hesabın var mı? giriş yap

  • kaderine küsmüş, umudunu yitirmiş, olmayacağına inanmış ve yalnızlığı kanıksamış insandır. denedik de ne faydasını gördük, der. yalnızdır. mutsuzdur. üzgündür ama çabalayacak ümidi kalmamıştır.

  • muhtemelen başka bir başlıkta uzun uzun ele alınan konudur, bu başlıkta bu kadar az entry olması bana normal gelmedi.

    her neyse, olaya gelelim.

    bu aslında çok doğru, çok güzel, çok gerekli bir hamledir. farklı evlerde yaşarken sürekli birbirinin yanında kalmakla öğrenemeyeceğiniz çok şeyi öğretir. çiftlerden birinin evinde, dolayısıyla onun özel alanında olma tahakkümünü yok ettiği için birlikte yaşama, geçinme, gündelik hayatı idame etme, masraflarla başa çıkma, birlikte sahiden mutlu olup olmadığını öğrenme imkanı sunar bu yaşam biçimi. sevdiğiniz kişi temiz midir, hijyene dikkat eder mi, ev işlerinde yardımcı mı, zihinsel yükü (sürekli program yapma, evi çekip çevirme yükünü) hafifletiyor mu, yoksa yalnızca kendinden isteneni mi yapıyor, sıkıldığında, bunaldığında, yalnız kalmak istediğinde size nasıl davranıyor gibi gibi... pek çok veri sunar.
    mahkeme, aile, nafaka, akrabalar arka planı olmadan basıp gitme özgürlüğü de sunar. bence çok önemlidir.

    ama teoride bu kadar veri sunan bir yapının türkiye'de pratiğe uyarlanması bazı dertleri göğüslemeyi gerektirir. komşular, ev sahibi, aileler, hatta belki çiftlerden biri bile özellikle kadın hakkında çok kötü şeyler düşünüyor olabilir. kadın bunu hep zihninde tutarak ve çok da önemsemeyerek böyle bir işe girişmeli. bu yaşam biçimini kaldıran bir kentte yaşanmalı. en önemlisi de çiftlerin ikisinin de iyi birer iş sahibi olması gerektiği. özellikle kadın sağlam karakterli, iyi kazanan ve kendinden emin biri olmalı.

    türkiye'de genelde evlilik öncesi tercih edilebilir. birlikte yaşama pratiğine büyük kentlerin merkezi semtlerinde ya da kendi halindeki küçük batı illerinde sık rastlanabilirse de türkiye'de böyle yaşayan kişilerin kendilerinin bile bu yaşam biçimi sindirdiğine inanmıyorum.

  • 1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.

    2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.

    3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.

    4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.

    5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.

  • aynı zamanda temel karamollaoğlu'na "ben sizi dinlemek istemiyorum" diyen kadındır. e sen dinlemek istemiyorsun da başkan seni niye dinliyor?
    peki şu yaptığın çıkışı erdoğan'a yapabilir misin?