ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karabekir'in torunundan 15 temmuz tepkisi
-
kazım karabekir'i anma töreninde uzun uzun 15 temmuz anlatan akp'li bakana, bu törende 15 temmuz'u değil dedemi anlatın diyen bir adet haklı torun tepkisidir.
kaynak
evet, artık hepimiz çok sıkıldık. devletin içine kendi doldurduğunuz adamlar yaptı 15 temmuz'u. şimdi ise kalkıp bunda hiç payınız yokmuş gibi her yerde bu lafları tekrar ediyorsunuz.
kazım karabekir'in anma töreninde 15 temmuz ne alaka? anlat kurtuluş savaşını. anlat milli mücadeleyi. kazım karabekir'i bile 15 temmuz'a malzeme yapmaya utanmıyorsunuz.
adam dedesinin anma törenine gelmiş, 15 temmuz'u dinletiyorsunuz. artık baydınız.
şafak sezer'in 1.5 senedir işsiz olması
-
şaşırtan bir olay.
demek ki daha fazla yalaması şey pardon çalışması gerekiyormuş.
3. köprüye tırmanan gençler
-
izlerken sandalyeden inip halıdan seyrettiğim video.
sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi
-
başta meet joe black'deki fıstık ezmesi sahnesi olmak üzere ; brad pitt'in yemek yediği her sahnedir.
kolaj yapılmış hali dahi mevcuttur.
http://www.youtube.com/watch?v=v4eg7v7o10e
1928'de kağıthane'de içen dayılar
vikings
para isteyince pantolonumu getir diyen baba
-
babaların babasıdır.
en yüce duyguların babasıdır.
babanın sandalyede ikiye katlanmış şekilde duran pantolununu alırken ve taşırken gösterilen özen ve ciddiyet de önemli bir husustur konu ile ilgili olarak.
kemal sunal'da bir iki filminde böylesi bir baba tiplemesi canlandırmıştır.
(bkz: çizgili pijama)
edit: kemal sunal eklemesi.
türk dizi tarihinin en iyi sahnesi
-
cennet mahallesi'ndeki yunus'un akrostişle pembe'ye "polonezköydeyim" yazdığı sahnedir.
çanakkale savaşının asıl kahramanı liman paşadır
-
atatürk ile mukayese edebileceği tek bir dinci asker bulamayınca alman ordusundan medet uman bir adet soysuzun iddiası.
beypazarı maden suyu
-
san pellegrino, perrier vs gibi global rakiplerini denemiş, düzenli içmiş birisi olarak işin kimyasal içeriğine o’suna bu’suna girmeden söylüyorum onlardan katbekat daha lezzetlidir
hans-ulrich rudel
-
2. dünya savaşı esnasında alman saflarında bombardıman uçak pilotu olarak savaşmış savaşçı.
20 yaşında alman hava kuvvetlerine girmiş ve iki sene sonra kıdemli bir askeri öğrenci olarak zorlu yeni teknikler öğrenmiştir. oldukça başarılı kabul edilen rudel, eğitim amacıyla başka bir okula nakledilmiş ve eğitimine orada devam etmiştir. bu sırada eğitim sürecinde üçüncü senesini tamamladığında teğmen rütbesine atanmıştır.
2. dünya savaşı sırasında ise polonya seferlerine gözlemci olarak katılmış ve bu sırada 2. sınıf demir haç madalyası kazanmıştır. bunu üzerine üstteğmen olarak britanya savaşına geçmiştir.
rudel, sovyetlerin almanya'yı işgal ettiği sırada, sovyetlere karşı gösterdiği üstün zaferler 1. sınıf haç madalyasını da kazanmıştır. işgal esnasında sovyetlere karşı gösterdiği en önemli başarılardan biriyse 1000 kg'lık mermi ile sovyet savaş gemisini batırması diyebiliriz.
savaş esnasında defalarca yaralanmasına rağmen asla savaşmak vazgeçmemiş, sürekli uçuşa devam etmiştir. savaş hayatı boyunca gördüğü en ciddi tehlike ise 40 mm'lik kabuk parçasının uçağına çarpmasıyla sağ ayağından yaralanmış ve zorunlu olarak alman hatlarına inmiştir. birlikte uçtuğu arkadaşı tarafından kanaması durdurulmuş ve ölümden bir kez daha kurtulmuştur. tabii bu sırada bir bacağını kaybettiğini de belirtmek lazım.
bu kadar başarı ve hayatını almanya için tehlike atması hitler'in gözünden kaçmamış. kendisine savaşmaktan vazgeçmesini ve diğer insanlara örnek olması için hoca olarak ders vermesini söylemesine rağmen rudler savaşmaktan vazgeçmemiş ve yine uçuşlara devam etmiştir.
savaş esnasında 2530 kere yapmış olduğu uçuşla düşman saflarında yaratmış olduğu zararı somutlaştırmak gerekirse:
- 519 rus tankı,
- 1 savaş gemisi,
- 1 destroyeri,
- 70 bot,
- 800'den fazla motorlu araç,
- 7 savaş uçağı,
- rus sabit hedeflerine ağır hasar,
- 150'den fazla topu imha etmiştir.
stalin tarafından kendisi için 100.000 ruble ödül konulan rudel, savaş bittiğinde sovyetlerin eline düşmemek için 1945 senesinde abd'ye teslim olmuş ve 11 ay esir olarak tutulmuş. esaret süreci bittiğinde ise arjantine taşınmış.
savaştan sonra hayatı ise şöyle seyretmiş:
bir bacağı olmamasına rağmen kayak, tenis gibi birçok sporla ilgilenmiş. hatta ve hatta amerika'daki en yüksek tepe olan aconcagua'ya tırmanmıştır. kitap çıkaran, siyasetle aktif olarak ilgilenen rudler, ölmeden önce almanya'ya dönmüş ve başarılı bir iş adamı olmuştur.
1982 tarihinde ise vefat eden rudler'in cenazesine katılanlar nazi selamı vererek kendisini uğurlamıştır.
kaynak: https://tr.0wikipedia.org/…vsgfucy1vbhjpy2hfunvkzww