hesabın var mı? giriş yap

  • ezgicim, dizi setinde hakarete uğradın, şiddete uğradın, hayvanın teki boğazına çöktü ve seni boğmaya çalıştı, dizi ekibi arkanda durmadı, dava açman diziye zarar gelir diye engellenmek istendi, mağdurken bir de işinden kovuldun oysa ki karşı tarafa işten "ayrılma" hakkı tanındı ama sen gene de diziye dön çünkü senin yokluğunu ekşiciler on senedir üzerlerinden atamamışlar.
    hem ne olabilir ki en kötü? diyelim ki biri gene boğazına yapıştı, gene saçından tuttu sürükledi, gene kafanı kaldırımlara çarptı, alt tarafı dava açman engellenir exxen müşteri kaybetmesin diye. he bir de dayakçı ve azmettiricinin sırtı sıvazlanırken sen kovulursun. aşkolsun, bunlar mı dert? sana kazık atmış bu ekibe dön ezgi. o dönemlerde bir söz vardı, kafalar pırıl pırıl diye; heh işte aynen öyle buralar zira.

  • "meh meh meh, kölelik kalktı sanıyorsunuz ama sadece şekil değiştirdi" deyip de yaşadıkları beyaz yakalı kapitalizmiyle köleliği karşılaştıranlar bir zahmet köleliğin nasıl bir şey olduğunu araştırabilirler mi?

    birilerinin sana ruhunla, bedeninle sahip olduğu bir olgu kölelik. sahibin canı sıkıldığı için seni gece uykundan uyandırıp kırbaçlayabiliyor ya da ne bileyim gelip tecavüz edebiliyor. yetmiyor, ondan doğurduğun çocukları satıyor, hatta işleri kötü giderse seni de satıyor. bir şeye sahip olman mümkün değil, çuvaldan bozma kıyafetler giymek, yatağa aç gitmek zorundasın. fazladan bir lokma yesen, bir şey söylediğinden ses tonun sahibinin hoşuna gitmese ya da ne bileyim yanlışlıkla sahibinin gözünün içine baksan ölüm de dahil olmak üzere cezalandırılabilirsin. seni koruyan herhangi bir kanun ya da kurum yok. tam tersine bir şekilde kaçsan, kurtulsan, sahibinin kanunen seni yakalatma hakkı var...

    sen şimdi bunu gidip modern kapitalizmle karşılaştırıyorsun, hatta kendi durumunu bununla özdeşleştirip kendine acıyorsun öyle mi?

  • prens için talihsiz bi' karşılaşma olduğuna işarettir.
    düşünsene prenssin tatilde bizimle karşılaşıyorsun.

  • işyerinde, mutfak işlerinden sorumlu tonton ablamız soruyor:

    - siz nereliydiniz?
    - istanbul.
    - yok yok. aslen yani. anne baba dedeniz hepsi istanbullu mu?
    - zamanında anne tarafı saraybosna'dan, baba tarafı iran'dan gelmiş.
    - olsun. insan olması önemli.

    mordorluyum dedim sanki ablaya.

  • o kitabı erdoğan'ın yazdığını düşünen var mı?

    danışmanı olarak tuttuğu ayak takımın bir araya gelip ''mevcut enkazı nasıl kaldırırız'' çalışmasının ürünlerinden biri bu kitap.

    erdoğan'ın bu kitabı açıp okuduğuna bile inanmıyorum. kimse bana prompter olmadan konuşamayan bir adama kitap yazdı dedirtemez.

  • ben bugünlerde bunun kat kat üstüne çıkılmış bir dangalaklık gördüm. arkdaşlarımdan biri kendi çocuğu ve bir sürü başka çocuğun olduğu bir fotoğraf paylaştı. sadece kendi çocuğunun yüzünü emoji ile kapatmış. yani senin düşüncene göre sadece senin çocuğuna nazar değmesin öbürleri ölsün gebersin. yaptın bi aptallık hepsini kapat. fotoğraf on emoji ile iyice bok gibi olsun.

  • beyler 40 yaşındayım. çok dolu gördüm ama bu kadar büyük ve sert dolu görmedim. dolu da denemez, resmen titanıc'e çarpan buz dağı yağıyor. ölen yoksa büyük şans.

  • hiç de bile aklımı yitirmediğim olay. gecede 20-30 kişi gelip kilot değiştiriyor bizim benzinlikte. alıştık yani artık. kapiş!

  • iphone 7 cihazında telefon görüşmelerinde yaşanan hoparlörden cızırtı gelmesi sorunu ile ilgili olarak birkaç gün uğraşarak genius bar randevusu alınır; yapılan testlerde hiçbir sorun bulunamamasına rağmen eğer talep edilirse ürün değişimi yapılabileceği bilgisi verilir ve bunun üzerine sıfır yeni bir cihaz verilir. apple'ın yapıp da diğerlerinin yapamadığı şey işte budur. cihazı sattım bitti değil, satış sonrası da en az satış kadar önemli bunun apple kadar farkında olan başka bir teknoloji firması göremiyorum ben.

  • insanların zaman yolculuğunu, yenilenebilir enerjiyi tartıştığı; insan ömrünü uzatabilmek için kafa patlattığı bir zamanda -muhtemelen- yaşıtı olan bir hemcinsiyle -yine muhtemelen- sevgili kavgası yapan kişidir.

    aslında yaşamanın amaçsızlığını, uğrunda yaptığımız onca uğraşın boşunalığını göstermektedir.