. şehrin dış duvarını yıkmak için tüneller kazarlar, romalılar ise onları durdurmak için karşı tüneller kazarlar. arkeolojik siteyi bir suç mahalliymiş gibi yeniden inceleyen simon james, askerlerin cesetlerinin roma ve pers tünellerinin birleştiği yere kasten yığıldığını farkeder. görünüşe göre persliler düşmanlarının cesetlerini bir barikat olarak kullanmışlardı. fakat persliler bu kadar karanlık ve kapalı bir alanda nasıl bu kadar çok roma askerini öldürebilmişti. simon james'e göre "persliler, romalıların tünel kazacağını biliyorlardı ve onlar için ölümcül bir sürpriz hazırladılar"

    tüneldeki kimyasal kalıntılara ve kükürt kristallerine dayanarak, perslilerin zift ve kükürt mangalları hazırladığı ve romalılar geçerken onları yaktığı sonucuna vardı. ortaya çıkan kükürt dioksit bulutu, askerleri saniyeler içinde öldürüyordu, tek kaçışları karanlık, dar alanda arkalarındaki arkadaşları tarafından engellenmişti. tünelde tek bir pers askeri de vardı. james, "yangını çıkaran adamın o olduğuna inanıyorum" diyor. "uygun şekilde yandığından emin olmak için çok uzun süre oyalandı, sonra kendisi de dumanlara boğuldu."

    savunma duvarı yıkılmasa da, sonunda persliler dura'daki herkesi öldürdü veya sınır dışı etti ve şehri harabeye çevirerek terk etti. simon james, "cesetler muhtemelen, ikinci derece de olsa, kimyasal savaşının en eski arkeolojik kanıtlarını oluşturuyor" demiştir."

    şehrin önemi, ilk kilisenin burada olması. olaya, tarihte ortadoğu’da kartların ilk kez yeniden dağıtılması olayı diyebiliriz.

    kaynak: amerika arkeoloji enstitüsü (2009)

  • birinin de cikip

    - ulan onun bunun evladi, haysiyetsiz, subyanci, pic
    sen mektep caginda dedigin
    ufacik kizlarin raksindan, gulusmesinden tahrik mi oluyorsun ?

    demedigi hadisedir.

    bu ve bunun gibi pedofili sozde dinci
    ibnelerin torunlari iste bugun gunasiri coluk cocugu kacirip katleden, tecavuz edenler.
    kurtulamadik gitti bu ruh hastalarindan.

  • bu diziyi proje a$amasindayken hbo'ya kabul etmeyen o zamanin yetkilisini asitte eritmi$ler. haberi alan showtime yetkilisi de meksika'ya kacmi$. :(

  • gören de sıkılıp bezmedi çalıştı çabaladı dişinden tırnağından artırıp başlattığı işini büyütüp sektörde lider hale gelip aldı zanneder.

    "dünya kadar malın olacağına fındık kadar .mın olsun" diye demeç verse daha şık ve samimi olurdu kendine göre bence.

    edit: fındır'ı fındık olarak düzelttim nickmiodanemis'e teşekkürler :)

  • einstein bir gün bakkala girmiş o zamanlar einstein, kamyoncu sigarası olarak bilinen uzun marlboro içiyormuş. marlboro'nun fiyatı ise beş dolar elli centmiş. einstein, bakkalın 9 yaşındaki çırağına 10 dolar uzatmış. bakkalın çırağı ona;

    - "dayı, elli centin daha var mı?" demiş...

    einstein çocuğa;

    -"ne elli centi yiğenim? ben sana 10 dolar verdim." demiş...

    çocuk;

    -" dayı elli cent daha ver de, sana 5 dolar para üstü vereyim. boşuna bozukluk taşıma sen." demiş...

    einstein'ın gözleri dolmuş ve;

    -"sen bir dahisin ufaklık. paranın üstü kalsın, senin olsun. "demiş ...

    o çocuk kim miymiş? o çocuk yazları oxford'dan, amerika'da bulunan amcasını ziyarete gelen ve amcasının dükkanında çıraklık yapan stephen hawking'in ta kendisi...

  • acun'un programlarıyla yetişen boş beleş gençlik yavaş yavaş mahsüllerini vermeye başlamış, hayırlı olsun.

    bunlara derhal üç posta aacayipsin-medcezir albümlerini dinletip üzerine de üç beş bölüm süper baba izleteceksin. 90'ların ruhundan biraz nasiplensinler de adam olsunlar.

  • geçenlerde sahile kahvaltıya gittik. hemen yan tarafımızda üç kız iki oğlan (15-16 yaşlarında) termosla çay getirmişler piknik tarzı kahvaltı yapıyorlardı. kahvaltıları bitince top oynadılar, fotoğraf çekindiler , hiçbir taşkınlıkta bulunmadılar. güzelce vakit geçirdikten sonra kızlardan birinin babası geldi almaya.gençleri evlerine bırakacak muhtemelen. kızının nerede kiminle olduğunu biliyor kafası rahat. işte bu kızlar kocaya kaçmazlar . bu kızlar üç beş çocuk peydah edip sokağa salmaz .genelde ailesinin düşüncesini önemser , zamanı gelince doğru tercihler yaparlar.